Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        İKİ aydır vaka sayısında ciddi azalma yaşayan İstanbul’da salgının son dönem artmasının nedeni nedir?

        Salgının şiddetinin kentte azalmasıyla gelinen daha gevşek yaşam biçiminin belirlenmiş olması mı, yoksa başka faktör mü var?

        Bu konunun bir tarafı…

        İkinci yönü ise son dönem virüsü kapanlar sanki çok daha rahat geçiyorlar.

        Çevremde virüsü kapmış 8 kişi var ve hemen her gün konuşuyorum içlerinden biri dışında sanki hiç hasta değiller.

        Birisinde de semptomları yüksek rahatsızlık göstermiyor, hafif ateş yükselmesinden öte gitmiyor.

        Acaba virüsün yapısında farklılaşma mı oldu?

        Baştan bu yana, yasakların koyulmasından, salgının denetlenmesine kadar birçok konuda karar mekanizması içinde bulunan Bilim Kurulu ekibinin etkin üyesi, halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Levent Akın ile dün sohbet ederken bu iki soruyu yönelttim.

        VİRÜSÜN HASTA EDEN MİKTARI

        Her zamanki gibi sakin üslubu içinde virüsün özelliğinin başta neyse bugün de aynı şekilde devam ettiğini belirtti.

        Alınan tedbirler, büro ortamlarının sıklıkla dezenfeksiyonu, ortam havalandırmaları, daha önemlisi maske kullanımının virüsün alım miktarını azalttığını vurguladı.

        Yani Nisan ayında maske kullanımı konusunda fazla bir bilinç yoktu ve insanların bedenine giren virüs miktarı oldukça yüksek oluyordu.

        REKLAM

        Maske kullanımı, mesafeye dikkat ve dezenfeksiyon devreye girince doz alımının aşağı indiğini belirtti.

        Bu aşamada, “Ortalama bağışıklık seviyesine sahip bir insanın vücudu ne kadar miktar virüsle mücadele edebiliyor?” sorusunu yönelttim.

        Prof. Dr. Akın, bir süre okuduğu bir bilimsel makaleden yola çıkarak bu enfeksiyon dozunun 10 üstü sekiz, yani 100 milyon virüs olduğunu belirtti.

        Bunun miktarının ise bir toplu iğnenin sivri ucundan daha küçük olduğuna dikkat çekti.

        Yani, bir virüsün çapı 0,08-0,09 mikron olduğu dikkate alınırsa, bir virüs milimetrenin on binde birine denk düşüyor, hasta edecek miktar da bu durumda bir toplu iğrenin sivri ucunun yüzde birine denk düşer.

        Bu denli küçük olan miktarın, havadan damlacık yoluyla bulaşması da kolay oluyor.

        Prof. Dr. Akın, “Hatta maskenin bazen açık olan burum çevresinden de girebiliyor” tespitinde bulundu, bu denli az olduğu için vücudun savaşmayı başarabildiğine vurgu yaptı.

        Hangi miktarın hasta ettiğini sorduğumda da “Kişinin yaşına ve bağışıklık sisteminin gücüne göre fark ediyor ama ortalama olarak 250 milyon civarında” dedi.

        Virüsün yapısının aynı olmakla birlikte etki gücü farklı olan aynı aileden yapılara sahip olduğunu da belirtti.

        Bazılarının az almakla birlikte daha ağır sonuçlar doğurduğunu da söyledi.

        Ağır olana örnek olarak bir süre önce Avrupa’da yaygın olanı göstermişti…

        Bu durumda etkisinin tamamen gitmesi için ne yapılmalı?

        Tek çıkış yol olarak Ocak’tan önce açıklanmasını beklediği aşı çalışmalarını gösterdi.

        ANADOLU’DAN TOPLUYOR

        Bu tespitleri yaptıktan sonra İstanbul’daki salgının artış nedenine konuyu getirdi.

        REKLAM

        Halk sağlığı uzmanı olarak tespiti, “İstanbul’un Nisan ayında Anadolu’ya yaydığı virüsü şimdi topluyor olması…”

        Bunun yanında maske takmayan kesimlerin yayılmadaki etkisine de dikkat çekti, ancak ağırlıklı olarak İstanbul ile Anadolu illeri arasındaki ilişkiye bağlayıp ekledi:

        “İstanbul’da salgın artınca yaz tatiline de denk geldiği için insanlar memleketlerine gittiler ve Anadolu’da yaygınlaşmasına yol açtılar. Anadolu’da vakaların yükselmesiyle birlikte yaz tatili de bittiği için bu kez düşme eğilimine giren İstanbul’a tekrar döndüler. Antalya, Muğla gibi illerden dönenler az oldu ama İstanbul’dakiler onlardan ibaret değil, Anadolu’dan dönen sayısındaki yükselme, salgını da yükseltti… Anadolu’ya yaymıştı, şimdi tekrar topluyor…”

        ANKARA NİSAN’DAN KÖTÜ

        Ankara’daki durumu sordum; İl Sağlık Müdürlüğü’nün işi çok sıkı tuttuğunu belirtti.

