Özlem Türeci ve Uğur Şahin'in sağlıklı yaşam sırları ne? Buzdolaplarından hangi iki içeceği eksik etmiyorlar?
Mainz Almanya’da, Frankfurt’un bir nevi banliyösü sayılabilecek, küçük bir şehir. Nüfusu 200 binden biraz fazla. İsmini Main nehrinden alıyor. İkinci Dünya Savaşı'nda büyük bir kısmı yıkılmış ve sonradan inşa edilmiş.
Nehir boyunca iki taraflı alçak evler, küçük ama canlı bir eski şehir ve binlerce üniversite öğrencisi gelsin aklınıza.
Covid 19 pandemisinde dünyanın kaderini değiştiren, milyonlarca insanın ölümünü, buldukları aşı ile engelleyen Prof. Dr. Özlem Türeci ve eşi Prof. Dr. Uğur Şahin işte bu tipik Orta Avrupa şehrinde yaşıyorlar.
Buradan dünyanın umudu oldular ve öyle bir başarıya imza attılar ki Mainz Belediyesi bu yıl 40 milyon euro borçlu olacakken BioNTech’in gelir vergileriyle adeta ihya olmuş ve tam 1 milyar euro fazla vermiş.
Ben önceki gün Aydın Doğan Vakfı’nın ödül töreni vesilesiyle bu olağanüstü çifti tanıma şansı buldum.
Bugün size bir soğuk ve yağmurlu Mainz akşamında tarihe geçecek iki bilim insanı ile karşılaşmamı ve onlarla ilgili öğrendiğim çok şaşırtıcı detayları anlatacağım.
Öncelikle genel izlenimim ile başlayayım. Türeci ve Şahin ile karşılaşmadan önce haklarında birçok şey duyup, okumuştuk. Bizlere programa çok bağlı oldukları, planlanan süreyi asla aşmayacakları ve kendileri ile ilgili soru sorulmasından hiç hoşlanmadıkları söylenmişti.
Açıkçası ben oldukça soğuk ve mesafeli iki insan ile karşılaşmayı bekliyordum.
Tam tersini buldum.
Müthiş sıcak ve insanı mahcup edecek düzeyde tevazu sahibi insanlar Türeci ve Şahin. Yarım saat olarak planlanan basın toplantısında hiç kimseyi kırmamak için tüm soruları aldılar, toplantıyı bir saate uzattılar. Fotoğraf taleplerimizi geri çevirmemek için ellerinden geleni yaptılar ve o sıcak gülümsemelerini yüzlerinden hiç eksik etmediler.
Ardından geçtiğimiz yemek ve ödül töreninde de planlanan süreyi çok aştılar. Hatta Uğur Bey bir ara masa masa dolaşmaya dahi başladı.
Sanırım memleketten gelenlerle birlikte olmanın getirdiği bir mutluluk ve sıcaklık da vardı. Zira ekibi normalde planlanan zamanı pek geçirmediklerini söyledi. Yani Salı akşamı bir istisna yaşandı.
Türeci Almanya’da doğmuş, büyümüş, Rizeli bir ailenin kızı. Şahin ise küçük yaşta Almanya’ya gitmiş. İkisinin de Türkçesi çok yeterli değil. Özlem Hanım anlıyor ancak pek konuşmuyor, Uğur Bey konuşuyor ama hata yaparım diyerek İngilizce’yi tercih ediyor.
Ben kendileriyle birebir soru sorma imkanı da buldum. Almanca sohbet ettik. Türeci ile konuşurken şunu düşündüm: Karşımda gözlerimi kapasam çok seri konuşan bir Alman bilim kadını var ancak gözlerim açık ve bana bakan insanın gözlerinin içi hiç yaşamamış olduğu İstanbul’un, Rize’nin aşinalığını taşıyor. Bize özgü farklı bir sıcaklık, bir tanıdık olma hali var bu bakışlarda.
Ben birbirlerini çok seven, çok uyumlu ve aşık bir çift oldukları kanaatindeyim. Aralarında çok özel bir bağ var.
Yemekte ve ödül töreni esnasında Türeci ve Şahin ile birlikte gelen yakın çalışma arkadaşları ile epey sohbet etme imkanı buldum.
