Gerçekçi yaklaşım
Dün akşam Fatih Altaylı Teke Tek’te Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ve 6’lı Masa'nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı Mansur Yavaş’ı konuk etti.
Altaylı, Yavaş’a "Depremde yıkılan şehirler ne kadar sürede belli bir düzene girer?” diye sordu.
Yavaş’ın yanıtına geçmeden önce iki hatırlatma yapayım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 1 yılda halledebileceklerini iddia ediyor. Yıkılan konutların önemli bir bölümünün seçimden önce temelini atıp seneye teslim etmeyi hedefliyor. TOKİ Başkanı’nın açıklamasını da yukarıda anlattım.
Buna karşılık Ali Babacan ise birkaç gün önce “Biz 6 ayda bitiririz. Üstelik ücretsiz teslim ederiz” dedi.
1 yıl bile zorken 6 ayda bitiririz demek ayakları yere basan bir vaat mi emin değildim.
Dün akşam Mansur Yavaş’ı dinleyince anladım ki değilmiş.
Çünkü Yavaş son derece gerçekçi bir biçimde sürecin hiç de kolay olmadığını anlattı.
Öncelikle vatandaş ile devlet arasında çıkan anlaşmazlıklardan söz etti.
“Devlet vatandaşa ‘Sizi farklı bir bölgeye taşıyacağız. Evinizi başka yere yapacağız’ diyor ama vatandaş bulunduğu araziyi terk etmek istemiyor. Bunun için bir an önce jeolojik etüt raporları hazırlanarak vatandaşların ikna edilmesi gerekir.
Hukuki sorunlar da çıkacak. Siz evinizi 5 milyon liraya almışsınız. Onun yerine TOKİ size ev verecek. Onun değeri ne olacak? Kimi evler hisseli…
Ayrıca şehir merkezlerinde enkazların kaldırılması çok uzun sürecek. Nurhak’ta molozlar dere yatağına dökülüyor. Asbestli atıklar toprağı ve suyu kirletecek. Milyonlarca ton hafriyatın atılması bunun için uygun yer bulunması hiç kolay değil” diyor Yavaş.
Siyasetçiler özellikle seçim döneminde, Demirel’in bir zamanlar dediği gibi “Onlar ne veriyorsa ben 5 fazlasını vereceğim” demeyi severler.
Fakat işin bir de seçim sonrası var. Ben bu açıdan Mansur Bey’in “Seçimi kazanırsak şöyle uçarız böyle kaçarız” diye bol keseden atmak yerine gerçek tabloyu anlatmasını takdir ettim doğrusu…