Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        15 Temmuz akşamı Habertürk TV’de yaptığımız yayında ben ayrıldıktan sonra Doğu Perinçek ortaya kıyamet koparacak bir iddia attı. Güya Emniyet Genel Müdürlüğünde 15 Temmuz gecesi bir toplantı yapılmış ve “TSK darbe yapmıştır, polis askere karşı koymaz” denilerek bu mesaj teşkilat içindeki tüm birimlere gönderilmiş.

        Bu iddia herkesin gözü önünde yaşanan gerçeklere ters her şeyden önce. O akşam Ankara’da, İstanbul’da polis en başından ortaya çıkmış ve darbecilere direnmişti. Yaşanan çatışmalara anbean şahit olmuştuk.

        Yakın zamanda Emniyet Genel Müdür Yardımcılığına atanan dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, o gecenin en önemli kahramanlarından biriydi. Darbecilere nasıl meydan okuduğunu, gerekirse tank bile kullanmak için girişimde bulunduğunu biliyoruz.

        Perinçek’in iddiasına Çalışkan’ın tepkisini merak ettim ve kendisini arayıp sordum.

        “Bu iddianın elle tutulur hiçbir tarafı olamaz Nagehan Hanım. Öyle bir şey kesinlikle yok. Emniyet teşkilatı bir bütün olarak o akşam sonuna kadar darbecilerle mücadele etti. Ben saat 9 ile 10 arası, Cumhurbaşkanı, Başbakan ya da bakanlarla herhangi bir temas kurmadan direkt talimat verdim. Böyle bir konuda temasa ya da sivil otoriteden yazılı emir almaya gerek yok. Darbeye teşebbüs anayasal suçtur.

        REKLAM

        Perinçek’in dediği şu olabilir: FETÖ'cüler kendi aralarında gayri resmi mesajlaşmalarında böyle bir şey söylemiş olabilirler. Perinçek belki onların yazışmalarını görmüştür. Emniyet’in böyle bir mesajının olduğu çok net bir yalan.”

        Çalışkan şunu da ekledi: “Eski darbelerde Perinçek’in dediği gibi polis hemen teslim olmuştu. Polis teşkilatı zaten o zaman çok zayıftı. Ancak artık halk eski halk değil, polis de eski polis değil. Emir komuta içinde tüm Genelkurmay’ın iştirak ettiği 12 Eylül tarzı darbe olsaydı da polis ve halk sonuna kadar direnecekti. O zaman da darbe başarılı olamazdı. Üstelik bu kez darbecilerin cesareti de yoktu. Emniyet teşkilatına ne bir telefon açtılar ne bir mesaj gönderdiler. Bizimle hiçbir temas kurmadılar.”

        Peki Perinçek neden böyle bir iddia ortaya atmış olabilir?

        Ben Doğu Bey’in söylemek istediğini anlıyorum. Kendince bir TSK stratejisi kuruyor. Aslında olası bir darbe teşebbüsünün olmaması için yapıyor bunu.

        Gerçek Atatürkçü ordu mensuplarını söylemlerimizle kırmayalım ki kripto-FETÖ’cü subayların manipülasyonuna gelmesinler diye düşünüyor.

        Hâlâ TSK içinde istihbarat raporlarına göre birçok Atatürkçü görünümlü ama özünde Fetullahçı subay var ve bunlar elbette ordu içinde kaynama yaratmaya çalışıyor.

        Perinçek’in TSK içinde çok seveni olduğu için iç istihbaratı kuvvetli. Bu gerçeği biliyor.

        TSK içindeki bu kesim “15 Temmuz darbesini halk ve polis engelledi” tezinden rahatsız. Ki bana göre de bu tespit objektif gerçektir. Darbeye halk ve polis bariyer olmuştur.

        O nedenle de “15 Temmuz gerçek Atatürkçü subayların iç direnci yani tanka karşı tank sayesinde engellendi” tezinin savunulmasını istiyorlar.

