Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        KONUNUN uzmanı, bu alanda çalışmış çok kişiyle konuştum…

        Hemen hepsinin de sorduğu tek soru var:

        Kamu Personel Sınavı’ndaki o 20 soruyu kim hazırlayıp ÖSYM'ye verdi?”

        Hepsi de bu soruları yazanların bulunması halinde sahtekarlığın çözümünün de çok kolay olacağını söyledi.

        Bu arada KPSS sınavları ile ilgili anlatılanlar da yenilir yutulur cinsten değil.

        Örneğin, üniversite, KPSS gibi geniş kitleleri ilgilendiren sınavlar yapılırken, matbaa işçilerinin kapandığını ve sınav bitene kadar günlerce içeride kalacaklarına ilişkin haberler yapardık.

        Bazı görevlilerin yakınlarının ölümünde bile matbaadan çıkamadığının hüzünlü haberlerini yapardık.

        Bu sınava yönelik iddia ise donup kalmama neden oldu; buna göre matbaada çalışan 8 kişi binaya sürekli girip çıktı...

        VİCDAN ŞEHRELERİ

        Meslek yaşamım sürecinde şunu gördüm; ortak paydalarındaki her yarışta yapılan haksızlık, yolsuzluk toplum vicdanında ağır şehreler bırakıyor.

        İster değirmen sırasında, ister üniversite, isterseniz de kamu personel seçme sınavında olsun…

        Kendisi faydalanmış olsa dahi vicdanı son kertede el vermiyor, sessizce bir yerde tepkisini sergiliyor.

        Hakkı yenilmiş olan ömür boyu unutmuyor, yaşamının her bir anında karşısına çıkan olumsuzluğa katık, ağır gerekçe yapıyor.

        “Eğer o gün hakkım yenilmeseydi ben şimdi nerelerde olurdum!...” cümlesinin çevremizde sıklıkla tekrar edilmesinin gerisinde yatan neden de Türkiye’de bu vicdan falçatasının ne denli çok yenildiğini gösteriyor…

        EN DEZAVANTAJLI GRUP

        Çünkü Türkiye acısını çok çekti; son bilinen örneği 2010 yılında yaşandı…

        Üniversite sınavları bir yana, sahtekarlığı engelleyip, güvenliği sağlamakla yükümlü Türk Silahlı Kuvvetleri ve Polis Akademisi’ne girişte dahi sınav yolsuzluğuyla karşılaşıldı.

        Başta da belirttiğim gibi toplum vicdanında falçata yarası gibi kaldığı için bir gün ortaya çıkmamasının olanağı yoktu.

        FETÖ sürecinde yaşananlar da sonradan tek tek döküldü…

        Belki de bundan dolayıdır Kamu Personel Seçme Sınavı’nda (KPSS) yapılan yolsuzluk anında kitlelere yayıldı ve hükümet de gereğini anında yapmak zorunda kaldı.

        Çünkü AK Parti açısından da önemli, en dezavantajlı olduğu genç kesimde reaksiyona yol açan ve duygusal kırılmaya neden olan bir durum…

        Üstelik geçmiş sınavlarda da olmuş olabileceğine yönelik endişeyi de üreten ve gelecekte de dinamik tutacak bir gelişme ile karşı karşıya.

        AĞIR İTHAMLAR

        Bütün bunlardan dolayı detayı da ortaya çıkan yolsuzluk sadece genç kesimlerde değil, onların ailelerini de etkiliyor.

        Yaşananlar da ortada…

        ÖSYM’nin düzenlediği sınavlara girecekler için soru kitapçıkları basan bir yayınevinin hazırladığı 20 soru KPSS’de sorulanla bire bir aynı.

        Bu sorular daha önce yayınevinin kitapçığında vardı da ÖSYM soruları arasına oradan aynen alınıp da mı kopyalandı, yoksa soruyu hazırlayan kişi hem kitapevine hem de ÖSYM’ye aynı anda soruyu mu sattı?

        Yoksa birileri bu soruların sınavda yer almasını şart mı koştu?

        Bütün bunların ortaya çıkarılması gerekiyor.

        Başlangıç noktası da belli; ÖSYM kayıtlarına bakıp bu soruları kimin hazırladığını veya soru bankasına koyduğunu bulmak ve o kişilerin adını açıklamak.

        MATBAAYA SÜREKLİ GİRİP ÇIKAN VAR MI?

        Ancak sınav yolsuzluğunu ilk ortaya çıkaran CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, dün sohbet ederken iki önemli iddiada bulundu.

        Şunu baştan belirteyim ki eğitimci olan Yıldırım Kaya’yı ayıran en önemli özelliği bir konuda emin olmadan iddiada bulunmamasıdır.

        Son olayda da öyle oldu; ilk olarak biz Ankaralı gazeteci milletine WhatsApp üzerinden olaya ilişkin duyumlarını aktaran bir metin gönderdi.

        Sonra da gerisini getirdi.

        Bir süre sonra da zaten olay ortaya çıkmıştı…

        Yeni iddiası ise soruların basıldığı sırada 8 görevlinin matbaaya sürekli girip çıktıkları…

        Başta da belirttim, eğer bu doğru ise onlar hakkında da işlem yapılması gerekir.

        Başka iddialarda da bulundu, ama teyit etmediğini belirtmekten de geri durmadı.

        WHATSAPP GRUBUNDA DA 26 SORU BENZER…

        Bir diğer eğitimci, yıllardır ÖSYM’nin düzenlediği sınav sistemi içinde görev almış Prof. Dr. Levent Erarslan’ın söyledikleri işin tek bir noktada kalmayıp, çok daha fazla boyutunun olduğunu ortaya koyuyordu.

        Ekranda dile getirince arayıp sorunca anlattı.

        Prof. Dr. Erarslan’ın aktardığına göre, sınav öncesi “Ya... Hoca” isimli bir WhatsApp grubu oluşturulmuş.

        Bu grubu oluşturan kişi gruba eklediği kişilerden 100’er lira almış, soru bankasından verdiği 26 sorunun bire bir aynısı ve benzerleri de sınavda çıkmış.

        Bunların bırakın tamamını bir tanesi dahi doğru ise aslında sistemin baştan aşağı yıkılıp yeniden kurulması gerekir.

        Yoksa toplum vicdanında yapılan her bir sınav bir harabe halini alır…

        Diğer Yazılar