Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Marketlerdeki poşetler ücretli olurken desteklemiştim. Dünyanın birçok uygar ülkesinde zaten uzun zamandır uygulama böyle.

        Poşet tüketiminde bu yolla hakikaten azalma oluyor. Evden bez çanta getirmek bir süre sonra otomatik hale geliyor.

        Ancak salgın hepimizin günlük alışkanlıklarını değiştirdi. Korona tehdidi nedeniyle market alışverişinde birçok insan kendi torbası yerine market poşeti kullanmaya döndü, zira bu poşetler evin kapısında atılıyor.

        Evden getirilen ise her seferinde dezenfekte edilmek, yıkanmak zorunda ve evin içine virüs getirme riski yükseliyor.

        O nedenle market alışverişlerinde poşet kullanımı yine arttı.

        Zaten ekonomik olarak zor günlerden geçerken marketlerde zorunlu hale gelen ücretli poşet uygulamasının korona tehdidi bitene kadar kaldırılmasını öneriyorum.

        İNTERNET ALIŞVERİŞLERİNDEKİ DAYATMA ZATEN YANLIŞ

        Aynı şey internet üzerinden yapılan market alışverişlerinde de geçerli. Orada zaten başından beri uygulama yanlış.

        Siparişiniz otomatik olarak market poşetleri ile geliyor ve bu poşetleri faturaya yansıtıyorlar.

        Ben ücretli poşet uygulaması başladığında bu konuyu defalarca yazdım. İnternet üzerinden market alışverişinde müşteriye siparişi kutu ile getirip evde boşaltma gibi bir alternatif sunmalılar. İsteyen de markette olduğu gibi internet üzerinden de poşeti satın alabilir. Ya da poşetten ücret almamalılar. Çünkü aksi takdirde online alışveriş dezavantajlı hale geliyor.

        Bari şimdi bu karantina günlerinde ücretli poşet uygulamasını toptan kaldırsınlar, hem markette hem de kapıda poşete para verilmesin. Poşetler bu süreçte eskisi gibi ücretsiz olsun.

        Adalet Bakanlığı Emir Ali için devrede, sıra Tarım Bakanlığı'nda

        Cumartesi günü beyincik gelişimi tamamlanmadan doğmuş, yüzde 100 engelli dünyalar güzeli Emir Ali’yi yazmış, İzmir Menderes Adliyesinde görevli memur olan annesi Şule İz’in eve gidip gelmede zorlandığını ve daha yakın bir yere sevk edilmesinin Emir Ali için hayati önemde olduğunu söylemiştim.

        Yazı üzerine Adalet Bakanlığı basın müşaviri Osman Yılmaz aradı. Konu ile ilgilendiklerini ancak Emir Ali’nin evine en yakın adliyenin anne Şule İz’in halihazırda çalıştığı Menderes Adliyesi olduğunu söyledi.

        Osman Bey bana şu bilgileri verdi: “Şule Hanım için her türlü destek devreye sokulmuş, 90 günlük istisnai izinden de faydalanıyormuş ancak bizim Adalet Bakanlığı olarak kendisini daha yakın bir adliyeye sevk etme imkanımız yok, çalıştığı adliye zaten evine en yakın adliye. 8-9 km mesafede. Fakat başka bir kamu kurumuna transferini talep etmiş, zira evinin hemen yakınında Gaziemir Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü var. Ancak onun için Tarım Bakanlığı devreye girmeli.”

        Ben Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve ekibine duyarlılıklarından ötürü teşekkür ediyorum. Şimdi top Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’de…

        Ölümün yakınlığını hissettiren ölüm

        Memorial Hastanesi’nin başarılı hekimlerinden kulak-burun-boğaz uzmanı Prof. Dr. Burak Erdamar perşembe akşamı apansız vefat etti.

        Haberi aldığımda inanamadım. Erdamar henüz 50’li yaşlarının başında, hayat dolu, işini çok seven bir insandı. Kızım Yasemin’in geniz eti ameliyatını o yapmıştı. Çocukları ile bizimkiler aynı okula gidiyordu.

        İnsanı seven, pozitif enerji veren bir insan ve çok iyi bir doktordu.

        Kadere bakın, çalıştığı hastaneden çıkar çıkmaz motosikleti ile yolda duran bir arabaya çarpıp, hayatını korona günlerinin sakin trafiğinde bir trafik kazasında kaybetti.

        Her ölüm yakınlarına çok zordur ama böylesine ani olanlar herhalde en zorları… Ailesine ve dostlarına sabır diliyorum. Dün kaza yerinde bulunan gözlüğünün fotoğrafını gördüm haberlerde. Bana çok dokundu.

        Rahmetli babam kitabını ‘Hayattan şikayet etmeyen insana’ adamıştı. O gözlük aklıma çok özlediğim babamın o sözünü getirdi. Hayat şikayet etmeye vakit harcayamayacak kadar kısa ve kıymetli. Her günümüze şükredelim. Yaşamın tesadüfiliğini unutmayalım…

        Kıbrıs'ta Türkiye yandaşı Diyalog TV'nin kapatılması garabeti

        KKTC’nin en büyük basın-yayın şebekesi Diyalog Medya Grubu. Bu grubun başında Kıbrıs’ın en meşhur gazetecilerinden Reşat Akar var.

