Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Uzun süredir devam eden İdlib gerilimi, sahanın en önemli aktörleri Türkiye ve Rusya’yı tatmin eden makul çözümle son buldu.

Uçak krizinden bu yana iki liderin en uzun görüşmesinin gerçekleştiği Soçi Zirvesi’nde varılan mutabakat birçok açıdan önemli...

Öncelikle İdlib bölgesinde üçüncü güce rol bırakmadığı için ortaya çıkabilecek olası olumsuzlukları tüketti.

Rejim ile muhalifler arasına ağır silahlardan arındırılmış insani yaşamın süreceği “yeşil hat” çekti…

Böylece Moskova’nın yapmakta kararlı gözüktüğü operasyonu frenlemekle kalmadı, kimin radikal grup olduğu konusundaki anlaşmazlığı giderme fırsatını da yakaladı.

Ankara, batının tezleri ile Rusya’yı İdlib sahasında ikna etti…

M-5 TAMPONU

İki ülke Savunma bakanlarının imza attığı mutabakata göre, kuzey doğudaki Halep’ten güneydeki Hama’ya uzanan ticaret yolu M-5 otobanını takip edecek 15-20 km bandındaki tampon bölge ağır silahlardan arındıracak.

Güneyde ise yine rejim ile muhalifler arasına M-4 otobanının altında kalan bölge aynı şekilde temizlenecek; silahtan arındırılmış muhalif gruplar dilerse bölgede yaşamaya devam edecek.

Rusya bu iki alanda zaten uzun süredir tampon bölge oluşturulmasını istiyordu.

Moskova’nın beklentisi Yenilikçi Gelişim Enstitüsü İslam Araştırmaları Merkezi Başkanı Kirill Semyonov tarafından da birkaç gün önce dile getirilmişti.

Görünen o ki Rusya, Türkiye ile vardığı mutabakatı rejime kabul ettirmek için Hama ve Lazkiye’deki bazı alanları Esad rejimine terk edebilir.

Çünkü Şam rejiminin tampon bölgeye saldırmaması için gerekli teminler Rusya’nın sorumluluğunda bulunuyor.

Mutabakatın Ankara açısından bir diğer önemi, tampon bölgedekilerin ağırlıklı bölümünün Türkiye ile temas halindeki Ulusal Kurtuluş Cephesi (UKC) bileşenlerinden oluşması.

UKC, Ankara’nın girişimi ile Heyet Tahrir Şam ve El Nusra unsurlarından kopmuş ılımlı gruplardan oluşuyor.

GÖRÜNMEZ GARANTÖR

Ilımlı gruplar ağır silahlarını terk edecek ancak bulundukları alanda yaşamlarını sürdürecek olmaları da çok önemli.

Çünkü yaşadıkları toprakları Şam yönetimine terk etmemek için Rusya’nın örtülü garantörlüğünü kazandılar.

Ancak bir ay sonra başlayacak mutabakatın Türkiye’ye getirdiği bazı yükler de yok değil.

Başında da El Nusra ve HTS ile çatışma olasılığını arttıran gelişmelere gebe olması geliyor.

Çünkü radikal gruplar Şam rejimi ile çatıştıkları için tampon bölge ilan edilen alanda yoğunlaşmıştı…

Türkiye ile Rusya’nın birlikte kontrol edeceği bu alandan daha içerilere, Türkiye’nin kontrolündeki alana doğru hareketleri kaçınılmaz olacak.

Bu da UKC ile birlikte Türk Silahlı Kuvvetlerine yeni yük demek…

Ancak, başka ülkelere de terörü bulaştıracak öngörülmedik göçü önlemiş olması nedeniyle mutabakatın getirdiği kazanım, olası kaygılardan daha yüksek.

İNSANİ KORİDOR

Nitekim Rusya da ortaya çıkan bu kaygıları bir süredir gidermek için başka formülleri de devreye sokmuştu.

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un Almanya ziyareti sırasında önerdiği “insani koridor” da bunlardan biriydi.

Rusya’nın planı, Ankara’nın arabuluculuğu ile geçen yıl rejim karşıtı güçler tarafından Şam rejimine devredilen Ebu Zuhur Havaalanının olduğu bölgeden koridor açmaktı.

Ancak bu bölge Şam’ın kontrolü altında bulunduğundan, ağırlıklı bölümü zaten rejim ile sorunlu olan İdlib’den o alana bir akışın olma ihtimalini şu aşamada olumsuz kılıyordu.

Bu alanda yaşam yine devam edecek, dileyen diğer tarafa geçecek…

YERİNDE ÇÖZÜM

Bu aşamada bir çekincemi de kayda geçirmeliyim…

Türkiye- Rusya Soçi Mutabakatı ile sağladığı “yerinde çözüm” modeli İdlib’de askeri operasyon ihtimalini bir ay ötelemekle birlikte tamamen tükettiği anlamına gelmiyor.

Radikal unsurların yaratacağı en küçük saldırının Rusya’nın çok daha ağır operasyonu başlatacağı gerçeğini de karşımıza koyuyor.

Böyle bir durumda Rusya’nın elinin bugünden çok daha güçlü olacağı da açık…

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar