28 Şubat ve 80 yaşını geçmiş ağır hasta mahkumlar meselesi
Yaşları 80’i geçmiş ve hepsinde çok ciddi sağlık sorunları bulunan 14 generalin tutuklanıp cezaevine gönderilmelerine karşı çıktım. Bu karşı çıkış hem iktidar medyasında hem muhalefet medyasında bir tartışmanın fitilini ateşledi. Konu hakkında çok sayıda yazı çıktı, çıkıyor.
14 generalin sağlık sorunlarının ne olduğunu, hangi hastalıklarla boğuştuklarını teker teker de yazabilirim. Çok trajik örnekler var. Ciddi derecede ağır durumda olanlar mevcut. Aslında çok da etkili olurdu hastaları isim isim yazsam ama bu kimilerince aşağılayıcı olarak algılanabilir diye yazmıyorum.
Sadece şunu söylüyorum: Eğer bu cezalar uygulanırsa bu paşaların hemen hepsinin cezaevinde ölme ihtimali çok kuvvetli. Sabahları kalkacağız ve ölüm haberlerini alacağız. Benim tahminim bu yönde. O sebeple Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 104. Madde yetkisini kullanmasını rica ettim, yine ediyorum.
28 Şubat darbe davasında yargılananlar meşhur paşalar olduğu için bu konu gündeme geldi. Ama bana gelen mektuplardan anlıyorum ki yaşı 80’in üzerinde ve büyük sağlık problemleriyle boğuşan çok sayıda mahkum mevcut.
Hangi suçu işlemiş olursa olsun 80 yaşını geçmiş ve hasta olan tüm tutukluların cezası ev hapsine döndürülmeli. Mahkumların hepsi için bunu söylüyorum. Keşke bu konuda uzlaşabilsek ama Türk medyasının bugünkü olgunluktan ve akıldan uzak haliyle böyle bir ihtimal çok zor görünüyor.
28 Şubat şu an tutuklu bulunan 14 generalden biri olan Erol Özkasnak’ın tabiriyle postmodern bir askeri darbedir. Özkasnak bunu Hulki Cevizoğlu’nun canlı yayınında 15 Ocak 2001 tarihinde açıkça söylemişti.
ABSÜRT AÇIKLAMALAR
28 Şubat sürecinin askeri darbe olduğunun inkar edilmesi absürt. Maalesef şu an hem Cumhuriyet hem Sözcü gazetelerinde kimi kalemlerce bu yapılıyor. O dönem normal bir süreçmiş gibi gösterilmek isteniyor. 28 Şubatçılar Erbakan Hoca’yı ne kadar sevdiğini söylüyor vs.
Aslında bu yönde yapılan yorumlar ve açıklamalar tutuklanan 14 ismi hapiste ölmeye götürecek sürece dolaylı destek anlamına geliyor. Rica ediyorum bu komik kara propagandaları bırakın.
Bugün parlamentoda temsil edilen tüm siyasi parti liderlerinin uzlaştığı nadir konulardan biri 28 Şubat’ın bir askeri darbe olduğu gerçeği. Hem Kemal Kılıçdaroğlu hem Meral Akşener hem de Mithat Sancar 28 Şubat’ın bir askeri darbe olduğunu söylüyor. Akşener bizzat o dönemin mağdurlarından. Çevik Bir-Erol Özkasnak ikilisinin kafaya en çok taktığı kişilerden biri de Akşener’di.
Öte yandan 28 Şubat’ın postmodern bir askeri darbe süreci olduğu apaçık, darbe eylemi TCK 146’lık bir suç ama dava süreci de bir o kadar tuhaf ilerledi.
DAVA SÜRECİNDEKİ YANLIŞLIK
Ben bunu önce Milliyet gazetesinde yazdım. Ergenekon-Balyoz dava süreçlerinin FETÖ sayesinde usulen çökmesinden sonra 28 Şubat davası da bana göre usul yönünden çökmüştü. 28 Şubat’ın sil baştan meşru savcılarla yeniden soruşturulması gerekirdi.
O zaman Genelkurmay Basın Sözcüsü olan Tuğgeneral Ertuğrul Gazi Özkürkçü Milliyet’teki yazımdan sonra beni aramış ve teşekkür etmişti.
22 Aralık 2017 tarihinde Habertürk gazetesinde bu konu üzerine bir kez daha yazdım. Usul yönünden yanlış giden bu dava bence yeniden görülmeliydi. Yazımı buraya koyuyorum. Lütfen okuyun, o dönem aldığım tavrı göreceksiniz.
Bunu yapmak yerine mahkeme mevcut davayı ayıklayarak devam etme stratejisini benimsedi. Bence yanlıştı. O yazım da Cumhuriyet’te manşete çıktı. Evet esas yönünden 28 Şubat bir askeri darbedir ve yargılanmalıdır ama usulsüzce değil.
Fakat şimdi aynı Cumhuriyet gazetesi benim son yazılarım üzerine öyle bir manşet haber yapmış ki… Adeta “Ne yapsak da bu 14 generalin hapiste ölmesini sağlasak” haberi bu.
Gazeteye konuşan düşük rütbeli emekli subaylar adeta bu 14 ismin hapiste hastalıklarla boğuşa boğuşa vefat etmesini istiyor. Sırf ideolojik fanatizm yüzünden komutanlarını ölüme terk etme vicdansızlığındalar. Etraflarındaki 3-5 fanatik kendilerini alkışlasın diye söylenmiş lafları Cumhuriyet’in haberinde üzülerek okudum.
80 yaşını geçmiş ve ciddi hasta olan kendi komutanlarını zerre düşünüyorlar mı bu subaylar? Onların durumunu umursuyorlar mı? Hayır… Asla düşünmüyorlar ve umursamıyorlar. Varsa yoksa kendi dar tribünlerine karşı oynayacakları fanatizm tiyatrosu. İktidar da bu emekli fanatik isimler şu anki rejimi rahatsız etmedikleri bilakis memnun ettikleri için onların varlığından mutlu. Gerçekten utanç verici.
DELİ SAÇMASI KOMPLO TEORİLERİ
İktidar medyası da ağırlıklı olarak benim bu önerime karşı. Aleyhime sert yazılar çıktı. Nadir de olsa beni destekleyenler oldu. Onların da bireysel iradeleriyle yazdıkları çok belli ki af isterken bile çok ağır cümleler kurarak bunu dile getirmişler. Belli ki onlar da kendi tribünlerinde durumu dengelemek istiyorlar.
Akit’te hem yorumcu-yazar Mustafa Albayrak’ın hem de gazetenin yazı işleri müdürü Ali İhsan Karahasanoğlu’nun önerimi desteklemesi beni şaşırttı açıkçası. Akit 28 Şubat konusunda en sert yayınları yapan kurum.
Diğer yandan muhalefet medyasında da benim bu talebi Saray’ın talimatıyla yazdığım gibi tuhaf komplo teorileri ortalıkta dolanıyor. Bu öyle bir deli saçması tez ki sadece iktidar medyasının genel tablosuna bakılsa bu tezin şuursuzluk seviyesi görülür.
Sevgili okurlarım,
Siz muhalif görünümlü komploculara bakmayın…
MAKULDE BULUŞMAK
O dönemin mağduru olmuş, makul insanlar önerimi destekliyor.
Şu an AK Parti’de siyaset yapan, o dönem Tansu Çiller’in başdanışmanı olan Hüseyin Kocabıyık mesela…
Kocabıyık’ın 28 Şubat sürecinde evine yapılan bir jandarma baskınında tüm fotoğrafları götürüldüğü için bir tane bile çocukluk fotoğrafı yoktur.
Yazım üzerine “28 Şubat darbesinin en büyük mağdurlarından biriyim. Yazın tarihi değerde, senin gibi düşünüyorum ve önerini destekliyorum” mesajı attı Kocabıyık.
Nitekim Milli Görüş’ün önemli isimlerinden, Refah ve Fazilet Partileri 20 ve 21. Dönem milletvekili Ömer Vehbi Hatipoğlu, Yeni Journal’e verdiği röportajda “Biz bu insanların ceza almasına sevinmiyoruz. Merhum Erbakan Hocamızın haklılığı ortaya çıktı. Mensubu olduğum siyasi düşünce intikam peşinde koşmaz…” dedi.
Öte yandan eski Meclis Başkanı, Başbakan Yardımcısı, Dışişleri Bakanı, bir dönem CHP’nin Genel Başkanlığını da yapmış olan değerli siyasetçi ve devlet adamı Hikmet Çetin beni aradı ve cezaevindeki paşalar için Cumhurbaşkanının 104. Madde kapsamındaki af yetkisini kullanma önerimden dolayı kutlayıp önerimi desteklediğini söyledi.
Değerli okurlarım,
Bu toplumun daha fazla nefret tohumuna değil, bizi birbirimize bağlayan daha fazla köprüye ihtiyacı var. Önerimin tek amacı mevcut kutuplaşma ve birbirinden uzaklaşma haline karşı bir ses olmak. İdeolojilerin insan hayatından daha önemli olduğu, herkesin tribün yarışına girdiği bir ortamda yaşamak isteyenler bunu kasten anlamazlıktan geliyor. Ben de kasten ve tüm gücümle onlarla mücadeleye devam ediyorum…