        Diyalog TV en çok izlenen Kıbrıs Türk kanalı. Diyalog gazetesi en çok okunan Kıbrıs Türk gazetesi.

        Reşat Akar ve başında olduğu Diyalog Medya Grubu Ada’da Türkiye yandaşı görüşleriyle ve Türkiye ve KKTC toplumlarının monoblok bir bütün olduğu fikrini savunmasıyla tanınıyor.

        Hatta Afrika gazetesi başta olmak üzere Kıbrıs’taki sol yayın organları Reşat Akar’a pejoratif anlamda ‘Türk milliyetçisi’ ve ‘çözüm karşıtı’ diye yükleniyorlar.

        Diyalog TV için “Kuzey Kıbrıs’ın Türkiye sömürgesi olmasını isteyen kanal” deniyor Kıbrıs sol medyasında.

        Diyalog Medya Grup Başkanı Reşat Akar ısrarla Türkiye için ‘anavatan’ tabirini kullanıyor ve her fırsatta Türkiye’yi savunuyor diye faşist sıfatını Akar için kullanan Kıbrıslı yazarlar var.

        RTÜK TÜRKSAT’TAN ÇIKARDI

        Durum böyle iken geçtiğimiz hafta trajikomik bir gelişme yaşandı. Türkiye yandaşlığı sebebiyle Kıbrıs solunun hücum ettiği Diyalog TV, RTÜK tarafından “Türkiye aleyhine faaliyetleri nedeniyle” Türksat uydusundan atıldı.

        RTÜK yetkilileri kanalın genel yayın politikasına baksalar benim ne kadar haklı olduğumu görecekler.

        REKLAM

        Hatta Besim Tibuk’un da Kıbrıs konusunda tamamen Türkiye’yi ve AK Parti’nin Kıbrıs politikasını destekleyen söylemler içinde olduğunu da görecekler.

        Bana inanmayanlar milliyetçi bir isim olan ve Kıbrıs’ta yaşayan emekli büyükelçimiz Daryal Batıbay’a sorsunlar.

        Besim Tibuk, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın son çıkışlarında Akıncı’ya muhalefet etti. Türkiye olmasaydı Kıbrıs Türk toplumu diye bir toplumun olmayacağını söyleyerek Kıbrıs solunun büyük tepkisini çekti.

        Kudret Özersay’ı desteklediğini açıkladı.

        RTÜK’ün ifade özgürlüğüne de aykırı argümanına değinmeyeceğim. Çünkü Diyalog TV Türkiye’ye eleştirel bakan bir kanal bile değil, bilakis Kıbrıs solcularının söylediği gibi Türkiye taraftarı bir kanal. Hakikaten durum tuhaf.

        Ayrıca bazı yanlışları düzeltelim… Besim Tibuk Diyalog Medya Grubu’nun tek sahibi değil, grubun yüzde 5 hissesine sahip. Hem Reşat Akar’ın hem başka isimlerin de hisseleri var.

        Gelelim Tibuk’un Türkiye’nin içine yönelik tepki çeken söylemlerine…

        Burada yaşadığı büyük politik başarısızlıktan sonra Türkiye toplumuna adeta küstü Besim Tibuk. Biraz da bu nedenle Kıbrıs’a yerleşti.

        8 sene varını yoğunu ortaya koyup hiç sonuç alamaması Tibuk’u daha öfkeli ve duygusal hale getirdi gördüğüm kadarıyla.

        Bugün sadece AK Parti’ye değil neredeyse tüm Türk siyasi ve sosyal hayatının değerlerine karşı konumda. Aklınıza gelebilecek her Türkiye partisine ve ideolojisine muhalif.

        Şöyle izah edeyim: Tibuk’un söylemleri hem Cumhuriyet’i hem de Akit’i aynı anda son derece rahatsız edecek mahiyette. Ama aynı zamanda hem Cumhuriyet hem Akit yazarlarının düşündükleri halde Türkiye ortamında söylemekten korktukları şeyleri de yine aynı Tibuk söyleyerek onlara tercüman olur vaziyette.

        REKLAM

        HER AYKIRILIĞI BOĞACAK MIYIZ?

        Bizim hukukumuz çok eskiye, benim gazeteciliğimin çok öncesine dayanır. Babamla yüksek lisanstan sınıf arkadaşı imişler. Samimiyetimize istinaden kendisine bazen “Hiçbir konuda birleşemeyen 83 milyon insan bir gün size karşı olmak konusunda birleşecek” diye espri yaparım.

        Benim hiç iştirak etmediğim söylemleri var. Fakat insanların marjinal de olsa, düşündüklerini ifade etme hakkı olmasın mı? Her aykırılığı mı boğacağız? Üstelik ayrı bir devlet olan KKTC topraklarında?

        Ayrıca dün konuştum. Diyalog TV’de bundan böyle hiçbir şekilde program yapmama kararı almış. Yani ister web TV ister normal devam etsin ekrana çıkmayacağını söyledi.

        RTÜK’ün tamamen Türkiye yandaşı yayınları olan Diyalog TV’yi Türksat’tan atma kararını tekrar değerlendirmesi şart diye düşünüyorum. Bu kanal yeniden Türksat’a dahil edilmeli.

        Diğer Yazılar