Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Hayat baktığın yere göre çizdiğin bir resim bence. Bunu olağanüstü koşulların içine girince çok daha iyi anlıyorsun.

        Kiev’deki ölüm sessizliği ve saatler süren gergin yolculuklardan sonra cumartesi öğlene doğru Lviv’e girerken Özgür ve rehberimiz Murat ile hissettiğimiz rahatlama görülmeye değerdi. Cennete kavuşmuşuz gibi olduk kalabalıkları görünce.

        Halbuki savaş topraklarındayız. Üstelik Rusya giderek bu yöne doğru saldırılarını sıklaştırıyor.

        Ancak Romanya sınırındaki manzaralar ve Kiev’in nefes kesici dehşet atmosferinden sonra hayatın aktığı bir yere gelmek bize ilk anda yaşama tekrar kavuşmuşuz gibi hissettirdi.

        Tabii bu aldatmaca kısa sürdü. Gece bütün şehri inleten sirenler çalmaya başladı. Sirenlere kilise çanları ve anonslar eşlik ediyor. 3 saat boyunca kırmızı alarm devam etti. Tehlikenin bittiğini gösteren alarm çaldığında sabah olmuştu.

        Zaten canlı ve kalabalık bir şehir olan Lviv’e Ukrayna’nın her yerinden göç olduğu için şehirdeki okullar, tiyatrolar, spor salonları seferber edilmiş. Evlerini, hayatlarını bir bavula koyup yollara düşmüş insanlar bu kez de sığındıkları ‘güvenli liman’da çalan sirenlerle sarsılıyor. Çocuklar uykusuz, kadınlar perişan…

        Şehre varır varmaz önceden aldığımız randevular doğrultusunda ilk olarak Lviv Belediye Başkanı Andrey Sadovyi, ardından da Lviv Valisi Maksym Kozytskyi ile röportaj yapmaya gittik.

        REKLAM

        Sadovyi, Zelenskiy’nin en sıkı muhaliflerinden biriydi, Ukrayna’nın önemli siyasetçileri arasında sayılıyor, 2019 cumhurbaşkanlığı seçimlerine adaylığını da koymuştu ancak daha sonra geri çekildi.

        Savaş başladığından beri o da Poroşenko gibi Zelenskiy’ye destek veriyor ve Lviv’e gelen yüzbinlerce göçmeni koordine etmeye çalışıyor.

        "PREFABRİK EVLER KURMAMIZ GEREKİYOR"

        Sadovyi Lviv Belediyesindeki odasında bize şunları söyledi:

        - Lviv’e girdiğiniz andan itibaren yoğun göçü hissetmemek imkansız. Bu dalgayı nasıl yönetmeyi düşünüyorsunuz?

        Geçtiğimiz haftalarda 200.000’den fazla göçmen geldi, hepsi farklı bölgelerden. Harkiv, Kiev, Mariupol… Her gün gelenlere yenileri ekleniyor. Yardıma ihtiyacımız var. Uluslararası organizasyonlar çok önemli ama bizim aynı zamanda mobil yaşam merkezlerine ihtiyacımız var. Okullarımızı, tiyatromuzu, kütüphanemizi göçmenlerin barınacakları yerler haline getirdik, bazı vatandaşlarımız evlerini açtı, elimizden gelen gıda yardımını yapıyoruz ama ne kadar süre buralarda kalabilirler? Boş alanlara prefabrik konutlar inşa etmemiz gerek.

        - Savaştan önce Lviv’in nüfusu kaçtı?

        Yaklaşık 1 milyon. Şimdi 200.000 daha geldi. Trenle her gün 60.000 kişi geliyor. Bir kısmı kalıyor, bir kısmı Polonya, oradan da başka ülkelere geçiyor.

        - En çok kaç göçmene ev sahipliği yapabilirsiniz?

        300.000.

        "GÜNLÜK GIDA MASRAFI 1 MİLYON DOLAR"

        - Bu rakamı geçince ne yapacaksınız? Artık gelmeyin mi diyeceksiniz?

        Bizim için 200.000 bile çok zorlayıcı. Bir günlük gıda ve barınma masrafı 1 milyon doları buluyor.

        - Nelere ihtiyacınız var? Uluslararası topluma ne demek istersiniz?

        Gıda ve insani ihtiyaçlar için paraya ihtiyacımız var. Dediğim gibi geniş alanlarda prefabrik evler inşa etmemiz gerekiyor. Ben bu savaşın uzun süreceğini düşünüyorum. Antalya’daki zirveyi takip ettim. Bu savaş kolay bitmeyecek. Ancak bizim Lviv belediyesi olarak belli bir kapasitemiz var. Polonya’daki kardeş belediyelerle koordine içinde çalışıyoruz ama Varşova Belediye Başkanı ve Krakow Belediye Başkanı "Biz kapasitemizi doldurduk, artık Ukrayna’dan göçmen alamayız" dediler.

        REKLAM

        - Bu savaş kolay bitmez dediniz. Sizin tahmininiz nedir? Ne olacak? Savaş Batı Ukrayna’ya da sıçrar mı?

        Rusya şehirleri ve altyapıyı hedef alıyor. Bugün Mariupol ve Harkov’daki meslektaşlarımla görüştüm. Mariupol tamamen yıkılmış durumda. Rus saldırganlar sivilleri, çocukları, yaşlıları vuruyor. Binlerce ölü var.

        - Böyle bir şeyin Lviv’de de yaşanabileceği yönünde endişeniz var mı? Burada da bir Blitzkrieg (yıldırım savaşı) olabilir mi?

        Lviv bir kültür başkentidir ve UNESCO’nun koruması altındadır ama biz Afganistan’da yaşananları gördük. Afganistan’da Taliban tarihi mirası tamamen yok etti.

        - Putin’i Taliban ile mi kıyaslıyorsunuz?

        Evet evet, Harkov’a, Mariupol’e, Mikolayiv’e bakın. Rusya okul, hastane, doğum evi her yere saldırdı. Putin’in Taliban’dan farkı yok. Bu bir çılgınlık. İkinci Dünya Savaşı'nda yaşananlara çok benziyor. Ama bugün dünya, medya aracılığı ile Rusya’nın neler yaptığını görüyor.

        - Dünya yaşananları görüyor dediniz. Sizce dünyadan gelen tepkiler yeterli mi? Beklentilerinizle paralel mi, beklentinizin altında mı yoksa üstünde mi?

        Bizim daha gerçekçi yardımlara ihtiyacımız var. Askeri ekipmana ihtiyacımız var. Son günlerde 100.000'den fazla Ukraynalı ülkelerine savaşmak için döndü. Potansiyelimiz var ama yeterli askeri ekipman yok.

        Yarın: Lviv valisi Maksym Kozytskyi

        Diğer Yazılar