Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        ÇOK geriye gitmenize gerek yok...

        Sadece önceki üç sandıkta yaşananlara bakın; eksiksiz hepsinin odağında Muharrem İnce adını görürsünüz...

        Hatta yerel genel seçimlerde dahi...

        2014 yılında CHP adayı Vefa Salman’ın hukuki durumunun gerekçe yapılması nedeniyle Yüksek Seçim Kurulu’nun iptal ettiği Yalova seçimde adaydan çok çok İnce’yi konuştuk…

        O günlerde bastırdı, tekrar edilen Yalova seçiminde Salmanın tekrar kazanmasını sağladı…

        Ardından gelen ve iki kez yinelenen 2015 seçiminde de CHP Genel Başkan adayı olarak sahne aldı.

        “Örgütün seçim için bir motivasyona ve değişime ihtiyacı var” diye yola çıktı…

        Genel Başkanlık yarışını kaybetti; seçimde de CHP’nin Yalova birinci sıra adayı olarak milletvekili seçildi…

        Burada kalmadı, Kasım 2015 seçimlerinin hemen ardından Olağanüstü Kurultay toplamak için imza kampanyası başlattı; yeterli sayıya ulaşamadığı için bu süreçte de ilerlemedi.

        AYRIK İLERLEMECİ

        Ardından gelen 2018 seçiminde bu kez ısrarlı tutumu sonuç verdi ve Cumhurbaşkanı adayı oldu.

        Hemen belirteyim ki adaylık sürecine CHP yönetiminden de o dönem çok sıcak bakan yoktu, örgüt ve kamuoyu baskısını iyi kullanıp adaylık sürecine girdi.

        Cumhurbaşkanı adayı olarak Genel Merkez’den ayrık bir kampanya yürüttü.

        Meşhur İstanbul mitingini yapmaması önerisine rağmen ısrar etti ve mitingi düzenledi.

        Bazı söylemlerden uzak durması gerektiğine vurgu yapılması da fayda etmedi, sonunda seçilemedi…

        Milletvekilliğini de kaybettiği için dışarıda kaldı...

        Ama durmadı, 2019 yerel seçiminde bu kez İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adaylığına soyundu; ama CHP yönetimi kendisini istemedi...

        O da bunun üzerine kendi partisini kurmak için yola koyuldu.

        Memleket Hareketi diye başlattığı süreçte medya üzerinden başarılı bir propaganda sergiledi; iktidar yanlısı medyada çok yer aldı.

        Sonunda partisini de aynı isimle kurdu.

        İKİNCİ TUR İDDİALARI DA BİTTİ

        CHP’den ayrılıp kendisiyle hareket eden milletvekilleri de yanında fazla kalmadı…

        Ancak CHP ile ilişkisini bu da tüketmedi; bu kez Cumhurbaşkanlığı seçimine adaylığını koyarak, hem CHP hem de seçmeninin yeniden meselesi haline gelmeyi başardı.

        Bütün çevresi seçimde 2. tura kalmasının imkansız olduğunu belirtip, adaylıktan vazgeçmesi için telkinde bulunmasına rağmen iddialara girdi.

        YSK’nın aday listelerini açıklamasından önce çekilmesine dönük taleplere karşı da farklı bir tutum takındı.

        Adaylığının Kılıçdaroğluna değil, Erdoğan’a gidecek oyları etkileyeceğini ileri sürdü.

        Hakkında parasal ilişkilere dönük çok çirkin iddialar gündeme getirildi.

        Yetmedi yine geçmişte yaşananları anımsatan aşağılık bir tutumla kaset şantajına girildi…

        Parti yöneticileri ve örgütlerinden de günlerdir gelen çekilmesine dönük talepler sonuç verdi.

        Muharrem İnce sonunda dün adaylıktan çekildiğini açıkladı…

        KANUNUN AÇMAZLARI

        Çekilmesi nasıl bir sonuç doğurur ayrı bir tartışma…

        Ancak şurası açık ki çekilmesi bile bütün seçim süreçlerinde tartışma yaratmayı başarmasına benzer bir yönde yeni bir tartışmanın da kapısını aralayacak…

        Baştan beri savunduğum bir görüş var; Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi diye adı konulan Başkanlık sistemine geçiş döneminde çıkarılan yasaların sorunu var.

        Ne dünyada var olan başkanlık sistemlerine ne de hukuk mantığına uyuyor…

        Eklektik, hangi durum fayda sağlamış ise onu önceleyen bir mantıkla yapılmış, bizzat AK Parti’nin saygın hukukçularının da sert eleştirdiği bir dizi kanundaki sorun da her bir adımda karşımıza çıkıyor.

        PUSULADA KALACAK

        Tam da Muharrem İnce’nin istifasında karşımıza çıktığı gibi…

        Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanunu’nun 12. maddesi gereği pusulalar basılıp, seçim takvimi de işlediği için İncenin istifası hukuki olarak bir sonuç doğurmayacak.

        Çünkü Kanun listelerde meydana gelen eksilmelerin sonuç doğurmayacağına hükmediyor.

