Etikte öncelik tartışması: Norm mu, yasa mı?
CHP’li bazı belediyelerin yakınlarını işe almasıyla başlayan ve AK Parti dahil diğerlerine de uzanan tartışma yeni bir boyuta ulaştı.
CHP atak davranıp, bir süredir üzerinde çalıştığı milletvekilleri ve belediye başkanlarına yönelik iki etik yasa teklifini TBMM’ye sundu.
AK Parti’ye de tekliflerine destek çağrısında bulundu.
Hemen belirteyim, şu aşamada AK Parti’de böyle bir hazırlık olmadığı gibi etik yasayı birinci önceliği haline getirme niyeti de yok.
AK Parti’nin Grup Başkanı Naci Bostancı dünkü sohbetimizde konunun uzun yıllardır tartışıldığını anımsattı ve şu soruyu yöneltti:
“Hangisi daha etkili; yasalar mı, yoksa kamuoyu tepkisi mi? Bakarsanız, incelerseniz Türkiye’de ne yasalar var; uygulanabiliyor mu? Mesele yasa değil, siyasi kadroların etik norma sahip olmasıdır, kamuoyunun da bu normlara uyulup uyulmadığı konusunu takibidir.”
“YA İKİ BAŞKAN ANLAŞIRSA”
Yasa çıkarılsa dahi, etik normların her şekilde delinebileceğinin de altını çizen Bostancı, “İki belediye başkanı anlaşıp birbirlerinin yakınlarını işe alsa ne olacak?” sorusunu yöneltti.
Önemli olanın kamuoyu denetimi olduğunun altını çizip ekledi:
“Belediye başkanlarına bu görevler oy verilerek tevdi edildiği için kamuoyu, ‘ben sana bana hizmet et diye oyumla destek verdim, sen başka yöne gidiyorsun’ diye uyarması etkili olur.”
Yasanın düşünülebileceğini, ancak “her negatif gelişmede yeni bir yasaya yönelme durumunda kalınmasının doğruluğunun da sorgulanması gerektiğini” belirtti.
Bostancı, sözlerini şöyle tamamladı:
“Yasadan önce normların pekiştirilmesi ve kamuoyunun da bu normları denetlemesiyle etkili olunur…”
YASA DEĞİL, EYLEM ÖNEMLİ
AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan da geçmişte bu konunun birkaç kez ele alındığını anımsattı yeni bir çalışmalarının şu an için olmadığını açıkladı.
Turan, “Etik kuralların, normların uygulanmasında sorun var. O sorunlu alanlarda adım atılmalı, yasa değil eyleme odaklanmalı” dedi.
CHP ve İYİ Parti ise yasa çıkarılması konusunda kararlı.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, hem milletvekilleri, hem de belediye başkanlarına yönelik etik yasalarını TBMM’ye sunduklarını belirterek şunları söyledi:
“Her şey bir yana, madem AB’de vizesiz dolaşım öncelik haline getiriliyor, o zaman Türkiye’nin de üyesi olup altına imza koyduğu Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu (GRECO) kararına uymalı. GRECO gereği üye ülkelerin 2017 sonuna kadar siyasi etik kurallarını yasalaştırması gerekiyordu, 2 yıl geçti.”
VİZESİZ AB ŞARTI
Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın partisine verdiği bir talimatı da anımsattı, “Vizesiz Avrupa için 5-6 madde kalmış, onlardan biri de bu siyasi etik yasası; parlamentoya getirerek kendilerine yardımcı oluyoruz” dedi.
Durum böyle iken Ekim’de TBMM açıldıktan sonra birinci öncelikli konunun etik yasaları olmasını beklemek zor…
Ayrıca unutulmamalı hükümetler ve partiler son 20 yılda tam 10 kez hazırlanan etik yasaları Meclis’e getirdi.
Bunların en dikkat çekeni merhum Kamer Genç’in Başkanvekili olarak Genel Kurulu’ndaki oturumu yönettiği sırada yaşandı.
Her partinin çıkarılması gerektiği konusunda desteğini açıklayıp, tüm genel başkanların da oylamada hazır bulunduğu yasa salt çoğunluğu bulamadı, 213 oyda kalıp kadük oldu.
