Kaldığı yerden devam...
Başrollerinde Ryan Reynolds ve Josh Brolin’in oynadığı “Deadpool 2”, ilk filmi aratmayan kanlı ve şiddet dolu bir aksiyon balesi... Film, ilkinde olduğu gibi seyirciyle konuşan kahramanı ve mizah duygusuyla öne çıkıyor
İLK “Deadpool”, son yıllarda seyrettiğim en iyi süper kahraman filmlerinden biriydi. Yeniydi, özgündü. Zekice yazılmıştı ve komikti. Dahası, duygusal bir yanı vardı. Wade Wilson, Deadpool olarak kötülerle dövüşürken belki çok güçlüydü ama maskesinin hemen altında özgüven sorunları olan biriydi. Fiziksel dayanıklılık ve ölüme meydan okuma açısından Wolverine’i aratmayacak kadar mükemmel olsa da psikolojik açıdan zayıf ve kırılgandı.
FİLM KENDİSİYLE DALGA GEÇİYOR
İlk filmde, Deadpool (Ryan Reynolds), kendisiyle barışıyor, iyilerin yanında bir süper kahraman olmayı kabulleniyor ve aşkı buluyordu. İkinci filmde ise bir olgunlaşma ve “takım olma” hikâyesi seyrediyoruz. Ama bundan da önce, her şeyden vazgeçtiği, ölmeye can attığı, acısıyla baş edemediği çok ağır bir dönemden geçiyor Deadpool.... Ve hayata, ancak sorumluluk alarak, arkadaşlarına bağlanarak tutunabiliyor.
Sevginin nefreti nasıl yeneceği üzerine bir öykü bu... Temalar ciddiyetle işleniyor ama Deadpool’un seyirciyle konuşan bir kahraman olması itibarıyla, bir filmin içinde olduğumuz hissini pek kaybetmiyoruz. Mizah, her şeye mesafe almamızı sağlıyor. Yazarlar ilk filmde olduğu gibi esprileri yine popüler kültür üzerinden şekillendiriyor ve film sürekli kendisiyle dalga geçiyor. Ayrıca yazarların “yaş sınırı yüksek” filmin tadını çıkardıkları kesin. Özellikle bel altından çalışan cinsel espriler dikkat çekiyor.
Deadpool popüler kültüre yönelik matrak mizah duygusuyla süper kahraman filmlerini sevenler arasında tiryakilik yaratacak farklı bir tarz yaratmış durumda. Öte yandan, aksiyon açısından da tatmin edici bir film. Özellikle X-Force ekibinin paraşütle atlamasıyla başlayıp caddelerdeki takiple süren sahne gayet iyi. Yönetmen David Leitch, uzmanı olduğu dövüş sahnelerinde çok sağlam iş çıkarıyor ama “Atomic Blonde”da yaptığı gibi kameranın oyuncuları yakından takip ettiği gerçekçi dövüş sahneleri yerine göze hoş gelen kadraj düzenlemelerini ve hızlı kurguyu tercih ediyor.
AKSİYON SAHNELERİ ŞİDDET BALESİ GİBİ
Aksiyon sahnelerini, gerilim oluşturmaktan ziyade nostaljik şarkılar eşliğinde seyrettiğimiz bir baleye dönüştürüyor. Ama çok kanlı, “kemik sesleri”nin eksik olmadığı bir şiddet balesi bu... Hatta şiddetin grafik olmaktan çıkıp istismar sınırlarını biraz zorladığı dahi söylenebilir.
“Deadpool 2” ilkinde olduğu gibi aksiyonun stilize edildiği bir film... Bu da hikâyeyle aramıza mesafe koyuyor ve ölümlere, şiddet sahnelerine dahi güldüğümüz bir kara komedi havası yaratıyor. İlk film başlangıç hikâyesini anlatması ve tarzını oturtması itibarıyla kuşkusuz daha çarpıcıydı. Ama ikinci film de duygusal olarak etkileyici olabiliyor. Bunun nedeni, Deadpool, Cable (Josh Brolin) ve genç mutant Russell’ın (Julian Dennison) duygusal öykülerini bir araya getirmesi... Süper gücü “şans” olan Domino (Zazie Beetz) karakterinin filme katkısı da azımsanamaz. Evet, ilki daha iyiydi ama “Deadpool 2”yi de beğendim ve hayal kırıklığı yaşamadım. Son jenerik sırasında çok hoş espriler olduğunu ve bazı sürprizleri kaçırmamak için film boyunca dikkatli olmanız gerektiğini belirtelim.
Filmin Notu: 7
- Hikâye farklı, formül aynı39 dakika önce
- Peri masalına dahil olan modern sapık2 gün önce
- Gençlik bağımlılığa dönüştüğünde…6 gün önce
- Amerikan rüyasının peşinde1 hafta önce
- 'Yandaki Oda': Sade, duru ve hüzünlü2 hafta önce
- Yeni bir 'beden değiştirme' hikâyesi2 hafta önce
- 'Venom: Son Dans': Simbiyotik dostluk hikâyesi2 hafta önce
- Pop müzik yıldızının kâbusları3 hafta önce
- Trump'ın yükselişinin öyküsü3 hafta önce
- Silaha, şiddete ve öldürmeye inananlar4 hafta önce