        Sadece siyasi sonucu olacak…

        Yani adı ve resmi pusulada kalacak, ona verilen oylar birleştirme tutanaklarında toplamda yerini bulacak; sonuçlar açıklandığında aldığı oylar da ilan edilecek.

        Sonuç olarak istifası kanun açısından bir neden oluşturmayacak.

        Eğer ki ikinci tur söz konusu olsaydı, yine aynı kanunun 4. maddesi gereği bir sonuç doğururdu…

        Bu durumda kendisi 2. tura gidemez, ardından gelene yol açardı...

        YSK’DAKİ SİYASİ PARTİ TEMSİLCİLERİ NE DİYOR?

        Şunu hemen belirteyim ki YSK’daki siyasi parti temsilcilerinin hepsi de kanunu bu şekilde yorumluyor.

        Neden olarak da pusulaların basılmasını gösteriyor.

        Diğer türlü olsaydı, her istifa sonrası pusulaların sürekli değişmesi dolayısıyla sandıklara yetiştirilememe tehlikesine işaret ediyor…

        Haklı da olabilirler…

        Ancak unutulmamalı ki istifa tek yönlü, yenilik doğuran bir işlemdir…

        Aday olmayan birinin seçime giriyor kabul edilmesi de kabul edilemez…

        Aday olmadığı açıklanır, verilen oylar da geçerli olarak kabul edilmez…

        EPÖZDEMİR’İN İTİRAZI…

        Nitekim dünkü sohbetimizde hukukçu Dr. Rezan Epözdemir de benzer bir yaklaşımda bulundu.

        Kanunun mantığının doğru olmadığını belirterek, “Çekilmenin tek taraflı ve yenilik doğuran” bir sonuç üretmesi gerektiğine işaret etti.

        Verilen oyların geçerli kabul edilmesinin hukuk olmayacağına vurgu yapıp ekledi:

        “Kanuna göre eğer İnce’nin ilk turdaki oyları geçerli kabul ediliyorsa, o zaman ikinci tura kalabilmesi halinde de devam etmesi gerekirdi. Madem çekilmesine rağmen oyları geçerli olacak, o zaman Kanun neden ikinci tura kalması halinde üçüncü sıradakinin devam edeceğini söylüyor? Eğer ikinci tura devam şansı vermiyorsa, ilk turdaki oylarının da geçerli kabul edilmemesi gerekir. Burada bir hukuk hatası var. İnceye verilen oylar geçersiz kabul edilmelidir.”

        BORÇLAR DEĞİL, SİYASET HUKUKUNUN BİR SONUCU

        Epözdemir’in görüşüne AK Parti YSK Temsilcisi Recep Özel de CHP YSK Temsilcisi M. Hadimi Yakupoğlu da sıcak bakmadı…

        Özel, kanunun mantığının, oy pusulaları basıldıktan sonra adaylıktan çekilmiş olmanın bir sonuç doğurmaması üzerine kurulu olduğunu vurguladı.

        Yakupoğlu ise oy pusulalarında değişiklik olmamasının oylarda da değişiklik olmaması anlamına geldiğini belirtti.

        Mahalli İdareler Yasası’nda da benzer bir durumun olduğunu, belediye meclisi ile başkan seçiminin birbirinden farklı işlediğine dikkat çekip şu noktaya dikkat çekti:

        “Belediye başkanı çekildiğinde veya öldüğünde de yerine parti bir başkasını koyamaz. İstifa Borçlar Kanunu gereği tek taraflı yeni bir durum doğurur ama siyaset hukukunda seçimin devamlılığının sağlanması açısından böyle işlemesi gerekir…”

        VAR OLMANIN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ

        Başta da belirttiğim gibi İnce var olsa da olmasa da her sandığa damgasını vurdu.

        Milan Kundara’nın Var Olmanın Dayanılmaz Hafifliği kitabındaki gibi, kararsızlığa karşı, kararsızlığın tutarlı yanlarını konuşturdu.

        Genel Başkan adaylıkları da dahil son sandıkların hepsinde kaybeden hep kendisi oldu…

        İstifası özellikle Kılıçdaroğlu açısından bir sonuç getirir mi derseniz, bu seçimde bir puan seçimi kazandırır…

        Ancak seçmenin bu denli yönünü belirlediği bir süreçte gelen destek de bir şey ifade etmez.

        Eğer istifa ederken destek açıklamasını da yapsaydı ve muhalefete de ağır eleştiri getirmemiş olsaydı, belki kendisi açısından yarın çıkıp, “Ben çekildim kazandınız” deme hakkını elinde tutardı.

        Şimdi ise o da elinden gitti…

        Tabii Kılıçdaroğlu’nun kendisinin istifasının hemen ardından yayınladığı mesajında olduğu gibi Halil İbrahim sofrasına davetine ne yanıt verir, İnce olduğu için tahmin etmek zor.

        Ancak bu süreç İnce ve kendisine odaklı siyaset yapan her kesimi aynen geçen dönemlerde de olduğu gibi sadece yordu

        Acaba 10 ay sonra 2024 seçiminde de yine karşımıza bu kez başka bir şekilde çıkar mı?

        Çıkarsa da şaşırmayın...

        Diğer Yazılar