ALT KOMİSYONDAN ÇIKAMADI
Ardından AK Parti AB sürecine destek amacıyla 2003 ve 2004’te iki önemli düzenleme getirdi, ama son anda vazgeçildi.
Ardından 2006, 2007 ve 2009 düzenlemeleri geldi, TBMM bu amaçla “Siyasi Etik Sempozyumu” düzenledi, dönemin TBMM Başkanı Arınç Siyasi Etik Komisyonu kurulması gerektiğini belirtti.
Ama yine olmadı…
Ardından 2010 ve 2011’da iki adım daha atıldı, onlar da atıl kaldı; dört yıl sonra bu kez dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu kolları sıvadı ve kararlı bir duruş sergiledi; alt komisyondan öte gidemedi.
Ardından Avrupa Konseyi’nin Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu’nun (GRECO) oluşumu ve 2017 yılana kadar Siyasi Etik Yasasının çıkarılması konusundaki kararı geldi.
ELVAN’IN ÇABASI
Dönemin Başbakan Yardımcısı Lütfü Elvan, 2016’da uzun uğraşlar sonucu siyasi etik konusunda önemli bir düzenlemeyi Meclis’e getirdi; o sırada Anayasa Komisyonu Başkanı olan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop tasarıya desteğini ilan etti ve diğer partilerle görüşerek destek aradı.
AK Parti’nin son tasarısı da Anayasa Alt Komisyonu’ndan çıkamadı…
Dolasıyla burada mesele yasanın hazırlanmasından daha önce, onun TBMM’den çıkmasını sağlayacak iradenin oluşması.
Bugün bu var mı derseniz, bir yılını henüz dolduran TBMM’de böyle bir iradenin var olduğunu görmek için Ekim’i beklemek gerek.
***
Erken kongre, erken seçim habercisi mi?
AK Parti’nin etkin ismine, “Seçime kadar iki kongre mi yapacaksınız?” diye sorduğumda anlam vermedi.
Soruyu aynı şekilde yinelediğimde anladım ki o ana kadar düşünmemiş…
Neyi kastettiğimi, maddeler halinde izah ettim:
1- Cumhurbaşkanı, geçen hafta sonu il başkanları toplantısında ‘7. Olağan Büyük Kongre sürecini sonbaharda başlatacağız’ dedi. Bu durumda, Ağustos 2021’de olması gereken Büyük Kongre 2020’ye çekilmiş oldu.
2- Siyasi Partiler Yasası gereği en erken 2, en geç 3 yılda bir kongre zorunlu. Seçim 2023 yılında olacaksa, yasa gereği süre dolmuş ve yeni bir kongre zorunluluğu ortaya çıkmış olacak. Şimdi seçilecek kadrolar partiyi seçime götürmeyip, yeni bir ekip mi götürecek?
Son sorumu “Ya da…” deyip kendisinin yanıtlamasına fırsat tanır halde bıraktım.
Anladım ki AK Parti içinde de bu konu konuşulmuş, “bunun bir erken seçim sinyali gibi algılanacağı” konusundaki görüşler aralarında da gündeme gelmiş.
Bunları sıraladıktan sonra, “Biz biri hariç bütün seçimleri zamanında yaptık, geçen yıl erkene alınmasını da Sayın Bahçeli ittifak ortağımız olarak istediği için yaptık” anımsatmasında bulundu.
Seçime kadar bir kongre daha yapılabileceğini belirtti, “Ya da ilçe ve il kongreleri yapılır, büyük kongreyi 2021’e sarkıtırız; ona henüz karar vermedik” dedi.
YETERLİ GEREKÇE DEĞİL
Ardından da şu önemli cümleyi söyledi:
“Her ne kadar geçen dönem de kongreyi bir yıl öne çektik ve öncesinde de Sayın Bahçeli’nin isteği doğrultusunda genel seçimi gerçekleştirdik. Ama bu kongre ile seçimin eşgüdümü anlamına gelmez. Seçimi öne çekmek için yeterli değil. Başka şeyler de gerekir…”
Son yılların en sıcak günlerini yaşayan Ankara’da Meclis tatil ama siyasetin gündemi de mevsim etkisinde kalmışa benziyor.
Herkes Ağustos’un ikinci yarısından sonra il ziyaretlerine başlayacak Erdoğan’ın söylemini merak ediyor…