Önce boşaltılıp sonra girilecek...

Sur, Cizre, Silopi’de sonuç alınmasının günlerce uzamasının tek nedeni, sivil halkın da çatışma alanında bulunmasıydı.

Sivil halka zarar vermemek için çok daha duyarlı davranılınca, hendeklerin kapatılması ve çatışma ortamlarından sonuç alınması epey uzadı.

Diyarbakır’ın tam ortasında bulunan, 70 gündür çatışmaların devam ettiği Sur İlçesi çevresinde geçen hafta dolaşırken karşılaştığım güvenlik şefi de bu duruma dikkat çekip “Eğer sivil halk olmasaydı çok daha çabuk sonuç alırdık” demişti.

Çatışma alanında yerleşik halkın bulunmasının, teröristlerin elini rahatlattığını da sözlerine eklemişti.

Hem sivil halkın bulunması hem de tarihi bölge olmasının operasyondan sonuç alınmasını iki kat geciktirdiğini vurgulamıştı.

Hükümet de durumu değerlendirmiş ve son güvenlik toplantısında yeni bir karar alınmış.

Artık hendeklerin bulunduğu yerleşim yerlerinde yapılacak operasyonlar öncesi sivil halk tamamen boşaltılacak, ardından güvenlik güçleri girecek.

Aktarıldığına göre, bu yerlerde güvenlik güçleri önce yerleşim yerinin çevresinde anons yaparak evlerini boşaltmalarını isteyecek.

Yerleşim yerlerini boşaltanlara da geçen hafta Mardin’de açıklanan 10 maddelik eylem planı çerçevesinde ikamet olanağı tanınacak.

Daha çok otellere yerleştirilecek veya kendilerinin başka bir yerde ev bulmaları halinde belirlenen miktarda kira yardımı yapılacak.

ÇATIŞMA DIŞI

Böylece hem sivil halkın zarar görmesinin hem de halkın ortasında kalmasından dolayı sürekli çatışmalardan söz edilmesinin önüne geçilecek.

Son dönem bölgenin yoğun bir şekilde terörle anılması da engellenecek.

Devletin sadece güvenlikçi bir bakışla bölgeye yaklaştığı algısı da bertaraf edilecek.

Zaten Mardin’de açıklanan, Başbakan Davutoğlu’nun önceki gün, “Birlik, Huzur ve Demokrasi Planı” adını verdiği yeni sürecin ana odağında da bu öngörülüyor.

Devletin, güvenlik dışındaki yurttaş sorunlarıyla da uğraştığını gösteriyor.

HAKLARIN ZEMİNİ

Aktardıklarına göre, paket de kamuoyuna duyurulanlarla sınırlı kalmayacak, yakın zamanda siyasi bölümü de dahil orta ve uzun vadeli planlar açıklanacak.

Ancak daha önce de belirtildiği gibi “haklar” konusu, hiçbir şekilde PKK/KCK veya bileşenleriyle ele alınmayacak.

Zaten yıllardır üzerinde durulan, ancak bir türlü gerçekleştirilemeyen anadilin kullanımı, eğitim gibi konularda hükümet, tarafların hepsini dinleyerek adım atacak.

PKK ile de sadece silahı hangi şartta, nerede ve ne zaman bırakacağı konusu müzakere edilecek.

Hükümetin 2009’dan bu yana uygulanan yöntemi terk etmesinin gerisinde, “PKK ile hakları da konuşunca sanki onlar istediği için silah zoruyla bunlar veriliyormuş gibi bir algı oluşuyor” bakışı yatıyor.

O nedenle haklar konusunda PKK/KCK ve bileşenleriyle konunun ele alınması kesinlikle planlanmıyor.

Her kesimle yapılan görüşmelerde başka talepler varsa bunların da olabilirlik derecesinde yapılmasının önü açılacak.

Anlaşılan o ki, bugüne kadar uygulanan yöntemlerin bir karışımı hayata geçirilecek.