Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

AK Parti’deki dünkü hava, geçen hafta olsaydı Değerli Konut Vergisi, çıkmazdı.

Bırakın çıkmasını, komisyon aşamasında madde metinden düşerdi...

Peki, aradan bir hafta geçtikten sonra bu noktaya nasıl gelindi?

Görünen o ki AK Parti uzun süredir kamuoyu tepkisini önceden ölçme yetisini kullanamıyor; kullanmaktan çekiniyor…

Ya da ölçüyor ama, görmezden gelmeyi tercih ediyor.

Bu noktaya gelinmesinde birçok faktör gösterilebilir.

Örneğin başkanlık sisteminde bürokrasinin sadece destek vereceği, kanunları milletvekillerinin hazırlayacağı söylenmişti, ancak yasa yapma tekniği eskisinden çok daha katı şekilde uygulanıyor.

SUSKUNLUK SARMALI

Hatta önlerine gelen kanuni düzenlemenin, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından istenip istemediğini öngöremiyor.

O nedenle gelen her türlü düzenlemeye milletvekilleri sorgulamadan oy veriyor.

Doğru bulmuyorsa, bir gerekçe gösterip oylamaya katılmıyor.

Bunun ötesine geçmek istemediği gibi, doğru bulmadığı konu üzerinde görüş beyan etmekten de kaçınıyor…

Çünkü eleştirisinin nasıl tepkiyle karşılaşacağını tayin edemiyor, yeni partilerin içinden çıktığı süreçte temkinli davranıyor.

Suskunluk sarmalında kalmayı yeğliyor…

Ne zaman ki suskun kaldığı görüşleri kamuoyunda yaygınlaşıp, tepkinin yükseldiğine tanıklık oluyor, o an güçlü bir şekilde görüşlerini savunur hale geliyor.

Buna en iyi örnek de termik santrallerin baca filtreleriyle ilgili düzenleme.

Ne zaman ki Cumhurbaşkanı veto etti, 2 yıllık ertelemeye oy vermiş, hatta savunmuş olanlar dahi sanki destek veren değillermiş gibi sarmaldan çıkıp vetoyu savundu.

DEĞERLİ KONUT VERGİSİ

Bugün benzer bir durum, “Değerli Konut Vergisi” adıyla torba yasa ile çıkarılan düzenlemede de yaşanıyor.

Ne zaman ki değer oluşturulan kurullar kolları sıvayıp, değer tespiti yapmaya başlamış, tabandan homurtular yükselmiş.

Aktardıklarına göre, eşik kabul edilen 5 milyon liranın üzerinde İstanbul’da ciddi sayıda konut var.

Milletvekillerine, “Miras kalmış iyi bir evde oturma hakkımız olmayacak mı; bu hak sadece zengine mi tanınacak?” tepkileri iletilmiş.

Yakınmaları dinleyenler, “Varlık Vergisi’ni hortlattık” hayıflanmasındaydı.

ANAYASA MAHKEMESİ’NE GİDİYOR

Bundan dolayı yeni bir düzenlemeye gidilip, verginin kademeli hale getirilmesi görüşündelerdi.

Her zaman olduğu gibi umutları da “Reis bir el atsın…” noktasında; yani Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla yeni bir düzenleme yapılmasını bekliyor…

Siyaset son dönem her adımını özellikle sosyal medya üzerinden yükselen kamuoyu tepkisine göre dizayn ettiği için, sadece iktidar değil muhalefet de bir hafta sonra harekete geçti.

CHP, Anayasa’nın sosyal hukuk devleti, kanun önünde eşitlik ve “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır” hükümlerinden yola çıkarak Anayasa Mahkemesi’ne iptal davası açma kararı aldı.

İptal edilme olasılığı da yukarıdaki 73. madde nedeniyle oldukça yüksek.

YÜK ALMASI GEREKENLER

Anlaşılan o ki AK Parti’de son dönem çoğalan yap-düzelt kararlarından birisi daha yaşanacak.

Kulisten yükselen eleştiri de bu noktaya odaklanıyor, parti yetkili organlarının önceden politika geliştirmek yerine, her şeyi Cumhurbaşkanı’na havale eden davranışı eleştiriliyor.

Ziraat Bankası’nın Simit Sarayı’na mali desteğine ilişkin süreç de buna örnek gösteriliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Simit Sarayı’na Banka desteğinin söz konusu olmayacağına yönelik açıklaması öncesinde, bakanların veya parti yönetiminin neden pozisyon almadığı eleştiriliyor.

Yük almamanın yarattığı patinajın sıklıkla tekrarının nedeni sorgulanıyor.

Şunu belirteyim ki bu eleştirileri dile getiren sayısı, öyle birkaç kişiyle sınırlı değil.

Daha önemlisi, Erdoğan’a bağlık ve parti aidiyetinden şüphe duymaya kimsenin cesaret edemeyeceği isimler...

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar