Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        CUMHURBAŞKANLIĞI seçiminin iki tarafı da görünürde ATA İttifakı bileşenlerinin oylarına yoğunlaşıyor gözükse de aslında hedeflerindeki oy deposu farklı…

        Her ikisinin hedefinde yoğunlaştığı depodaki oyların miktarı da Sinan Oğan veya ATA İttifakı bileşeni partilerin aldığının neredeyse 7 katı fazla.

        Sözünü ettiğim sandığa gitmekten kaçınan veya gidip geçersiz oy kullanan seçmen…

        Bu kesimin toplamı 8.5 milyonu geçiyor…

        Sadece geçersiz kılınan oyların toplamı 1 milyon 37 bin iken, 8 milyon 313 bin seçmen de sandığa gitmemiş.

        Geçen seçim sandığa gitmeyen sayısı 6 milyon 700 bin civarındayken, seçmen sayısı artış oranının ötesine geçerek 8.3 milyona ulaştı.

        Bu da demektir ki, sandığa gitmemeyi ilke haline getirenler bir kenara bırakıldığında, sandığa gitmeyenler içinden kallavi bir seçmeni getirme olanağına sahip…

        ÖNCELİK SEÇMEN MOTİVASYONU

        Dolayısıyla başından beri burada vurguladığım gibi iki adayın ekipleri de seçmen motivasyonunu birinci öncelik olarak görüyor.

        Oysa Oğan ve ATA İttifakı'ndan gelecek oylar homojen; bütüncül bir yapıda değil, tamamen dağınık duruyor.

        Ayrıca alınan değil, iki adaya da tepki nedeniyle tutum alan oylar niteliğinde…

        Alınan yönlendirilebilir, gelen ise bildiği gibi davranır…

        Bu açıdan Zafer Partisi daha avantajlı, çünkü karşılığı 1 milyon 15 bin 264’e denk gelen %2.23 oy aldı…

        Ayrıca, Oğan’ın bir partisi yok; kendisine destek verenlerden Adalet Partisi’yle birlikte iki parti de Kılıçdaroğlu’na destek verme kararı aldı.

        ÖZDAĞ’IN MESAJI

        Bir diğer önemli gelişme de akşam saatlerinde geldi…

        Oğan’ın açıklamasına 10 dakika kala sohbet ederken Özdağ, Kılıçdaroğlu ile akşam buluşacağını belirtti.

        Görünen o ki iki lider ilkelerini yazılı metne bağlayacak, Özdağ da kararını bugün 11.00’de açıklayacak…

        Özdağ’ın, Oğan’ın açıklamasının ardından sözlerinin kendi partisini bağlamadığını belirten bir tweet atması da dikkat çekiciydi…

        Bütün bu gelişmelerden iki adaya düşen pay ise öyle görünüyor ki en fazla üçte bir olacak; çünkü bu kitlenin içinde oy vermekten vazgeçen ile iki adaya eşit gidenler ayrışacak.

        Geriye en fazla 400 bin civarında oy kalacak…

        Asıl uğraş alanı ise yarın sabahtan itibaren sandığa gitmeyen veya gidip geçersiz oy kullanan seçmenler olacak.

        ÇOK ALDIĞI BÖLGEYE DAHA ÇOK YÜKLENİYOR

        İki liderin ayrıştığı nokta da tam da burada başlıyor.

        Her ikisi de nerede daha çok oy aldıysa oradaki seçmenini konsolide ederken, ötekine gitmeyeni de yanına çekmenin söylemini geliştiriyor.

        İkisinin ayrıştığı zemin de tam burada beliriyor.

        Çünkü Erdoğan kırsalda 5.5 milyon oy alırken, Kılıçdaroğlu’nun aldığı oy 3.5 milyon civarında.

        Bu illerde avantajlı olan Erdoğan, adımını da attı ve kendisine %70 ve üzerinde oy veren deprem kentlerinden başladı; ağırlığını Sivas’ın da arasında yer aldığı kırsala verdi.

        Kılıçdaroğlu ise Erdoğan’dan biraz fazla oy aldığı deprem kenti Hatay’a bugün gidecek.

        Kılıçdaroğlu’nun programına bakıldığında ise daha çok büyükşehirleri hedeflediği görülüyor.

        Buna neden de 1 milyon 37 binden fazla oy kullanmayan seçmenin bulunduğu kentlerin başında İstanbul geliyor.

        Ayrıca 200 bini aşan oy kullanmayanın bulunduğu 7 kentten 5’inde; İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Adana ve Diyarbakır’da Kılıçdaroğlu ilk turu önde kapattı.

        Cumartesi gününe kadar devam edecek gezi programında Adana gibi öncelediği bölgeler de ağırlıklı olarak bu kentlerden oluşuyor.

        Dolayısıyla bir yanda içinde homojen olmayan, üçe bölünmüş %5.17, diğer tarafta ise %12.95’i sandığa gitmemiş, %1.8’i de geçersiz oy kullanmış toplamda %14.75’i bulan seçmen kitlesi…

        BELEDİYELERE EMANET

        Sandığa gitmeyen seçmen sayısının yoğun olduğu bölgeler büyükşehirler olunca her iki adayı destekleyen partiler de markaj siyasetini bu kentlere kaydırmış.

        Kılıçdaroğlu, büyükşehirlerdeki seçim çalışmalarını tamamen belediye başkanlarına bırakmış; nitekim İmamoğlu, Yavaş, Zeydan, Savaş ve diğerleri markaj propagandasının en önemli aktörü olarak son üç gündür yoğun bir şekilde sahadalar.

        Yavaş, milliyetçi kimliği ile terör konusunda yöneltilen suçlamalara karşı söylem geliştirirken, diğer başkanların da ekonomiyi ön planda tuttuklarına tanıklık ediliyor.

        Görev dağılımında belediyeler öncelenince, CHP milletvekillerinin her birini seçmeni daha düşük kentlere yollamış; özellikle de memleketlerine gitmelerini istemiş.

        Ancak bunu yaparken, iki gün görevli oldukları yerlerde, geri kalan 3 günü de büyükşehirlerde olmalarına karar verilmiş.

        Belki alanlarda çok fazla siyaset görmüyoruz, ancak kapı kapı dolaşan, STK’lar ile sürekli toplantılar yapan yoğun bir program iki tarafta da perde gerisinde var gücüyle devam ediyor.

        Zaten ikinci turda teşkilatı rehavete düşenin sıkıntıya gireceğini iki taraf da görüyor.

        O nedenle ilk kez tanıklık edilen ikinci turda herkes kendine göre bir taktik geliştirirken, herkes her bir yandan asılıyor…

        Diğer Yazılar