Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun seçimden sonra "6 genel başkan da aynı imza yetkisine sahip olacak, aynı karar süreçlerinde eşit olacak. Biri diğerine üstün olmayacak, biri diğerinden bir adım önde olmayacak” sözleri tartışılıyor günlerdir.

        Davutoğlu dün yeni bir açıklama daha yapmış. “Aday tek başına seçime girmiyor. Altı genel başkanın onayı ve desteği ile seçime giren bir aday, genel başkanların yürütme erkinin kullanımında etkin konuma sahip olmalarını da kabul etmiş demektir” diyerek sözlerinin arkasında durmuş.

        Sayın Davutoğlu kusura bakmasın ama ben bu sözlerini hayalperestlik olarak görüyorum.

        Hadi yüzde 50’den fazla oy alarak cumhurbaşkanı seçilen yani masadaki kimi partilerin 50 katı oy alan kişi bu şartı kabul etti diyelim...

        Yüzde 1-2 oy alan bir partinin genel başkanı ile yüzde 15-20 oy alan partinin genel başkanı aynı etki gücüne sahip olabilir mi?

        Bu hem siyasetin doğasına hem de insan doğasına aykırıdır.

        Hangi formülle seçime giderlerse gitsinler seçimden sonra aldıkları oy kadar ağırlıkları olur.

        Halk sizi yönetimde görmek istiyorsa parlamento seçimlerinde partinize oy verir. Vermezse “Ama Cumhurbaşkanı benim desteğimle seçildi ben olmasam seçilemezdi” deseniz de kimse sizi ciddiye almaz.

        “Ama böyle anlaşmamıştık” diyene de “Oyun kadar konuş” derler.

        Ayrıca bu tür açıklamaların daha er meydanında kendisini ispatlamamış yeni kurulan partilerden gelmesi cumhurbaşkanı adayı olacak kişiyi şimdiden sakatlar.

        Otoriterliğe savrulmasın diye elini kolunu bağlayacağınız adayın seçim meydanında Erdoğan gibi güçlü bir figür karşısında mücadele edebilmesini ummak saflık olur.

        Enerji Bakanı Dönmez'e 1 trilyon dolar hesabını sordum

        Enerji Bakanı Dönmez'e 1 trilyon dolar hesabını sordum
        0:00 / 0:00

        Önceki akşam Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ile Karadeniz’de keşfedilen doğalgazın karaya ulaştığı Filyos Doğalgaz İşleme Tesisi’nden özel bir yayın yaptık.

        Yayından önce Bakan Dönmez ve TPAO Genel Müdürü Melih Han Bilgin ile yüzde 80’i tamamlanan inşaat alanını gezdik.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın rezerv miktarının 710 milyar metreküpe çıktığına ve bunun da toplam piyasa değerinin 1 trilyon dolar ettiğine dair açıklaması tartışma yaratmış, muhalefet bu sayıları abartılı bulduğunu söylemişti.

        Ben de Bakan Dönmez’e bu eleştirileri hatırlatarak “1 trilyon doları neye göre hesapladınız?” diye sordum.

        “Piyasadaki güncel rakamlarla bugün ödeyeceğiniz meblağ bu. Bin metreküp doğalgaz cumhurbaşkanımız o açıklamayı yaptığı gün 1440 dolardı. Bunu 710 milyar metreküp ile çarptığınızda 1 trilyon dolar ediyor. Eğer 1000 dolar olsaydı o zaman da 710 milyon dolar diyecektik” diye yanıt verdi.

        Peki 710 milyar metreküp rezervin ne kadarı gerçekten çıkarılabilecek?

        Bunu da sordum.

        “Bu açıkladığımız zaten üretilebilir net rezerv. Brüt rezerv bunun üzerinde. Biz milletin kafası karışmasın diye netini söyledik” dedi.

        Bu arada ilginç bir detay da öğrendim. Malum CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç’un “Her seçimden önce rezerv bulduklarını söylüyorlar, bu yalana kim inanır” sözleri çok konuşulmuştu.

        Bakan Dönmez TBMM’deki Enerji Komisyonu’nda görev alan tüm milletvekillerini Sakarya Gaz Sahası’na davet etmiş ama muhalefet milletvekilleri düzenlenen geziye katılmamışlar.

        “Muhalefet liderlerini de davet edecek misiniz?” dedim.

        “Ayrım yapmadan söylüyorum, ilgilenen kim varsa gelsinler gezdirelim” dedi.

        Keşke bu teklifi kabul edip gidip yapılan çalışmaları yerinde görseler. Akıllarındaki soru işaretlerini doğrudan yöneltseler.

        Karadeniz’deki keşif tek başına Türkiye’nin tüm enerji ihtiyacını gidermeyecek olsa da hem yükü hafifleteceği hem de Türk mühendislerine derin denizlerde arama yapma ve işleme kabiliyeti kazandıracağı için çok kıymetli.

        8 bin kişinin çalıştığı şantiye alanında tüm operasyonun TPAO öncülüğünde yürütüldüğünü görmek, tersine beyin göçüyle ülkemize dönen Türk mühendislerin hikayelerini dinlemek gururu vericiydi açıkçası.

        Diğer Yazılar