Kuzey Suriye Operasyonu ve Ayfer Kordu olayı
Türkiye’nin uzun süredir kararlılıkla yürüttüğü dış politika sonuç verdi ve ABD YPG’yi himaye ettiği Suriye’nin kuzey bölgesinden çıkmayı -hem de ışık hızıyla çıkmayı- kabul etti. Öngörülen, çekilmenin bir hafta gibi bir süre içinde gerçekleşeceği.
Trump’ın şizofrenik açıklamalarına takılmayın… Başkan Erdoğan’a son derece olumlu mesajlar verip, çekilme detaylarını netleştiren ABD Başkanı belli ki gün içinde Pentagon ve Dışişleri’nin baskısından bunalıp Türkiye’yi tehdit etti. Ama bu çirkin dil ne adaba ne diplomasiye ne müttefiklik ilişkisine sığar. Türkiye gibi önemli bir aktöre karşı kabul edilemez! Türkiye de bu çirkin üsluba karşı en sert tepkiyi koyacaktır. Sonuçta karar net: Amerikalılar günler içinde Kuzey Suriye’den askerlerini çekiyor ve Türkiye’nin operasyonuna yeşil ışık yakıyor.
Bu şüphesiz Erdoğan ve O’nun liderliğindeki mevcut Türk devletinin başarısı. 90’ların devletindeki kaos ve keşmekeş yok artık bu topraklarda. Türkiye Cumhuriyeti bugün kendi politikalarını kararlılıkla sistematik olarak uygulama gücü ve dirayeti olduğunu gösteriyor.
2008’DE ÇEKİLMEK ZORUNDA KALMIŞTIK
Hatırlarsanız 2008’de Irak’ın ZAP bölgesine Güneş Harekatı düzenlenmiş ancak o dönem ABD’nin bastırması ile operasyon sona erdirilmişti. Demokratik olarak seçilmiş hükümetin değil askeri vesayetin temel politikaları belirlediği ve egemen devletlerin şekillendirdiği bir çizgiye hapsolmuş Türkiye fotoğrafıydı bu. Çok şükür ki o günleri aştık.
Halbuki şimdi isteklerinde direten ve demokratik olarak seçilmiş siyaset kurumunun orkestrasyonunda harmoni içinde sonuna kadar giden bir Türk Devleti var.
Trump’ın kararı açıklandıktan sonra bu sürecin detayları ve önümüzdeki olası gelişmeleri öğrenmek için süreçte yer alan birçok kritik devlet yetkilisiyle konuştum.
HER DÜZEYDE GÖRÜŞMELER YAPILDI
Öncelikle şunu söyleyeyim: ABD Başkanı Suriye’den askerlerini çekme kararını bir anda, tesadüfi bir şekilde almış değil.
ABD ile zaten bir süredir her düzeyde görüşmeler yapılıyordu. Evet… Pentagon karara sıcak bakmıyor ancak akşam saatlerinde bu karara istemeyerek de olsa uyacağını ve operasyonu engellemeyeceklerini duyurdu.
Türkiye’nin kısa süre içinde başlaması planlanan Barış Pınarı Operasyonu’na yönelik BM’den de Rusya’dan da destek açıklamaları geldi.
ÜST DÜZEY SİLAHLARLA DONATILMIŞ BİR ÖRGÜT
Bundan sonra Amerikan askerleri gidecek ve o bölgedeki YPG unsurlarına yönelik harekata geçilecek. Esas süreç o zaman başlayacak.
YPG terör örgütü ABD tarafından en üst düzey silahlarla donatılmış bir örgüt. Kuşkusuz bu, zorlu bir operasyon. Ben operasyonda kimin yer alacağını güvenlik bürokratlarımıza bizzat sordum.
KİMLER YER ALACAK?
Türkiye’den gidecek askeri kuvvetlerimizin yanısıra esas olarak Suriye Geçici Hükümeti’ne bağlı Suriye Milli Ordusu sahada olacak. Bu ÖSO’nun yeni adı. Bu orduyu Türkiye gayet iyi şekilde donattı. Sahada YPG ile savaşacaklar.
