Koz batırma…
YENİ Anayasa’nın yapımı konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan dün yeni bir açılım yaptı.
AK Parti Grubu’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı dinledikten sonra dikkat ettim ki üç noktanın altına çift kalın çizgi çekmişim…
Çünkü Erdoğan, geçen haftadan farklı olarak üç kez yeni Anayasa’nın yapım sürecine katılması gereken taraflara yönelik önemli bir duruş değişikliği getirdi.
İlk olarak Anayasaların doğaları gereği toplumun kahir ekseriyetini kapsaması gerektiğine vurgu yaptı.
Yetmedi ikinci cümlesinde “toplumun her kesiminin yeni Anayasa çalışmalarının içinde bulunması gerektiğini” söyledi.
Üçüncü cümlesinde aynen şöyle dedi:
“Tüm partilerin sürece katılmasını tercih ederiz… Acele etmeden tüm toplumun ihtiyaçlarını karşılayacak bir metin ortaya çıkaracağız…”
Burada da durmadı bir adım daha attı:
“Kimseyi dışarda bırakmadan vizyoner bir bakış açısı ile bunları milletimizle paylaşalım. Farklı görüşleri tekrar tekrar konuşalım. Milletimizin önüne en kapsayıcı ülkeyi en uzun süre taşıyacak metni ortaya koyalım.”
HDP DE OLACAK MI?
Yeni Anayasa’nın yazımı için, “Bu konuda en büyük görev TBMM ve Cumhur İttifakımıza ve AK Parti grubuna düşecektir” diyerek Meclis zeminini işaret etti.
Geçmişte 60 madde üzerinde uzlaşı sağlayan ancak sonucunu getirmeden dağılan bütün partilerin eşit sayıda görev aldığı Anayasa Hazırlık Komisyonu’nda var olan metin üzerinden yola devam edilebileceği imasında bulundu.
Olmazsa en geniş kesimlerin katılımıyla bir metin ortaya çıkabileceğini söyledi.
Erdoğan’ın sözlerine bakarak HDP’nin de sürece dahil edilmesinden söz ettiği savlanabilir.
Nitekim dün kuliste bu yorumların hiçbirine AK Parti içinden itiraz gelmemesi de önemliydi.
Cumhur İttifakı’ndaki ortağın tepki gösterebileceğine ilişkin bakışlarda işaret edilen noktada da MHP lideri Bahçeli’nin önceki günkü Grup toplantısındaki sözleriydi…
BAHÇELİ’NİN DURUŞU
İşaret edilen Grup toplantısında MHP lideri Bahçeli yeni Anayasa’nın gerekliğine işaret ederken kırmızı çizgisini şu cümle ile çizdi: “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ruhuna ve dokusuna uygun yeni bir Anayasa yazılması geniş bir uzlaşmayla sağlanmalı ve milletimize kazandırılmalıdır…”
Burada da kalmadı, her partinin yeni bir Anayasa’dan veya değişmesinden bahsettiğine vurgu yaparak “önyargısınız şekilde buna hazır olduklarını” belirtip devamını getirdi:
“O zaman tutarlılık gereği bütün partilerin Anayasa’nın ilk dört maddesine bağlı, vatandaşlık tanımına sadık bir siyasi tutumla bir araya gelmesi milletimizin talep ve beklentisidir.”
Buradaki vurgu, Erdoğan’da da olduğu gibi “bütün partilerin” cümlesinde kendini buluyor.
Yani bir hafta öncesine kadar kapatılması gerektiğinden söz edilen ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına bunun için adım atması çağrısında bulunulan HDP de kapsama giriyor mu?
Kulis muhabbetlerinde bu soruya verilirken, mevcut yasalar yapılırken de HDP milletvekillerinin komisyonlarda görev yaptığına ilişkin bakıştan öteye geçmedi.
UZLAŞI KOMİSYONU DENGESİ
Ancak konu çalışmada kimlerin yer alacağında bitmiyor.
Var sayalım ki parlamentoda temsil edilen bütün partilerin katılımı ile bir komisyon kuruldu.
Bu durumda iki parti bir tarafta başkanlık sistemini savunurken, geri kalanların hepsinin rasyonelleştirilmiş parlamenter sistemi savunur olacak.
Partilerin sandalye sayısına bakılmaksızın eşit temsil edildiği Anayasa Hazırlık Komisyonu’ndan bu durumda ağırlık parlamenter sistemden yana basacak.
Bu da ciddi bir çelişki oluşturacak, çünkü parlamentoda temsil edilen 13 siyasi partiden 10’u parlamenter sistemi savunuyor.
Gruplar baz alınarak teşkil etmesi halinde de 5 gruptan 3’ü parlamenter sistem taraftarı.
Her iki durumda da Cumhur İttifakı bileşenleri açısından avantajlı bir durum yok…
Zaten Anayasa hazırlığı konusunda önemli bir mesafe almış muhalefet partilerinin de dönüp böyle bir zemine gelme niyeti yok.
Son bir hafta içinde CHP, İYİ Parti, Gelecek ve DEVA liderlerinin açıklamalarına bakılırsa zaten net bir duruşun olduğu da görülür.
SURKONTÜR İLE LEHE ÇEVİRDİ
Buna rağmen neden böyle bir gelişme yaşanıyor sorusuna verilecek en iyi yanıt, muhalefetin bir süredir Anayasa hazırlığı konusunda yatıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan muhalefetin elde ettiği önemli bir hamleyi, karşı bir hamle ile anlamsız hale getirdi.
Daha önemlisi kamuoyu algısını da kendi lehine çevirdi.
Bugün kamuoyunda muhalefetin hazırlığını yaptığı Anayasa çalışmasından çok Erdoğan’ın yeni Anayasa çağrısı konuşuluyor.
Oysa diğer tarafta Gelecek Partisi’nin hazırlığını bitirip partilere dağıttığı, İYİ Parti’nin milletvekilleri ile üzerinde çalıştığı, CHP’nin de bu ay içinde Parti Meclisi’ne sunmak için hazırlıklarını bitirmek üzere olduğu üç farklı metin var.
Bu metinlere karşı Erdoğan briç oyunundan yola çıkarsak surkontür, İngilizcedeki tabiriyle “redouble” çekti.
Bir anda dikkatleri üzerinde topladı, ötekinin yaptığı atağın önüne geçti, daha da önemlisi kamuoyu algısını hiçleştirdi, başka konulardan uzaklaştırdı…
Bir anda var olan seçim ve ekonomi ile ilgili tartışmaları başka bir zemine taşıdı…
MİLLİ UZAY PROGRAMI
Yetmedi, Milli Uzay Programı ile de geçmişte milli uçak, milli otomobil hamlelerinin bir benzerini attı.
Meclis’te dün bütün milletvekilleri astronotun yerine Türkçe hangi kelimenin kullanılması gerektiğiyle meşguldü…
Hatta bazıları uzaya gitmek için sıraya girmek için de hazırlık yapıyordu…
Sonuç olarak mevcut pozisyonda ne Cumhur İttifakı bileşenleri başkanlık sisteminden ne de Millet İttifakı parlamenter sistemden vazgeçer…
Hele ki hiçbir ittifakın toplam milletvekili sayısının referandum için gerekli 360’a dahi ulaşmadığı Meclis’te, Anayasa üzerinde uzlaşıyı zaten baştan ortadan kaldırır…