Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

DIŞİŞLERİ Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Meclis’teki bütçe görüşmesinde önemli bir noktaya değindi.

Bugüne kadar IŞİD’e katılanlar konusunda ilk kez resmi ağızdan sayı verdi ve özetle şunları söyledi:

“İstihbarat birimlerine göre, IŞİD ve benzeri radikal örgütlere katılanların rakamı 600 civarında. Yüzden fazlasının da çatışmalarda öldüğü bilgisi ulaştı.”

Bu şekilde verilmiş olsa da yurtiçinden bu sayının çok daha üzerinde bir IŞİD ağının (network’ünün) varlığı konusunda yeterli veriye sahibiz.

Bunun önemli olmadığı, IŞİD’in dayandığı Selefi inancın Ahmet bin Hanbel, İbn Teymiye ve kısmen Muhammed Abdüvahap’ın ortaya koyduğu düşüncenin devamı niteliğinde olduğu savı dile getirilebilir.

Buradan yola çıkarak Türkiye’deki “halk tipi Müslümanlığın” bunların arasında karşılığının olmayacağı, halkın Sünni İslam’ı daha çok tasavvuf temelli kabul ettiği de söylenebilir.

Dolayısıyla, tasavvuf temelli anlayışın Selefilik’le taban tabana zıt olduğu ve tehlike arz etmediği de vurgulanabilir.

KARŞILIĞINI BULDU

Ancak şu da bir gerçek ki, halk tabanında var olan bu doğru, son 25 yıllık dilimde yetişmiş genç kuşakta aynı anlamı taşımıyor.

Çünkü bu hareket “Afganistan Cihadı”, “Bosna Cihadı”, “Çeçenistan Cihadı” ile genç Türk İslamcıları arasında sempati topladı.

ABD’nin işgal ettiği Irak’ta, 2003’ten itibaren başlayan silahlı direnişin sahada öncülüğünü yürüten Selefi cihatçıların mücadelesi de Türk genç İslamcılarda karşılık buldu.

Suriye’de patlak veren iç savaşla da zemin kazandı.

Her iki ülke toprakları içinde kurmayı arzu ettikleri İslam devleti de ileri bir noktaya taşıdı ve katılımı artırdı.

Örgüt için klasik örgütlenme şeması da aranmamalı.

Çünkü katılım ağını internet, Youtube gibi sosyal medya siteleri üzerinden vaazlarla oluşturuyor; buradan çatışma alanlarına (cihat sahasına) gidiş sağlanıyor.

DÜŞMANLIKLAR

Somut örnekler olarak, asıl adı Halis Bayuncuk olan Ebu Hanzala ile Ebu Zerka, Ebu Said, Ebu Ubeyde takma isimlerini kullanan kişilerin internet sitelerine bakmak yeterli.

Hepsi de Türkiye yurttaşı. Sitelerinin ilişki ağına bakıldığında, Türkiye’deki IŞİD ağının mahiyeti ve taşıdığı önem de ortaya çıkıyor.

Bunu görmeniz için de uğraşmaya gerek yok, bu internet sitelerinde 10-15 dakika dolaşmanız yeter.

Ne mi var?

Ağır bir demokrasi, laiklik, tasavvuf karşıtlığı, Alevi-Bektaşi düşmanlığı, katliama fetva çıkaran söylem.

Dikkat çeken ise “Cübbeli Hoca” olarak tanınan Ahmet Mahmut Ünlü’ye düşmanlık beslemeleri.

Bugün için aktif bir tehlike olarak görülmeyebilir ama bölgedeki gelişmelere göre her an ciddiye alınması gereken potansiyel ve gelecekte yüz yüze kalacağımız bir ağır tehdit karşımızda duruyor.

İnancını barış içinde yaşamakta olan Türkiye Müslümanları için de ciddi bir tehdit yükseliyor.

Bunu önlemin yöntemi de belli; toplumun değer verdiği dini kişiler başta olmak üzere Diyanet İşleri Başkanlığı ve ilahiyat fakültelerinin en azından internet sitelerinden karşı duruş göstermeleri.

Yoksa hepsinin dayandığı tabanın dibinin bu tehlike tarafından oyulacağı da bugünden görülüyor.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar