Suriye'nin kazananı
SURİYE iç savaşının 2011’deki çıkış nedeni, Şam yönetimini yıkıp değişimi sağlamaktı.
Aradan geçen 6 yılda vardıkları nokta belli:
“Esad ile siyasi çözüm...”
Dolayısıyla 6 yılın sonunda kazananlar tarafında Esad var...
Bir de Tartus’ta sadece deniz üssüne sahipken, bugün kara ve hava üslerinin yanında Ortadoğu’da aktif belirleyici rolünü de üstlenen Rusya...
Yanına, ambargolar altında izole durumdayken, bugün sadece Suriye’de değil, Irak’ta da askeri ve siyasi politikanın belirlenmesinde etkin olan İran’ı koymalı...
Ayrıca, birinci Körfez Savaşı’ndaki gibi müttefiklerinin danıştığı akılla hareket ettiği günlerdeki gibi olmasa da bağımsız politikası ve Suriye’deki aktörleri kontrol edebilmesi açısından Türkiye...
3 ülkenin Soçi’de “siyasi çözüme varmak amacıyla” yeni evreye geçiş için platform oluşturduklarını açıklamalarının vardığı sonuç böyle...
ABD GERİYE DÜŞTÜ
“Peki kaybedenleri kim?” denilirse...
Başta DEAŞ...
Eğer çok geriye gidilirse ABD...
Çünkü 1991’den 2011’e kadar Irak ve Suriye’de askeri, politik tüm karar mekanizmalarının vanasını elinde tutan Washington için bugün aynı şeyi söylemek olası değil.
Belki, adı sanı bilinmeyen YPG/PKK/SDG’nin Rakka’ya uzanmasını, ülkenin üçte bir toprağına hâkim kılınmasını sağladığına işaret edip “En çok kazananı” da denilebilir.
Ancak o topraklarda, bırakın diğer aktörleri, Suriye rejiminin PYD’nin gelecekte bu güçte kalmasına ne derece izin vereceği tartışılır.
Hatta o bölgenin yeni çatışma alanına dönme olasılığı da yüksek.
O nedenle “Siyasi çözüme geçiliyor” denilse de Suriye daha çok su kaldırır...
ÜÇ KAZANAN
İkinci Körfez Savaşı’nda ABD ile yaptığı müzakereleri ile hafızalara kazınan eski MHP Milletvekili, emekli Büyükelçi Deniz Bölükbaşı da dünkü sohbetimizde Soçi ile ilgili değerlendirme yaparken şu iki noktanın altını çizerek başladı:
“Şurası kesinleşti, Suriye’de geçiş dönemi Esad ile olacak; siyasi çözüme geçiş sürecinin katılımı da kapsamlı olacak...”
Suriye’nin kazananlarında “Esad, Putin, Ruhani”yi öne koyup sözlerini sürdürdü:
“Putin’in sözcüsünün zirve sonrası açıklamasına bakılırsa, PYD sürecin içine bir şekilde dahil olacak; o da kazançlı olanlardan biri...”
Türkiye’nin PYD’ye karşı duruşunu anımsattığımda ise şu yanıtı verdi:
“PYD’nin sürecin içinde olacağı görülüyor; yeni siyasi mimariye özerk bölge olarak adım attı, bu da kazancı...”
Bölükbaşı da Suriye’de her şeyin olup bittiği kanısında değil...
Bunda haklı: çünkü Suriye’de güç kontrolü olan bölge dışı aktörlerin ne yapacağı kesinleşmedi.
Belki aynı zamanda gerçekleşen Riyad toplantısının Soçi’nin gölgesinde kaldığı söylenebilir.
Ancak unutulmamalı ki Suudi Arabistan, Ürdün, ABD ve Avrupa ülkelerinin ayrı ayrı veya birlikte kurduğu başka masalar da var.
Cenevre’ye kadar kimin, neyi, nasıl kotaracağı da başka mesele...
Unutulmasın ki İkinci Dünya Savaşı, 2 Eylül 1945’te ABD’nin Japonya’ya atom bombası atmasıyla askeri açıdan son buldu.
Ancak siyasi çözüm için 1951’e kadar uğraşıldı.
Bugün bölgede yaşananlara bakılırsa hâlâ da uğraşılıyor...
- Uzun menzilli füzeler yakındakileri etkiledi...25 saniye önce
- İktidar kapışması…1 gün önce
- Gülmek ve ağlamak…4 gün önce
- Kitlelerin hayal gücü…1 hafta önce
- Olayın Olacağı Oda...1 hafta önce
- Mustafa Kemal'i anmak…1 hafta önce
- Kemerlerinizi bağlayın…1 hafta önce
- Utangaç muhafazakarlar yine sol gösterdi sağ yaptı2 hafta önce
- Bu iş mahkemede mi biter?2 hafta önce
- Hangisine oy verirdiniz?2 hafta önce