Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kulüplerin futbolcular için ödedikleri yüzde 15’lik gelir vergilerinin (stopaj), amatör branşların masraflarında kullanılmak üzere kulüplere geri iadesini içeren kanun yürürlüğe girdi. Özellikle üç büyük kulüp derin bir nefes alacak. Yıllardır amatör sporlar için harcadıkları paralar ortada. Gelir ise devede kulak. Haliyle amatör şubeler can çekişiyor. Kapılarına kilit vurulmaktan yönetimlerin özverisiyle, camia baskısıyla kurtuluyorlar.

        35. madde, Türk sporunun yeniden yapılanması adına büyük bir adım. Artık amatör şubeler büyük bütçe açıkları vermeyecek, kulüplerin sırtında kambur olarak görülmeyecek. Tüm kulüplerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da, Aziz Yıldırım’a da teşekkür borcu var. Cumhurbaşkanı bu kanunla futbol dışı branşların önünü açtı. Aziz Yıldırım ise bu iş için 15 yıldır çabalıyordu. Yüzlerce defa devlet büyüklerinin kapısını aşındırdı. 2011 yılında cezaevine girmeseydi bu yasa o günlerde yürürlüğe girecekti. Bugün ise emeğinin karşılığını almanın haklı gururunu yaşıyor, “Bu bir devrimdir. Türkiye ilerleyen dönemlerde amatör sporlarda dünya çapında bireysel sporcular çıkaracak. Hem de çok fazlasıyla” diyor.

        Usta: Güneş olsa ilk ikideydik

        Basın Tribünü’nde bu hafta konuğumuz Muharrem Usta’ydı. Trabzonspor’daki başkanlık serüveni için Ersun Yanal ile Rıza Çalımbay’ı işaret ederek “Beni iki tane teknik direktör yedi bitirdi” dedi.

        Ersun Hoca ile yolları ayırdıklarında Fatih Terim’e teklif götürmüş, “Gel şu takımın başına geç” demiş. Terim, takım zirveden uzaklaştığı için cesaret edememiş. Aradığı teknik adamı bulamamaktan yakındı başkan. “İyi bir teknik direktörümüz olsaydı Trabzonspor’un zirve yarışının içinde bulunmaması imkansızdı” diye de ekledi.

        “Ya Şenol Güneş?” diye sordum. “Şu an kesin ilk ikinin içindeydik. Ama Şenol Güneş, Beşiktaş’ta şampiyonluklar yaşamış, o sıralarda da Avrupa’da çatır çatır oynuyor. O günlerde teklif yapmamız zaten bize yakışmazdı” cevabını verdi.

        Ya bir yol bulacaktı ya da yoldan çekilecekti Muharrem Usta. Camianın başarıya ihtiyacı vardı, o da şampiyonluğu kovalayacak kadro kurmayı tercih etti. Faturası ağır oldu. Denedi, başaramadı. Bıraktı, Trabzonspor’a yeni bir yol açtı.

        Polat ceketini koysa kazanır

        Adnan Polat’a ciddi bir baskı var. Yaklaşan kongre öncesinde her gün yüzlerce telefon alıyor. Arayan herkes başkanlığa adaylığını koymasını istiyor. “Başkan ‘evet’ derse ceketini koysa kazanır” diyenler de çoğunlukta.

        Yıllardır kulübünün hiçbir organizasyonuna katılmadı, tek bir maça gitmedi Polat. Kırgındı, küskündü. Son mali genel kuruldaki tablo o kırgınlığı bir ölçüde gidermiştir de başkanlığa geri dönmesi çok zor..

        Galatasaray başkanlığı gibi yüce bir makama geri dönmek istememesinden değil. İşlerine ağırlık verdi. Yurt dışında ciddi yatırımlar yaptı. Galatasaray başkanlığı ise 24 saatini kulübüne vermesi demek. Belki bir dönem sonra. Bunun yolu da zaten açıldı.

        No: 1903 marka oluyor

        Biraz da Beşiktaş.. Yönetim ses getiren işlere imza atıyor, yeni gelir kaynakları yaratmak için çalışıyor. Sosyal sorumluluk projeleri dünya çapında ödüllere layık görülüyor.

        No: 1903’ü yarattılar örneğin. Beşiktaşlılar’ın buluşma adresi. İlki Akatlar’da açılmıştı. Şimdi ikincisi geliyor. Pendik tesisleri 28 Nisan’da No: 1903 adıyla hizmete giriyor. Bu tesisle yönetici Hakan Özköse özel olarak ilgilenmiş. Sırada diğer bölgeler ve diğer iller var.. No: 1903 marka olacak. Hepsinde özel tasarlanmış aynı konsept. Yeme, içme, maç organizasyonları, her türlü etkinlik ve spor için mükemmel donatılmış tesisler. Beşiktaş’ın yıllarca tek bir sosyal tesisi bile olmadı. Yeni nesil Beşiktaşlılar her açıdan çok şanslı.

        Diğer Yazılar