Selin Hanım'a sadece İngiliz basını değil, biz de ayıp ettik

HİÇ gereği olmayan saçma-sapan tartışmayı, İngilizler’in “Economist” dergisi başlattı... CHP’nin yeni yüzü Selin Sayek Böke’nin “Hristiyan” olduğunu yazdı, Türkiye’de birileri meselenin üzerine atlayınca iş dallanıp budaklandı ve Selin Hanım “Ailesinin bir kısmının Hristiyan, bir kısmının da Müslüman” olduğunu açıklamak zorunda kaldı...

Bir politikacının dininin sözkonusu edilmesine değil İngiliz basınında, batı dünyasının başka bir yerinde de pek rastlayamazsınız. İngiliz gazetelerinde kendi siyasetçileri hakkında “Bu adam Yahudi”, “Filânca milletvekili Katolik” yahut “Falanca aslında Protestandı ama sonradan bilmemne mezhebine geçti, ailesi de işte şu dinden geliyor” gibisinden ifadelerin kullanıldığını göremezsiniz, zira kişiyi bu şekilde değerlendirmek haberi yazanın hatırına bile gelmez ve aynı özen diğer batı ülkelerinin basınında da mevcuttur.

Ama iş “üçüncü dünya ülkesi” olarak gördükleri memleketlere gelince din, iman ve inanç meselesi bir tarafa bırakılır, ortaya hemen bir milliyet ve din çetelesi sürülür ve yapılacak yorumun çerçevesini bu ayrımcılık teşkil eder.

“NE ÖNEMİ VAR?” DİYEMEDİK!

Economist dergisinin Selin Hanım’ın dinini diline dolaması, toplumumuzda bir kesimin mensubu olmak için can attığı Avrupa’nın bizi nasıl gördüğünü açık şekilde gösteren bir edepsizliktir!

Kendi politikacıları için yazıp söyleyemeyecekleri ve kullandıkları takdirde temizlemeleri çok zor olan bir ayrımcılık suçlamasına muhatap olacakları kavramları Müslüman memleketin politikacısı hakkında pervasızca kullanabilmek...

İngiliz basınının yaptığı işte İslamofobi ile bir alâkası olmayan böyle bir tepeden bakış ve işgüzarlık, Selin Hanım’ın ailesinin bir kısmının Hristiyan olduğunun doğrulamasının adından da “Ne olacak, bunun ne önemi var ki?” denmemesi de bize hiç yakışmayan bir ayıptır!

Daha önce de defalarca yazdım ve söyledim: Türkiye’de “üstad” geçinmek ve menfaat elde etmek maksadıyla senelerden buyana onun-bunun diniyle, inancıyla ve etnik kimliği ile uğraşmayı âdet edinmiş, gayrımüslimi durmadan karalamış, gayrımüslimlikle alâkası olmayanlar hakkında da ortaya yalan-yanlış iddialar atmış bir güruh var!

Din ve etnik aidiyet konularını kendisine sermaye edinen bu güruh onbinlerce, hattâ yüzbinlerce kişiyi palavralarına maalesef inandırdı, daha doğrusu zehirledi! Yazdıkları yalanlardan ibaret kitaplarda ve hayranlarının internet sitelerinde bugün memleketin önde gelen isimlerinin dini ve etnik kimliği hakkında neredeyse tamamı hayâlî iddialar ortaya atılıyor; başarılı olmuş kim varsa Yahudi yahut Dönme, ama hemen tamamı gizli Siyonist ve hattâ birer “hain” gösteriliyor. Okumayı ve araştırmayı bilmeyen kesim de böyle iddialara hemen ânında sımsıkı sarılıyor ve başarıların tamamının Türk olmayan unsurlara ait olmasının Türkler’in hiçbirşey yapamayan ve ortaya tek bir eser bile koyamayan işe yaramaz bir sürüden ibaret oldukları mânâsına geldiğini bir türlü idrak edemiyor!

UYANIN BEYLER, UYANIN!

Milletin dini ve etnik kimliği konusunda çetele tutmaya meraklı olanlar söylemek istediğimi anlayamamış olabilirler, daha açık şekilde ifade edeyim:

Beyler, hatunlar! Birileri sizleri kandırıyor, beyninizi yıkıyor ve sırtınızdan para, pul, şan, şöhret ve hayâlî üstadlık rütbeleri elde ediyorlar! Memlekette gazetecilikten basına, iş hayatından bilime kadar bilinen, görünen ve ses getirmiş olan ne varsa bunların tamamını Türk olmayanların yaptığı iddiası, “Siz Türkler işe yaramaz, beş para etmez bir ahmak ve aptal sürüsüsünüz” demektir.

Etrafa çamur sıçratırken aslında kendi kendinize yani iftihar duyduğunuz Türk ve Müslüman kimliğinize hakaret ettiğinizi farkedin ve üstad bozuntularına hayranlık uykusundan, cehalet ile bezenmiş rüyalarınızdan artık uyanın!