Kolay bir süreç değil, maalesef hiçbir savaş kolay değildir… Ancak Türkiye özellikle Suriye’de herhangi bir etnik ya da mezhepsel grubun lehine ya da aleyhine hareket etmediğinin ısrarla altını çiziyor.
Bu operasyonun hedefi asla Kürtler değil. Amaç Türkiye’ye yönelik PKK terör tehdidini bertaraf etmek ve Türkiye’nin bu hedefi de son derece meşru ve haklıdır.
ERBİL VE SÜLEYMANİYE OPERASYONA NASIL BAKIYOR?
Ben bu kararla birlikte komşumuz Erbil ve Süleymaniye’deki hava nasıl diye de soruşturdum…
Hatırlatayım: Mesut Barzani’nin aldığı referandum kararı ile birlikte kesilen ilişkilerimiz Neçirvan Barzani’nin ısrarlı çabaları sonucu bir süre önce yeniden normale döndü.
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Türkiye’nin desteği ve girişimcileri ile kalkınmış bir coğrafya. Erdoğan dönemindeki karşılıklı iyi ilişkilerimiz eski Türkiye düzeninden farklı yeni bir devlet ve dış politika anlayışının en net örneklerinden biri.
Şimdi Neçirvan Barzani bu yönetimin Cumhurbaşkanı, Başbakan ise Mesut Barzani’nin oğlu Mesrur Barzani.
Erbil’den konuştuğum kaynaklar Neçirvan Barzani’nin Türkiye ile ilişkilere çok çok özel önem verdiğini, Mesrur Barzani’nin ise bir nebze daha geri durabileceğini ifade ediyorlar.
Erbil’de ve maalesef özellikle Süleymaniye’de Türkiye’nin yapacağı operasyona karşı olumsuz tepki yoğunmuş. Bunun da sebebi olarak DAEŞ’e karşı savaşan YPG’nin PKK’dan ayrıştırılarak bölgede sempati toplamış olduğu noktasını vurguluyorlar.
Bu zemin üzerinden “Türkiye Kürtlere yönelik operasyon yapıyor” söylemi pazarlanıyor ki konuştuğum kişilere de söyledim bu çok açık bir kara propaganda, Türkiye’yi hedefleyen kötü niyetli bir algı operatörlüğü bu.
AYFER KORDU ÇOK KRİTİK BİR HEDEFTİ
TSK ve MİT dün ortak bir operasyonla çok önemli bir hedefi bertaraf etti. PKK ve KCK’nın en kritik isimlerinden biri olan Ayfer Kordu Kandil’de nokta atışıyla hedef alındı. Bu hadisenin medyada öneminin yeterince idrak edilmediği kanaatindeyim.
Bu nokta atışı operasyon PKK terörüyle mücadelede bir süredir yürütülen yeni bir stratejiye işaret ediyor.
Örgütün kilit isimleri MİT’in titiz takibi ile belirlenip yakalanıyor ve PKK’nın beyin takımına darbe vuruluyor.
Ayfer Kordu, örgüt içinde doktrin belirleyici ve kanın oluk oluk akmasını isteyen şahin isimlerden biriydi. Bu bağlamda çok önemli bir operasyondan bahsediyoruz.
Bu nokta atışı hedef de tesadüfi değil. Yeni stratejinin kurumsallaştığını, önümüzdeki günlerde bu düzeyde başka örgüt yöneticilerinin de yakalanacağını gösteriyor.
- Normalleşme esas şimdi başlıyor7 dakika önce
- Kamuoyu son tartışmalara nasıl bakıyor?1 gün önce
- 2010'daki U2 konseri ve karşılıklı öfke3 gün önce
- Devlet Bahçeli o video ile kime mesaj verdi?1 hafta önce
- Özgür Özel için esas tehlike şimdi başlıyor1 hafta önce
- 'Erkek' kazandı2 hafta önce
- Devlet Bahçeli'nin açtığı yol kapandı mı?2 hafta önce
- Siyah-beyaz3 hafta önce
- Müsavat Dervişoğlu: "Mesele el sıkışmak değil, el uzatmak"3 hafta önce
- Bu filmi daha önce görmemiş olabiliriz…3 hafta önce