2 ODALI BİR APARTMAN DAİRESİNDE YAŞAYAN DOLAR MİLYARDERLERİ
Şimdi sizinle öğrendiğim çok dikkat çekici detayları paylaşacağım.
İki odalı mütevazı bir apartman dairesinde yaşıyorlar. Forbes listesine yeni giren dolar milyarderleri arasında dördüncü sıradalar ama bu onların yaşam tarzını hiç etkilememişe benziyor. Evlerini dahi değiştirmemişler.
Çiftin 15 yaşında bir kızları var ancak onun hakkında neredeyse hiç bilgi yok. Kendileri özellikle paylaşmak istemedikleri için ben de daha fazla detay vermiyorum.
Günde ortalama 18 saat çalışıyorlar. Tatil, hafta sonu gibi kavramları yok. Çok az uyuyorlar. Uğur Şahin bir saatlik aralıklı uykularla idare ediyormuş genellikle.
Uyku kadar yemek konusunda da oldukça minimalistler. Çok az yiyorlarmış. Özlem Hanım şekerli hiçbir şey yemiyor. İçki içmiyorlar, domuz eti tüketmiyorlar. Hatta iş toplantı ve yemeklerinde BioNTech çalışanlarının da içki içmesi yasak.
BUZDOLAPLARINDAN EKSİK OLMAYAN 2 İÇECEK
Bu sıradışı ve mütevazı çiftin sağlıklı yaşam sırlarını da araştırdım.
Pek yemek yemiyorlarmış ama buzdolaplarında her zaman 2 şey varmış.
Kefir ve lahana suyu.
Her gün bu ikisinden mutlaka birkaç bardak içiyorlarmış.
Peki ya boş zamanlarında ne yapıyorlar?
Öğrendiğime göre onlar için böyle bir kavram pek yok. Ancak Harry Potter ve Star Wars’ı çok seviyorlarmış. Genellikle koşu bandı üzerinde iken bunları izlemekten keyif alıyorlarmış.
Bir de sabahları 5’te kalıp Main Nehri kıyısında jogging yaparak güne başlıyorlarmış.
Tabii artık bunu devletin onlara verdikleri korumalarla birlikte yapmak durumundalar. Ancak buna rağmen hala sade yaşam tarzlarından vazgeçmiyorlar. İşe bisikletle gitmeye devam ediyorlar. Duyduğuma göre ödül törenine de ticari taksiyle geldiler.
Bence bu çifti en iyi betimleyen kavram adanmışlık. Tüm hayatlarını bilime adamış çok istisnai insanlar Şahin ve Türeci. Aralarında da devamlı bilimsel tartışmalar yapıyorlarmış. Hatta bu tartışmalara yakın çalışma arkadaşları da katılıyormuş ve saatler süren münazaralar yaşanıyormuş.
ÖZLEM TÜRECİ'YE 2 DOZ SİNOVAC, 2 DOZ BIONTECH'LİLERİN DURUMUNU SORDUM
Türeci-Şahin çifti iki doz BioNTech’in üzerine mutlaka 3. bir hatırlatma dozu tavsiye ediyorlar ancak Türkiye’de 65 yaş üstü vatandaşların çoğu ve diğer başka birçok kişi 2 Sinovac’tan sonra bir ya da iki doz BioNTech yaptırdı. Onlara tavsiyeleri ne?
Bu soruyu Özlem Hanım’a sordum.
“Önemli olan ikinci BioNTech dozunun üzerinden geçen süredir. Sinovac’ları Türkiye’de geçen yıl oldunuz, onların üzerinden çok süre geçti. İkinci BioNTech’i olduysanız ben 5 ay gibi bir süre sonra üçüncü hatırlatma dozu olmanızı mutlaka tavsiye ederim” dedi.
Bu kadar çok dozun bağışıklık sistemine olumsuz bir etki edip etmeyeceğini de sordum.
“Hayır bu yönde bir bulgu yok elimizde. Rahatlıkla 2. Dozdan 5 ay sonra üçüncü dozu yaptırabilirsiniz ve yaptırmanızı kesinlikle tavsiye ediyoruz” diye konuştu.