        Haklı da çünkü çevremden biliyorum, pozitif çıkanların ağırlıklı bölümüne yarım gün geçmeden filyasyon ekipleri evlerinde ulaşıp ilaçlarını teslim etti.

        Bu da onların tedavisine daha erken dönem başlamalarını sağladı.

        Prof. Dr. Akın, “Ankara geçen ay çok sıkıntılıydı, şimdi aşağı düşüş var ama Nisan ayına göre hala kötü” dedi.

        GRİP AŞISINDA DURUM

        Bu aşamada grip mevsimine de yavaş yavaş girildiğini belirtip, genelde Kasım ayının başında grip aşılarının yapıldığını, ancak eczanelerde bulma olanağının olmadığını belirttim.

        Konu hakkında bilgi sahibi olmadığını, Covid-19 üzerinde yoğunlaştıklarını belirtti.

        Ben de çevreden gelen duyumlarımı aktardım, bir süre önce ABD’nin Ankara Büyükelçisi’nin dikkat çektiği gibi, devletin ilaç tedarikçilerine olan borcunu ödememesi halinde sıkıntı çıkabileceğine yönelik sözlerini anımsattım.

        REKLAM

        Bu kapsamda son dönem dünyanın en büyük aşı üreticisi ABD şirketi Glakso Smith Kline ile görüşmelerde sıkıntı yaşandığına yönelik duyumlarımı aktardım.

        HOLLANDA, FRANSA, İSPANYA’DAKİ VAKALAR NEDEN ANİDEN YÜKELDİ?

        Her zamanki gibi bilmediği bir alan olduğunu belirtip konuya girmekten uzak durdu…

        Konuyu Hollanda, Fransa, İtalya ve İspanya’daki yüksek salgına getirdi.

        Aktardığına göre özellikle Hollanda son dönem kitle bağışıklığının da sağlanması düşüncesiyle maske kullanımını teşvik etmekten kaçınmış; bunun sonucu olarak büyük bir zıplama ile karşılaşmış.

        Fransa, İspanya ve İtalya’daki yükselmenin de Akdeniz toplumu davranışı gereği toplu düğün, eğlence geleneğinin yüksekliğine bağladı.

        Bilim insanlarının da uzun süredir vurguladığı gibi biz bu kışı da sıkıntılı geçireceğiz, önümüzdeki yaz sonrasını görmek ise şu aşamada olası değil…

        Tek umut var aşı ve ilaç…

        CHP lideri SP'ye gidiyor

        CHP lideri SP'ye gidiyor
        0:00 / 0:00

        MİLLET ittifakı bileşenleri CHP ve İYİ Parti, yeni kurulan siyasi partileri ziyaret edip kamuoyuna görüntü vermişlerdi.

        Bu görüntüler birlikte hareket ettiklerine, en azından bugün için ilke, söylem ve görüntüde ittifak sağladıklarının da önemli göstergeydi.

        CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu şimdi de bir süredir yan yana görüntü vermekten uzak kaldığı Saadet Partisi Lideri Temel Karamollaoğlu’nu ziyaret etmeye karar vermiş.

        Aslında Karamollaoğlu CHP’yi ziyaret edecekmiş, ancak SP’nin yeni Genel Merkez binasına taşınmış olması nedeniyle Kılıçdaroğlu, “Bizim gitmemiz daha uygun olur. Gidip hayırlı olsun diyelim” yaklaşımı göstermiş.

        İLKE, SÖYLEM VE GÖRSEL

        Şimdi buluşma gününün ayarlanmaya çalışıldığı bildirildi.

        Bu görüntülerle yakın gelecekte sıklıkla karşılaşırsak şaşmayalım.

        Çünkü Millet İttifakı bir süredir kamuoyu algısı üzerinden önemli adımlar atıyor.

        Bu kapsamda önce parlamenter demokratik sisteme dönüş konusunda CHP ve İYİ Parti, DEVA ve Gelecek ile aynı görüşte buluşup ilke ittifakını sağladı.

        Ardından belirli konulardaki tepkilerini ortaklaştırıp, hatta bazı cümleleri de benzer şekilde kurup söylem ittifakını geliştirdi.

        Sonrasında da görüntüde bütünleşip, yan yana aynı söylemi ete kemiğe bürünmüş bir halde söyleme zemini yarattı.

        Bundan sanki son dönem SP uzaklaşmış gibi bir görüntü veriyordu, son hamlenin bunu gidermeyi hedeflediğine vurgu yapılıyor.

        Diğer Yazılar