Muharrem İnce’nin millet ittifakına katılmama kararı sonrası Memleket Partisi ve CHP arasında karşılıklı suçlamalar dönemi başladı.
Muharrem İnce, Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptıkları görüşmede kendisine ittifakla ilgili hiçbir teklif yapmadığını söylemişti.
Bunun üzerine Habertürk TV’de yayına katılan Kılıçdaroğlu “Orada değil ama teklif yapıldı. Ayrıntılara girmek istemem. 14 Mayıs sonrasına dair bir teklif mi? Öncesi de sonrası da. Bir teklif yapıldı ama üzerinde uzlaşılamadı. Biz üzerimize düşeni yaptık" dedi.
Fikri Sağlar ve Engin Altay da dün İnce’ye teklif götürdüklerini fakat onun kabul etmediğini iddia ettiler.
Eski CHP milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Fikri Sağlar, görüşmeyi bizzat kendisinin gerçekleştirdiğini söylerken, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay İnce ile Kılıçdaroğlu’nun ziyareti sonrasında iki kez görüşüldüğünü duyurdu.
Buna karşılık İnce de yeni bir açıklama yaparak “Dolaylı görüşmelerde ilkesel bir ittifak yapılabileceği muhataplara iletilmişse de partimizi ziyaretleri öncesinde bir geri dönüş olmamıştır. Bütün kamuoyu gibi bizde de (her ne kadar ziyaret adayların kesinleşmesine 24 saat öncesine bırakılmışsa da) partimizi ziyaretlerinde birinci ağızdan bir görüşme olur beklentisi oluşmuşken, meselenin yakınından bile geçilmemiştir. Daha sonra kamuoyunda bu konu ile ilgili tepkileri bastırmak için olsa gerek adayların kesinleşmesinden sonra hatırlı dostları araya sokarak bazı teklifler yapılıyormuş gibi yapılmıştır" ifadelerini kullandı.
Gelinen noktada İnce’nin haklı olduğu kanaatindeyim.
İnce teklifin bizzat Kılıçdaroğlu’ndan gelmesini bekledi.
Dahası bu görüşmenin çok geç bir tarihe bırakılmasını da gönülsüzlük alameti olarak yorumladı.
Belli ki Kılıçdaroğlu ise aracılar vasıtasıyla bir nabız yoklasa da İnce ile pazarlığa girmek istemedi.
İşin aslı iki taraf da birbirinden hazzetmiyor.
Muhalif seçmen kızmasın diye iki taraf da bu birlikteliğin karşı tarafın tutumu nedeniyle mümkün olmadığını söyleyerek suçu karşıya atıyor.
Günün sonunda ortaya çıkan tablo CHP adına bir siyasi hesap hatasıdır.
İnce’nin oylarının son düzlükte yükselebileceğini öngöremediler.
6’lı Masa'ya Memleket Partisi’ni davet etmek istemediler.
Gerçi İnce de her fırsatta muhalefete sert eleştiriler getirerek bu birlikteliği zora soktu.
Fakat siyasette maharet 50+1’in mevzubahis olduğu bir seçimde ittifakı olabildiğince genişletmektir.
Kılıçdaroğlu geçmişten gelen anlaşmazlıkları ve şahsi kızgınlıkları bir kenara bırakıp, bir şekilde İnce’yi kendi safına çekmeyi başarmalıydı.
Bu arada muhalif kesimin İnce’ye ve onu destekleyenlere yönelik küçümseyici ve suçlayıcı tavrı da son derece problemli
Bekir Ağırdır, "İnce'nin oyu neden arttı, Millet İttifakı bunu anlamalı. Gençler diğerlerinde umut görmedikleri için 'Muharrem İnce' diyor. Gençlerin tepkisini görünür kıldı diye İnce'yi eleştirmek işin en kolayı. Millet İttfakı’nın Muharrem İnce ile sağlıklı bir diyalog kurması gerekiyor çünkü bu durum seçimi ikinci tura kalması riskini içeriyor ve iktidarın kazanma ihtimalini güçlendiriyor" demiş.
Bu tespitlere katılmamak mümkün değil. CHP çevreleri İnce’ye karşı üstenci bir tavır alarak onu adaylıkta kararlı hale getirdikleri gibi, seçim ikinci tura kalırsa Memleket Partisi tabanının CHP liderine oy verme olasılığını da zorlaştırıyorlar.