Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Adamın biri Osmanlı Devleti’nin 1800’lerden itibaren Londra, Paris, Berlin, Roma, Petersburg, Washington, Madrid, Atina ve Paris’teki büyükelçiliklerini yapan Yanko, Antonaki, Kostaki, Musurus, Kalamaki, Nikolaki, Todoraki, Naum, Aleko, vesair gibi gayrımüslimlerin isimlerini sıralayıp “Bazılarının özlediği Osmanlı” diye bir tweet atmış ve bu tweet birkaç gazetede haber olmuş!

        Liste doğru, ama çok eksik! Bakanlık yapmış veya devletin üst düzeyinde vazifede bulunmuş Noradonkyan, Oskan, Yusuf Franko, Aristidi, Mavrokordato, Vayanis, Kazazyan, Ohannes, Sinapyan, Azaryan, Basarya vesaire gibi, daha nice gayrımüslim de listeye ilâve edilse idi, isimler sayfalar dolusu uzayıp giderdi.

        Ama, meselenin farkedilmeyen bir tarafı var: Osmanlı’nın bir “imparatorluk”, yani çokuluslu bir devlet olduğu ve imparatorluklarda sadece hâkim unsurun değil, o devletin teb’ası olan bütün milletlerin yönetimde görev almalarının normal karşılanması gerektiği!

        İmparatorlukları bugünün “millî devlet” kavramı ile mukayese edip o devirleri zamanımızın millî devletleri çerçevesinde mukayeseye kalktığınız takdirde hataya düşmeniz kaçınılmazdır ve Osmanlı İmparatorluğu’da bazı gayrımüslimlerin yüksek makamlara gelmiş olmalarına şaşıranların sanki yeni birşey keşfetmiş gibi böyle tweet atmalarının sebebi de bu bilgisizlikleridir.

        REKLAM

        Osmanlı Devleti söylediğim gibi bir imparatorluk, ama Türk imparatorluğuydu. Başta hanedan ve devletin en güçlü müessesesi olan ordunun dili Türkçe idi ve devletin bir kuralı vardı: Kumandanlar ve savunma bakanları mutlaka Türk yahut Müslüman idiler; içişleri, adalet, eğitim, vakıflar ve daha birkaç bakanlığa da aynı şekilde sadece Türkler veya Müslümanlar gelebilirdi. Diğer mevkilere yükselen azınlık mensupları da o makama geldiklerinde artık Rum, Ermeni, Yahudi vesaire değil, sadece “Osmanlı” idiler...

        İsimi başka olsa da, imparatorluk sistemi hâlâ mevcut; meselâ Birleşik Amerika, Rusya ve İngiltere gibi çokuluslu devletler bünyeleri itibariyle imparatorluğu andırıyorlar ama bunlara şimdi “imparatorluk” denmiyor; “çokuluslu devlet”, “federasyon”, “devletler topluluğu” vesaire gibi isimler veriliyor. Geçmişin imparatorluklarında belli mevkilere sadece hâkim unsura mensup olanların geçebilmesi kuralı da modern imparatorluklarda artık uygulanmıyor, böyle makamlara şimdi farklı milletlerin mensupları da gelebiliyorlar.

        TÜRK, HİNTLİ, KİMİ ARARSANIZ VAR!

        Bir milletler mozayiği olan Birleşik Amerika’yı anlatmama lüzum yok, örneklere Rusya’dan başlayalım...

        Rusya’nın daha önce Acil Durumlar Bakanı, Başbakan Yardımcısı, Moskova bölge valisi ve Birleşmiş Rusya Partisi’nin lideri olan şimdiki Savunma Bakanı ve Ukrayna harekâtının mimarı General Sergey Şoygu öyle Rus falan değildir; Rusya’daki Türkî kavimlerden birine mensuptur: “Tuva”dır, “Kujuget” adında bir bir gazetecinin oğludur ve tam ismi de “Sergei Kuzhugetovich Shoigu”, yani “Sergey Kujuget oğlu Şoygu”dur.

        Rusya’da sadece ordu değil, Merkez Bankası da aslen Rus olmayan bir kişiye emanet edilmiştir: Elvira Nabiullina’ya...

        Tam adı Elvira Sakhipzadovna Nabiullina, yani Sahipzade kızı Elvira Nabiullina olan başkanı da aynı şekilde Türkî bir kavmin mensubudur, Kazan Tatarı’dır.

        Daha önce ekonomi ve maliye yönetiminin çok üst düzeyindeki yetkilisi olan Nabiullina dokuz seneden buyana Rusya Merkez Bankası’nın başkanlığını yapıyor, dünyanın en başarılı bankacılarından biri kabul ediliyor ve Ukrayna’da devam eden savaş sırasında Rusya’yı büyük bir ekonomik krize girmekten kurtaran kişi olarak görülüyor.

        REKLAM

        Şimdi, Moskova’dan Londra’ya geçelim...

        Geçenlerde istifa eden İngiliz Başbakanı Boris Johnson, malûm, meşhur Türk gazeteci Ali Kemal’in torun çocuğu, yani aslında çeyrek Türk idi...

        İngiltere’nin başbakanlık koltuğuna önümüzdeki günlerde Hint-Pakistan asıllı Pencaplı bir Hindu politikacının, Rishi Sunak’ın oturması bekleniyor.

        Daha önce İngiliz Maliyesi’nin başında olan Sunak, her ikisinin de soyu Pencap’a uzanan Kenya’da doğmuş bir baba ile Tanzanya’da dünyaya gelmiş bir annenin çocuğu ve başbakanlık için şu anda en güçlü aday! Aynı şekilde aslen Hintli olan bir Sünni Müslüman, Sadık Han da altı seneden buyana Londra’nın Belediye Başkanlığı’nı yapıyor...

        Tarih sahnesinden yüz sene önce silinmiş olan Osmanlı Devleti’ne bugün hasret çekilmesi bir “aklıbaşında olup olmama” meselesidir; yani “Aaaah, o günler nasıl güzelmiş, geri gel Osmanlıııı!” zihniyeti uçuk bir hayalden ibarettir ama geçmişin imparatorluklarını bugünün millî devletleri ile mukayese edip neticeler çıkarılabileceğini zannetmek de sadece cehalet eseridir!

        Diğer Yazılar