Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        AK Parti 2002 yılında iktidara geldiğinde ben 18 yaşındaydım.

        Ondan öncesinde Türkiye’nin yaşadığı çalkantıları pek hatırladığımı söyleyemem.

        Geçimimi ailem sağladığı için eski ekonomik krizlere dair hafızamda derin bir iz yok.

        20’li yaşlarımın ortasını ise gayet güzel zamanlar olarak hatırlıyorum.

        1 doların 1,5-2 Türk lirası olduğu günlerdi. Eşimle birlikte bolca seyahat ederdik. Avrupa’nın tüm başkentlerini, ABD’nin pek çok eyaletini, Fas’tan Endülüs’e tarihi şehirleri 30 yaşıma gelmeden görmüştüm.

        Gittiğimiz her şehirde iyi otellerde kalır, Michelin yıldızlı restoranları denerdik.

        Çok mu zengindik? Hayır.

        Aksine bugünkünden daha az kazanıyorduk.

        Fakat Türk lirasının alım gücü yüksekti.

        O zamanlar Türkiye’de orta sınıf için yurt dışında tatil yapmak olağan bir durumdu.

        Paris’te, Londra’da, Madrid’de sokaklar Türk turistten geçilmezdi.

        Şimdi 40 yaşıma yaklaştım ve bu bahsettiğim çapta seyahatler yapmak bugün bana hayal gibi geliyor.

        Sadece benim için değil geçmişte sıkça yurt dışına çıkan yüzbinlerce insan için durum böyle...

        1 doların tekrar 1-2 lira olacağı, dünyadaki akranlarımızla eşit olanaklarda yaşayabileceğimiz mutlu güzel günleri özlüyoruz.

        Peki o günler yakın mı?

        Dün iktidarın açıkladığı Orta Vadeli Plan’a bakılırsa hayır.

        Raporda ortalama dolar/TL kuru tahminleri 2022 yılı için 16,62, 2023 yılı için 21,52, 2024 yılı için 24,62, 2025 yılı için 25,76 olarak açıklanmış.

        Yani bırakın bu seneyi 2025’te dahi doları düşürmek gibi bir hedefleri yok.

        Yeni ekonomik plan başladığında bol bol ‘rekabetçi kur’ güzellemesi dinliyorduk.

        “İhracat ve üretim artacak, turizm gelirleri yükselecek, cari fazla vereceğiz, ülkeye döviz girişi o kadar bollaşacak ki sonunda hem dolar/Euro kuru hem de enflasyon düşecek” deniliyordu.

        Enerji fiyatları o kadar yükseldi ki bırakın cari fazla vermeyi cari açığımız arttı.

        Elbette sadece bizde de Avrupa’da da enerji fiyatları yükseldi.

        Alman siyasetçiler emekli vatandaşlarına bu kışı Antalya’da geçirmelerini tavsiye ediyor.

        Hatta Almanya'nın ucuzluk marketi Lidl müşterilerine Türkiye’de 5 yıldızlı otel için 22 gün her şey dahil 599 Euro’ya tatil satıyor.

        Bir Alman, üç öğün yemek ve her türlü imkana sahip söz konusu otelde geceliği sadece 27 Euro ödeyecek. Üstelik bu paranın içinde gidiş dönüş uçak bileti de dahil.

        Dün bu ilan üzerine Cumhurbaşkanı’nın başdanışmanlarından biri “İlahi adalet. Bize muhtaçlar” diye yazmış.

        Gerçekten ilahi adaletten söz edeceksek şunu sormalıyız; bugün Türkiye’de kaç emekli Almanya’da 22 gün her şey dahil tatil yapabilir?

        Hadi Almanya’yı geçelim, kaç emeklimiz Antalya’da 22 gün tatil yapabilir?

        Sıktı dişini, gidecek diyelim...

        Almanlara verilen fiyat 22 gün için 600 Euro. Yani bugünkü kur ile yaklaşık 11 bin TL.

        Peki ilanda görülen otele Türkiye’den rezervasyon yapmaya kalkışsanız ne kadar?

        Bir haber sitesi test etmiş. 22 günlüğü 66 bin 978 TL!

        O ‘ilahi adalet’ten bize de lazım.

        Diğer Yazılar