Özgürlük, adalet ve huzur: Lübeck
Hamburg’a 1 saat uzaklıkta Kuzey Almanya’nın Ostsee kıyılarındaki Lübeck, geçmişin izlerini kusursuzca taşıyor. Parke taşlı sokaklarından otomobilleri çıkardığınızda kendinizi Ortaçağ’da hissedebilirsiniz.
Adını duyup hatta birkaç kez otobanda kıyısından geçip gittiğim şehirlerden biri Lübeck. Hamburg’a yaklaşık 1 saat uzaklıkta Kuzey Almanya’nın Ostsee (Doğu Denizi) kıyılarında Trave Nehri’ne ev sahipliği yapan bir şehir. Beni Lübeck’te şaşırtansa geçmişin izlerini taşımaktaki kusursuzluğu. Öyle ki parke taşlı sokakların içinden otomobilleri hatta bisikletleri çıkardığınızda Ortaçağ şehrinde kendinizi bir başınıza kolaylıkla geçmişte hissedebilirsiniz. Bu yanıyla dev bir film platosu gibi. Bir farkla, o sokak ve binalarda hâlâ normal bir hayat sürüyor. Almanya üçüncü büyük kilisesi Marien Kirsche ve çevresinden biraz uzaklaşıp kendinizi ara sokaklara attığınızda irili ufaklı restoranlar, şaraphaneler, mağazalarda pek çok sürprizle karşılaşacaksınız. Eğer daha önce Hamburg’a gittiyseniz yeniden gidince bir Lübeck kaçamağı yapmanızı tavsiye ederim. Bir gece kalmanız şahane olur ancak günübirlik bir Lübeck bile pek çok şey vaat ediyor. Hollanda, Almanya ve Gdansk hatta Riga’ya kadar benzer bir mimari tarzın izlerini sürüyorsunuz Lübeck’te. Hollanda, Almanya ve Gdansk hatta Riga’ya kadar benzer bir mimari tarzın izlerini sürüyorsunuz Lübeck’te.
LÜBECK KUKLA TİYATROSU
Theater Figuren Museum, Fritz Fey adlı bir adamın tutkusunun sonucu. Kuklacı bir aileden gelen Fritz Fey, bu tutkunun peşinde dünyanın dört bir yanını gezmiş kukla ve kukla tiyatrosuna dair ne varsa toplayarak dünyanın en ünlü müzesini açmış. Doğal olarak Hacivat ve Karagöz de var. Öyle ki Kukla Tiyatrosu Lübeck’te Marian Kilisesi ve Holsten Kapısı kadar ilgi çekiyor. Lübeck’te arabayı park edip kendimi ara sokağa attığımda kendimi yüzlerce kuklanın içinde buluverdim. Müze, 5 eski evin birleştirilmesiyle oluşmuş. Kostüm, müzik aletlerinin de satıldığı müzede kukla gösterileri de ilgi çekiyor.
HİTLERİ SEVMEZDİ
Meğer Hitler Lübeck’ten nefret ediyormuş. Bunun nedeni şehrin yetkilileri 1932’de Hitler’in Lübeck’te propaganda gösterisi yapmasına izin vermemesi. Hitler bunun intikamını 1937’de şehrin bağımsızlığına son verip Hamburg’a bağlamasıyla aldı. Lübeck özgürlük, adalet ve huzur anlamına geliyor.
GÜNTER GRASS VE THOMAS MANN
Alman edebiyatının Nobel Ödüllü iki önemli ismi Lübeck’te doğup büyümüş ve ilk yazılarını bu şehirde yazmışlar. Thomas Mann’ın, Nobel kazandığı Buddenbrooks romanı 1840’lı yılların Lübeck’inde geçer. Şehrin köklü ailelerinden Buddenbrooks’ların hikâyesini anlatır. Eğer okuduysanız roman fena halde Orhan Pamuk’un Cevdet Bey ve Oğulları romanını andırır. Hatta edebiyat çevreleri Orhan Pamuk’un Cevdet Bey ve Oğulları kitabında Buddenbrooks’tan etkilendiğini söylerler.
200 YILLIK MARZİPAN
Marzipan nereden gelmiş, ilk kim yapmış hep karıştırırım. İtalyanlar da Fransızlar da “Biz yaptık” diyor. Kayıtlarda ilk 1407’de Lübeck’te yapıldığı yazıyor. Anladığım 1300’lerde Fransızlar ve İtalyanlar marzipan benzeri bir şey yapıyormuş. Biz bu seferlik 1407’de Lübeck’te yapıldığını varsayarak konumuza dönelim. 1806’da pasta şefi Johann Georg Niederegger’in yaptığı marzipanlar efsane olmuş. Lübeck’e gelenler Niederegger marzipan almadan dönmüyor. Şehrin merkezindeki Niederegger Cafe de aynı şekilde çok ünlü.
GÜNÜBİRLİK
-Theater Figuren Museum Kolk
-Marien Kilisesi: 1250’de inşasına başlanan ve yapımı 100 yılda tamamlanan yapı Almanya’nın 3’üncü büyük kilisesi...
- Buddenbrooks Haus - Mengstrasse...
-Günter Grass Haus- Ülkemizde özellikle Teneke Trampet kitabıyla yakından tanınan Günter Grass’ın yaşadığı ev müzeye dönüştürülmüş.
-Markt Anno Dazumal özellikle müzik aletleri ve müzisyenler ile öne çıkan bir açık pazar ve bitpazarı.
-Traveufer: Holsten kapısının yakınında Trave Nehri’nin hemen kıyısında yer alan görkemli tuğladan yapı eski tuz ambarı olarak biliniyor.
UNESCO tarafından korumaya alınan yapı şehirdeki en etkileyici binalardan biri