Meclis bu sayıya hiç ulaşmamıştı
CUMHURBAŞKANLIĞI seçimine dönük beklentiler sürerken, bir yandan da Parlamento’daki yapılanma üzerinde kafa yoruluyor.
O da 1980 darbesi sonrası geçilen 40 yıllık siyasi hayatta TBMM’nin bu kadar çok parti ve grup sayısına ulaşmamış olması.
Başkanlık Sistemi Meclis’te temsil edilen parti sayısını azaltacağı var sayılırken, ittifaklar içinden gelenlerle ilk günden 14 partiye ulaştı…
Bunların arasında AK Parti, CHP, Yeşil Sol, MHP ve İYİ Parti, 20 milletvekilinden çok sandalyeleri olduğu için geçen dönem olduğu gibi 5 grup çıkarma hakkına sahip olarak giriyor.
Ancak duruma göre en az veya iki grup da kapıda bekliyor.
Eğer onlar da gelirse 14 partili, 6 veya 7 gruplu bir parlamento gelecek hafta yeni yasama dönemine başlamış olur.
Daha önemlisi bunların arasında çoğunluğu elinde tutan MHP ve Yeşil Sol dışındaki grupların liderleri de TBMM'de bulunmayacak.
MECLİS BAŞKANI YARIŞI
Görünen o ki birinci önceliği TBMM Başkanlığı olacak.
Şu dönem tam anlamıyla Pazar günkü seçime yoğun tartışılmıyor ancak kulislerde kulaktan kulağa ciddi bir TBMM Başkanlığı tartışması yapılıyor.
Yenisi seçilene kadar en yaşlı üye sıfatıyla MHP lideri Bahçeli’nin Geçici Başkanlık yapacağı TBMM’nin Başkanlığı için ileri hatta MHP’ye de kapsayan farklı senaryolar var.
Ancak AK Parti kanadında dillendiriliyor olsa da MHP lideri Bahçeli’nin öteden beri sürdürdüğü talep eden olmama tutumunu terk etmesi pek mümkün değil.
Bu durumda AK Parti’de Başkanlık için adı öne çıkan dört isim var…
İlki Cumhurbaşkanı Yardımcısı iken Ankara’dan milletvekili seçilen Fuat Oktay…
Hatta Oktay ile üç dönem kuralına takılan TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un görevlerinde halef selef olacağı; Şentop’un da Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak görev üstleneceği iddiaları var.
Şentop ile ilgili bir diğer zayıf iddia da Adalet Bakanı olacağı yönünde…
TBMM Başkanlığı için üzerinde durulan bir diğer isim de Adalet Bakanı iken Şanlıurfa’dan seçilip gelen Bekir Bozdağ…
Bir diğer güçlü isim de AK Pati Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Numan Kurtulmuş…
Bu isimlerden birinin TBMM Başkanı olmaması halinde AK Parti Grup Başkanı olacağı da dile getirilen bir başka iddia…
AK Parti’de geçen dönem Grup Başkanı olan İsmet Yılmaz ile birlikte Grup başkanvekillerinin ağırlıklı bölümü de üç dönem kuralı dolayısıyla aday olamamıştı.
CHP’DE DE AK PARTİ YÖNTEMİ
Muhalefet cephesinin CHP kanadı ise işi öteden kotarmış…
Kılıçdaroğlu Pazar günü seçilsin veya seçilmesin her halükarda da TBMM’de olmayacağı için onlar da Genel Başkan ile Grup Başkanı ayrı olacak.
Beklenti Özgür Özel’in Grup Başkanlığını üstlenmesi yönünde…
Millet İttifakı’nın diğer partileri açısından da durum benzer, çünkü liderlerin hiçbiri milletvekili yarışına girmedi.
TEK Mİ YOKSA İKİ GRUP MU?
Bundan dolayı oradaki uğraş Cumhur İttifak'ının ötesinde...
Son günlerde seçime odaklı yoğun bir çalışmanın içinde olsalar da Millet İttifakı cephesinin özellikle CHP listesinden seçilip TBMM’ye gelen 4 partisinin milletvekilleri arasında ciddi bir grup kurma hesabı yapılıyor.
Neden de DEVA’nın 15, SP ve Gelecek’in 10’ar, DP’nin 3, Türkiye Değişim Partisi’nin de bir milletvekili bulunuyor olması.
İki milletvekilinin daha katılması halinde, 40 milletvekiline ulaşılıyor ve buradan da iki grup çıkarma olanağına kavuşuluyor.
Ancak dün sohbet ettiğim, SP, Gelecek ve DEVA yöneticileri, iki grup yerine tek grubun oluşmasında fayda gördüklerini belirttiler.
Neden de tam sınırda 20’şer vekille grup kurup, bir milletvekili hareketiyle sıkıntıya düşmemek…
Ancak bu kez de hangisi parti çatısı altında grup kurulacağı tartışması başlıyor.
