Seda Sayan atalarımızın diline "düştü!"
Sosyal medyada yeni bir moda başlamış.
Düşüyorlar!
Sonra fotoğrafını çekiyorlar.
Bize gösteriyorlar.
“Efendim bakın ben ne biçim düştüm” diye.
Biz de onlara bakıp, “Vay be ne biçim düşmüşler” diyoruz.
(Ama nedense bu düşen arkadaşlar hep steril yerlere düşüyorlar. En kısa zamanda şöyle İstanbul’un bir kenar semtinde belediyenin açtığı bir çukura düşüşün resmini de bekliyoruz kendilerinden... Takipçi değil miyiz? Hem takipçi derler bize, biz güzeli severiz!)
*
Bu iş dünyada trendmiş ama bizim memleketimizde bu işin öncülüğünü Seda Sayan yapmış, her şey onun düşmesiyle başlamış.
Seda Sayan bir düşmüş, onun ardından herkes patır patır düşmeye başlamış.
Ne diyelim Allah “düşürmesin.”
*
Ben sosyal medya denilen alemin hiçbir yerinde yokum.
Dolayısıyla onların nasıl düştüğünü takip edemiyorum ama benim gibi sosyal medyadan mahrum olup bir hayli mağdur olanların yerine bizim internet medyamız onların nasıl düştüğünü tespit edip bizim gibi garibanlara gösteriyor.
Allah onlardan razı olsun!
Onlar da olmasalar, benim gibi sosyal medyada olup bitenlerden bihaber olan cahiller ne yapardı?
*
Bizim sözlü edebiyat geleneğimizde “düşme” üzerine çuval dolusu laf vardır. Patır patır düşenlerin durumunu görünce, bu akımı başlatan Seda Sayan’ın atalarımızın diline nasıl düştüğünü merak ettim ve sizin için bir derleme yaptım:
*
Seda Sayan düştüğü zaman da Seda Sayan'dır, çünkü “Altın yere düşmekle pul olmaz.”
Seda Sayan’ın düştüğü yer neresi bilmiyorum ama “Armut dibine düşer.”
Seda Sayan düşerken canı yandı mı bilinmez ama “Ateş düştüğü yeri yakar.”
Seda Sayan’a niye düştün diye sorulmaz çünkü “Atın bahtsızı arabaya düşer.”
Seda Sayan düşerken kimse yardımına koştu mu bilmiyorum ama “Attan düşene yorgan döşek, eşekten düşene kazma kürek.”
Seda Sayan düştüğü zaman daha önce düşmüş olan birileri yardımına koştu mu bilmiyorum zira “Damdan düşen damdan düşenin halini anlar.”
Seda Sayan düşerken ayağı bir şeye mi takıldı çünkü “Dazlayan daza düşer, kel başlı kıza düşer.”
Allah’tan Seda Sayan denize düşmedi, “Çünkü denize düşen yılana sarılır.”
Hepimiz Seda Sayan için kaygılandık çünkü “Düğün olur iki kişiye, kaygısı düşer deli komşuya.”
Seda Sayan düştüğü zaman sanırım etrafında kimse yoktu çünkü “Düşenin dostu olmaz.”
Seda Sayan düşer düşmez ayağa kalkmıştır çünkü “Düşmez kalkmaz bir Allah.”
Seda Sayan düştüğünde kesinlikle kalbi temizdi çünkü “El için kuyu kazan, evvela kendi düşer.”
Seda Sayan düştüğü yere kesinlikle bir daha düşmez çünkü “Eşek bile düştüğü yere bir daha düşmez.”
Seda Sayan’ın düşerken malvarlığına güvenmemiştir çünkü “Güvenme varlığa, düşersin darlığa.”
Seda Sayan’ın Allah’tan gelini yoktur, zira “Kaynana pamuk ipliği olup raftan düşse, gelinin başını yarar.”
Seda Sayan düşünce gözünden tek damla yaş gelmemiştir çünkü “Kendi düşen ağlamaz.”
Seda Sayan’ın parası çoktur “Züğürt olup düşmektense, uyuz olup kaşınmak yeğdir.”
Seda Sayan düşer düşmez fotoğrafçısı hemen fotosunu çekmiştir çünkü “Yiğit bin yaşar, fırsat bir düşer.”
Seda Sayan iyiki bir hayvanın sırtından düşmedi, çünkü “Attan düşene yorgan döşek, eşekten düşene kazma kürek.”
Seda Sayan düşerken elindeki bütün nevale ortalığa saçılmıştı çünkü “Takke düştü kel göründü.”
Seda Sayan düştüğü yerden uzun süre kalkmamıştır çünkü “Taş düştüğü yerde ağırdır.”
*
Patır patır düşenlere son olarak bir hatırlatma:
Düşmek mesele değil, pat diye düşersen. Mesele kalkamamak, düştüğün yerde düşkün kalmaktır!