        İşte Perinçek devlet içindeki bu kanadın sözcülüğünü üsleniyor aslında ve bu ordu içi kesimin mevcut hükümete muhalif olmasını istemiyor. Erdoğan hükümeti de şu an Türkiye’de Yeşil Kemalist bir rejim ittifakı olduğu için TSK içindeki bu kesimi rahatsız etmek istemiyor.

        Bilakis bu kesimden de hem ordu hem yargı içinde çok kritik pozisyonda isimler var. Onları o makama getiren de sonuç olarak Erdoğan hükümeti.

        AK Parti İstanbul İl Başkanı'na da davet gitmemiş

        AK Parti İstanbul İl Başkanı'na da davet gitmemiş
        0:00 / 0:00

        İstanbul Valiliği’nin düzenlediği 15 Temmuz anma törenlerine diğer partilerin il başkanları katılmazken sadece AK Parti İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak’ın gitmesi muhalefetin eleştirilerine yol açtı. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu bunu ayrımcılık olarak nitelediler.

        Ben de diğer partiler davetli değilken yalnızca AK Parti temsilcisinin o törende olmasını yanlış buldum. Şayet korona nedeniyle bir kısıtlama söz konusu ise hiçbir il başkanının davet edilmemesi gerekir.

        AK Parti İstanbul İl Başkanlığına davetin arka planını sordum.

        Aldığım cevap beni şaşırttı: AK Parti İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak’a da bir davet gitmemiş. Şenocak o törenlere davet beklemeden kendiliğinden katılmış.

        Yani Valiliğin farklı bir uygulaması yok, Şenocak gelince protokole alınmış. Aksi, yani bir il başkanını kapıdan çevirmek, protokole almamak da ayrı bir kriz yaratırdı.

        Fahir Atakoğlu'nun 15 Temmuz Destanı

        Fahir Atakoğlu'nun 15 Temmuz Destanı
        0:00 / 0:00

        Beştepe’de, Külliye’nin Havuzlu Bahçesinde sahnelenen Fahir Atakoğlu’nun bestelediği ‘15 Temmuz Destanı’ adlı eseri izlerken tüylerim diken diken oldu.

        Önce o gecenin karanlığını yaşatan, sonra adım adım şahlanış hissi veren, en sonunda da aydınlığa kavuşmayı sonuna kadar dinleyiciye geçiren çok dokunaklı bir beste olmuş.

        İletişim Başkanlığı’na bu eserin ortaya çıkış hikayesini sordum.

        15 Temmuz ile ilgili gelecek kuşaklar için kalıcı bir eser bırakmak düşüncesi ile yola çıkmışlar ve Fahir Atakoğlu’na teklif götürmüşler. Atakoğlu da bu teklifi heyecanla kabul etmiş, 1,5 aylık bir çalışmanın sonucunda ortaya Külliye’nin bahçesinde ilk kez çalınan 36 dakikalık senfoni çıkmış.

        Benim için drone imajı çarşamba akşamı tamamen değişti

        Benim için drone imajı çarşamba akşamı tamamen değişti
        0:00 / 0:00

        15 Temmuz’la ilgili düzenlenen etkinliklerin içinde en çok Kuleli’den gökyüzüne uzanan 200 drone ile yapılan gösteriyi sevdim.

        Drone benim için hep savaşı, çatışmayı, iz sürmeyi çağrıştırırdı. Kuleli’de ise kuğu gibi süzülen, şekilden şekile giren, gökyüzünde sanatsal bir şölen oluşturan ışık topları drone algımı değiştirdi.

        İletişim Başkanı Prof. Fahrettin Altun’un altını çizdiği unsuru da çok önemsedim. Bu gösteri havai fişek kullanmadan, doğaya zarar vermeden gerçekleştirildi.

        15 Temmuz gibi insan düşmanı, acımasız ve gözü dönmüş bir girişimin geri püskürtülmesinin Kuleli’de bu kadar barışçıl ve sanatsal anılması çok hoşuma gitti.

        Diğer Yazılar