Bu karar kocaman bir şaka olmalı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Astana’daki Üçlü Zirve’de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran lideri İbrahim Reisi ile el ele poz vermesi Batı’nın tepkisini çekmiş.

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock “Türkiye Cumhurbaşkanı'nın böyle bir fotoğrafta bulunması, en hafif tabirle meydan okumadır. Türkiye'nin NATO üyesi olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda bu fotoğraf benim için anlaşılmazdan da öte" demiş.

CIA Başkanı William Burns daha da ileri gitmiş “Türkiye ve Erdoğan, hokkabazlıkta çok iyiler, ustalar. Çok sayıda görünüşte çelişkili ilişkiyi bir arada götürüyorlar” demiş.

Fakat ardından Türkiye’nin Ukrayna’nın tahıl stoklarının dünyaya açılmasında oynadığı kilit rol sorulduğunda, Rusların anahtarı elinde tuttuğunu söyleyen Burns, Türk tarafı ve Birlemiş Milletler’in çalışmalarını “akıllıca bir çaba” olarak değerlendirmiş. “Türk tarafının çabalarını takdir etmeli ve desteklemeliyiz” diye eklemiş.

Almanya Dışişleri Bakanı’na da Türkiye’yi hokkabazlıkla suçlayan CIA Başkanı’na da sormak lazım; Erdoğan Astana’da Putin’i ikna etmeseydi bütün dünyanın beklediği o tahıl stoku dışarı çıkabilecek miydi? Savaşın ortasındaki Ukrayna tahıldan ihtiyacı olan geliri elde edebilecek miydi?

Tahılı yiyince iyi Erdoğan’ın Putin ile el ele tutuşması mı kötü?

Kaldı ki Alman Dışişleri Bakanı, kendi Başbakanı Olaf Sholz’un Moskova seferini ve Putin’in Sholz’u masanın öteki ucuna oturtarak aşağılamasını ne çabuk unuttu?

CIA Başkanı’nın ‘derin’ Erdoğan analizleri yaptığı Aspen Güvenlik Forumu’nda İngiliz İstihbarat Örgütü MI6’in Başkanı Richard Moore da dikkat çeken sözler sarf etti.

MI6’e geçmeden önce İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi olan ve Türkiye Cumhurbaşkanlığı’yla yakın temaslarını sürdüren Moore bizimle ilgili ters bir yorum yapmadı ama Rusya’nın bu savaşta “neredeyse sıfırı tükettiğini” öne sürdü. Hatta bu nedenle Ukrayna’nın karşı saldırıya geçme fırsatı olduğunu iddia etti.

Dün Murat Yetkin, Moore’un beklentisinin boşa çıkabileceğini anlatan bir analiz yazmış, tecrübeli siyasetçi Henry Kissinger’ın bile “Ya Rusya kazanırsa?” sorusunu yanıtlamamayı tercih ederek daha gerçekçi davrandığını hatırlatmıştı.

Katılıyorum. Putin bırakın sıfırı tüketmeyi, güçlü Merkez Bankası rezervleri ve doğalgaz kartıyla savaşı neredeyse fazla yara almadan sürdürüyor. Üstelik maalesef Ukrayna işgalini de adım adım ilerletiyor.

Haziran 2022’de 586,1 milyar dolar olan Rusya Merkez Bankası rezervi 21 Temmuz 2022 itibarıyla 565,3 milyar dolar olarak açıklandı. Sıfırı tüketiyor olsa bu kadar cüzi bir kayıp yaşamazdı herhalde.

Ekonomist Mahfi Eğilmez geçen hafta bu konuya değinerek Batı’nın Rusya’nın para politikasından ders çıkarması gerektiğini anlatmıştı. Zira Rusya enflasyonla mücadele konusunda FED’i bile sollayan bir performans sergiliyor.

Artan enerji fiyatlarına ve Avrupa’nın doğalgaz bağımlılığına da bakınca en azından önümüzdeki kış sıfırı tüketen tarafın Putin olmayacağı belli…