'Kefernahum'da yaşayanları anlamak
Savaşlar, çatışmalar, yoksulluğun hüküm sürdüğü yerlerdeki çocuklar ve çektikleri acılar, sinema sanatının defalarca işlediği bir temadır. Kuşkusuz fazlasıyla duygu sömürüsüne, klişelere açıktır... İşte bu yüzden, farklı bir yaklaşım, yeni bir bakış açısı getirmediğiniz sürece orijinal olma şansınız yoktur. “Kefernahum”un (Capharnaüm) hikâyesinden, daha doğrusu ana karakterinden gelen bir orijinalliği var.
12 yaşındaki Zain (Zain Al Rafeea), Beyrut'ta yaşayan yoksul bir ailenin çocuğu. En dikkat çekici özelliği, kurban olmak istemeyen, pes etmeyi sevmeyen bir çocuk olması... Zain, inatçı ve dirençli. Öyle ki, bütün film boyunca onun kadar kararlı bir yetişkin çıkmıyor karşımıza.
Genel olarak baktığımızda “Kefernahum”, “Beni niye dünyaya getirdiniz?” diye ailesine diklenen bir çocuğun filmi değil. Tam aksine, sızlanmaktan ziyade sonuna kadar mücadele etmeyi tercih eden bir çocuğun filmi... Filmin güzelliği de orada...
Hikâye açılıp, film ilerledikçe Zain'deki yaşama azmi ve kararlılığını çok daha net şekilde görüyoruz. Öyle ki, bir noktada, Zain'daki bu direnç ve mücadele arzusu rahat koltuklarında film seyreden bizi dahi kendimizden utandırıyor. Açılış sahnesinde gördüğümüz olaylar, şikâyetten ziyade Zain'daki isyan duygusunun bir tezahürü aslında...
Onun için her şey kız kardeşinin çocuk yaşta evlendirileceğini anlamasıyla başlıyor. Annesi ve babasının “hayatı kurtulsun” diye evlendirmek istediği kız kardeşini kurtarmak için elinden geleni yapıyor. Engel olamayınca da ebeveynlerine duyduğu haklı öfke nedeniyle evden kaçıyor. Sokaklarda kimseye yük olmamak için iş ararken Rahil'le (Yordanos Shiferaw) tanışıyor. Rahil, Afrika kökenli kaçak bir mülteci... Yakalandığı anda elinden alınacak bir çocuğu var. Zain, ev denemeyecek bir yerde Rahil'in çocuğu Yonas'a bakmaya başlıyor... Rahil polis tarafından yakalanıp gözaltına alındığında da tek başına Yonas'a bakmaya devam ediyor...
Filmin bu bölümlerinde, Zain'in gerçek olamayacak kadar sorumluluk sahibi bir çocuk olduğunu düşünebilir, hikâyeyi inandırıcılıktan uzak bulabilirsiniz. Açıkçası ben de düşündüm; ama Zain'in kız kardeşini ve Yonas'ı korumak için gösterdiği direnci, kendi yaşanmamış çocukluğuna gösterdiği tepkiye bağlamak mümkün. Kaldı ki, Nadine Labaki filmin tek bir anında dahi Zain'i her şeyi çözen kurtarıcı bir karakter olarak çıkarmıyor karşımıza... Kuşkusuz onun direnci ve azminin de sınırları var. Film sadece bu sınırların değil, Zain'i çevreleyen bütün gerçeklerin farkında...
Filmin orijinal adı “Capharnaüm” Fransızca kökenli bir sözcük ve “kaos” anlamına geliyor. İncil'de geçen hikâyelerde lanetlenmiş bir köyün adı. Kaosun dışında, cehennemi ve karmaşayı da ifade ediyor. Labaki, filmin adından başlayarak kaotik bir dünyada yaşadığımızın altını çiziyor.
“Where Do We Go Now” (2011) filmiyle tanınan Lübnanlı yönetmen Labaki, dört kişilik bir ekiple senaryosunu yazarken, “şekerli buzla beslenen çocuklar” dahil Beyrut'ta yaşanan gündelik gerçeklerden yola çıkmış. Zain'in annesine ilham veren kadının gerçek hayatta 16 çocuğu varmış mesela... Labaki, oyuncuları seçerken de filmdeki karakterlerle benzer sorunlar yaşayan kişileri arayıp bulmuş. Mesela, Zain'i oynayan Zain Al Rafeea, Suriyeli bir mülteci... Rahil'i oynayan Etiyopyalı Yordanos Shiferaw da çekimlerden birkaç gün sonra, tıpkı filmdeki gibi belgeleri olmadığı için tutuklanmış.
“Kefernahum” gibi filmlerin çekimleri görünenden daha zordur. Gerçek mekânlarda çekim yapmak, amatör oyuncularla, çocuklarla çalışmak ve en önemlisi o sahicilik hissini yakalamak sanıldığı kadar kolay değildir. Bir tür filminde yönetmen gerçekliği istediği gibi şekillendirerek seyirciyi etkisi altına alabilir. Görsel dünya kurmak için elinde birçok araç vardır... “Kefernahum” gibi filmlerde ise yönetmenin tek şansı gerçeklik duygusunu sağlam şekilde inşa etmektir. Nadine Labaki'nin, bunu hakkını vererek yaptığını düşünüyorum. Zain rolündeki Zain Al Rafeea başta olmak üzere oyuncuların performanslarını da etkileyici buldum. Film açıkçası biraz uzun ve bence tekrara düştüğü bölümler var. Ama kendi adıma bu sorunları pek dert etmedim; çünkü hepimizin 2 saatliğine bile olsa dünyaya Zain'in gözlerinden bakmamız gerektiğine inanıyorum... Halimize şükretmek için değil, bu dünyanın başka şehirlerinde yaşayan Zain gibi çocukları daha iyi anlamak için...
Filmin notu: 7