Seçim öncesi çatı içinde çatı ittifakı konusunda benzer bir tartışma yaşanmış ve uzlaşı çıkamamıştı; bu kez de DEVA ve SP’nin grup konusundaki tutumu önemli.
CHP 5 DAHA VERSİN!...
DEVA kendisinin 15 vekil ile diğerlerinden 5 fazlası olduğunu ileri sürerek kendi çatısı altında toplanmasını isteyebilir; nitekim DEVA yöneticilerinin sohbetlerindeki imaları da bu yönde.
Hatta içlerinde, “CHP bize son bir destek daha atıp 5 vekil verirse biz kendi başımıza da kurarız” cümlesini söylemekten kaçınmıyorlar.
CHP’de bu yönde tek bir adım atılması dahi imkânsız; çünkü kendinden girenler gittikten sonra geriye kalan milletvekili sayısı düşük…
O nedenle hepsinin de üzerinde durduğu tek grubun oluşması, bunun için de milletvekillerinin hangi partinin çatı olması gerektiğine birlikte karar vermesi ve Grup yönetimlerinin de bu anlayış içinde pay edilmesi.
Eş grup başkanının yanında grup başkanvekillerinin de katılan partilerden oluşması da üzerinde durulan formüllerden…
DEMOKRATİK KATILIM
Her ne olursa olsun çok partili ve çok gruplu bir TBMM ile karşılaşacağız.
Bunun getireceği fayda kadar mahsurları da yüksek.
Fayda getirir, sayısı azalan AK Parti, geçen dönem 295 sandalyesi olduğu için salt çoğunluk olan 300’e ulaşmak için çok çaba göstermesi gerekmiyordu.
Salonda bulunan milletvekillerinin yarıdan bir fazlası yetiyordu.
Ancak bu kez aynı güce sahip olmayacak, bu da ister istemez başta MHP olmak üzere sürekli destek aramak zorunda kalacak.
Ancak bir kolaylığı daha var, TBMM’de temsil edilen sağ parti sayısı ve sandalye gücü geçen dönemin üzerine çıktı.
Şu an 390 civarında bir sayıya ulaştığı için geçen dönem de görülen başörtüsü gibi konularda AK Parti ötekilerden de destek bulmakta zorlanmayacak; gidebileceği parti sayısı çoğalacak.
Bu da yasaların yapım sürecini ağırlaştırmakla birlikte, demokratik bir şekilde geçmesini sağlayabilir.
SAYI ARTTIKÇA SEÇİM ÇOK DAHA ÇABUK GELDİ
Ancak on yılları kapsayan Parlamento muhabirliği deneyimimle geçmişten bu güne gördüğüm bir durumu da paylaşmadan geçemeyeceğim.
Parlamentoda parti sayısı azaldıkça seçime gidilen yol uzuyor; parti sayısı arttıkça da erken seçime giden yol o denli kısalıyor.
Benim karşılaştığım süreçler parlamenter sistem dönemiydi; başkanlık sisteminde ise ilk kez deneyimleyeceğiz.
Bu sistemde Cumhurbaşkanı’nın TBMM’ye çok fazla ihtiyacı yok; geçen dönem bütçesi onaylanmadığında hükümetler düşerdi, bu kez eski bütçeye enflasyon farkını ekleyip yola devam etme hakkına sahip.
Yasalara da ihtiyacı yok, Kanun Hükmünde Kararname veya Cumhurbaşkanı Kararı çıkarıp devam edebilir; TBMM’den geleni de veto ettiğinde yenisinin çıkarılması için de sandalye birliği ve çok süre gerekir…
Ayrıca hiçbir ittifakın da TBMM’de 360’ı bulup erken seçime götürme gücü de yok; bunu da tek başına Cumhurbaşkanı elinde tutuyor olacak.
Ancak kim gelirse gelsin önünde ötelenen ekonomik tedbirler ve 10 ay sonra gelecek bir yerel seçim sandığı da bekliyor…
Bakalım bütün bunlar nasıl bir dönemin ve sonucun kapısını aralayacak.
Her şey Pazar günü çıkacak oy oranına göre şekillenecek…
----
NOT: Aslı kopya olanın kopyalandığı sosyal medya seline DEVA Sözcüsü İdris Şahin’in de kapıldığına tanıklık ediyorum.
Köşe yazımda, “…içindeki bazı kişilerin bu ifadede bulunduğuna…” vurgu yaptım, DEVA yönetimi “CHP’den 5 milletvekili talep etti” diye bir cümle kurmadım…
Aksine, “O nedenle hepsinin de üzerinde durduğu tek grubun oluşması…” vurgusunu yaparak, bu yönde talebe ittifak partilerinin (DEVA dahil) yönetim erklerinin itibar etmediğini belirttim.
Bu durumu, açıklamasından önce yaptığımız telefon konuşmamızda da kendisine ilettim.
Sosyal medyadan başlık okumak yerine, köşe yazımın aslını okuduktan sonra açıklama yapmasını beklerdim…