Eski Şansölye Gerhard Schröder geçen hafta İstanbul'da kiminle görüştü?
Almanya’nın eski Şansölyesi Gerhard Schröder’in Kocaeli Belediyesi öncülüğünde bu yıl 4’üncüsü düzenlenen ‘Dirençli Şehirler ve Şehrin Dönüşümü’ temalı Kartepe Zirvesi’ne konuşmacı olarak katılacağını öğrenince itiraf edeyim önce çok şaşırdım.
Zira kendi ülkesinde ve Avrupa ülkelerinin tümünde ağır eleştirilere maruz kalan, Rus gaz şirketlerinde senelerdir CEO’luk yapan ve bu şirketlerle ilişiğini kesmediği için kıyamet kopan, önceki hafta Putin ile görüşmek üzere Moskova’ya gitmesi tartışma yaratan bir isim Schröder.
Schröder ile Kartepe ZirvesindeAlmanya’da Schröder ile ilgili yer yerinden oynuyor diyebilirim. CDU’lu bir isim olan Michael Brand, Başbakan Scholz’a Schröder’e karşı da yaptırım uygulanması çağrısında bulundu, bu öneri CDU içinde yaygınlaşıyor. Schröder’in Rus oligarklardan farkı olmadığını, tüm hesaplarının ve mal varlığının dondurulması gerektiğini söylüyorlar. Alman medyasında da bu görüşe destek epey büyük.
Kendi partisi SPD içinde de ciddi rahatsızlık var. SPD’li bazı politikacılar da Rus şirketlerle ilişkisini bitirmesi çağrısı yapıyor. Putin ile görüşmesine dair fikri sorulan SPD’li Başbakan Olaf Scholz "Yorum yok" demekle yetindi geçtiğimiz günlerde.
Kısacası şu sıralar çok tartışmalı ve medyadan kaçınan bir isim Schröder. Ben kendisini görmek ve konuşma şansımı denemek için Kartepe’ye gittim. Önceden bu konuda başvuruda da bulundum. Semineri organize edenler "Elimizden geleni yaparız, havasına bağlı" dediler.
Perşembe öğlen saatlerinde yoğun sis ve kar altındaki otele vardığımda sempozyum için gelen çok sayıda uzman isim ve bürokratın doldurduğu lobide Reuters ve birtakım yabancı medyanın da eski Şansölye’yi beklediğini gördüm.
Batı’daki tepkiler Türkiye’ye pek yansımıyor ama Kartepe’de keskin soğuk kadar o tepkilerin yükselttiği tansiyon da hissediliyordu ve Schröder son derece gergin şekilde mikrofonları görmezden gelerek ciddi bir yüz ifadesi ile salona girdi.
TÜRKİYE’NİN AB ÜYELİĞİNİN EN BÜYÜK SAVUNUCUSU
Bir gazeteci olarak Türkiye’nin AB müzakere sürecini takip ederken 2000’li yılların başlarında Şansölye olduğu dönemde Schröder’i tanımıştım. Çok güler yüzlü ve diyaloğa açık bir isimdi. Ancak bu kez bambaşka bir insan gördüm.
Aslında bu kadar gerginken Schröder’i Türkiye’ye getirebilmek bile başlı başına bir başarı bence zira evet Rusya’nın Ukrayna’daki acımasız saldırıları sürerken Rus şirketleri ile ilişkisini sürdürmesini ben de yanlış buluyor ve tepkileri anlıyorum ancak öte yandan da Schröder Türkiye’ye hep dost olmuş bir isim.
Ukrayna savaşı nedeniyle son dönemde Ankara’nın politikasına dair yapılan olumlu yorumları saymazsak Almanya’da yıllardır Türkiye’nin müzakere süreci ile ilgili tek bir pozitif satır yazılmazken Schröder bugün hala tüm gücüyle Türkiye’nin AB üyeliğini savunuyor, AB’nin Ankara’ya yaklaşımını kökten değiştirmesi gerektiğini söylüyor.
Toplantıda yine aynı yaklaşımını sürdürdü. Yaptığı konuşmada hem Türkiye’nin AB sürecine yönelik çağrısını yineledi hem de Ukrayna ve Rusya arasındaki barış çabalarını anlattı. Satırlarının arasında çok ilginç bir bilgi de vardı.
Ben Schröder’in hemen arka koltuğunda dinledim konuşmasını. Beşinci eşi So-yeon Schröder-Kim tam önümde oturuyordu. Çıkışta selam verip, kısaca sohbet ettik ancak soru almayı çok net bir dille reddetti. O nedenle aklımdakileri ona değil, yakın çevresine sordum.
KONUŞMASINDAKİ O CÜMLE
Konuşmasının satır aralarında çok kritik bir şey söyledi Schröder.
Büyük tepkiler aldığı Ukrayna-Rusya savaşı konusu ile başladı ve şu üç cümleyi kurdu:
“Savaş ve Ukrayna halkına yaşattığı acılar mümkün olan en kısa sürede bitmeli. İki hükümetin arasındaki müzakerelerin hızlı bir sonuca ve barışa gitmesi çok önemli. Ben iki taraftan da arabulucularla hem İstanbul’da hem de Moskova’da görüştüm….”
Bunu duyar duymaz kafamda soru işaretleri belirdi. Schröder’in Putin ile görüşmek için önceki hafta Moskova’ya gittiği biliniyor. Hatta o görüşme çok tartışıldı. Eski Şansölye, Kremlin’e savaşı bitirme çağrısı yapmak için gittiğini açıkladı. Barışın tesisi için çalıştığını söyledi.
Ancak İstanbul’da hangi görüşmeden bahsediyor? Bu konuda bir bilgi yok…
Ben Alman medyasında Moskova ve İstanbul’da Ukrayna ile ilgili temaslarda bulunacak diyen haberlere rastlamıştım ancak kast ettiklerinin Kartepe Zirvesi olduğunu düşünmüştüm…
“Arabulucularla hem İstanbul’da hem de Moskova’da görüştüm.” cümlesi ile neye işaret etti?
Biraz araştırınca yanıtı buldum.
Meğer Schröder Moskova’dan sonra geçen hafta da sessiz sedasız İstanbul’a gelmiş ve Zelenskiy’nin gönderdiği bir isimle barışın tesisi için İstanbul’da görüşmüş.
"Neden İstanbul?" diye sorunca “Şansölye Türkiye’nin arabuluculuk çabalarını takdirle izliyor, Ukrayna tarafı da Türkiye’nin en doğru adres olduğunu düşündü bu buluşma için. Açıkçası başka bir yer konuşulmadı dahi" cevabını aldım.
Yani Ukrayna’daki savaşı sonlandırmak için çalıştığını söyleyen Almanya’nın eski Başbakanı önce Moskova’da Putin’le sonra da İstanbul’da Zelenskiy’ye çok yakın bir isim ile görüşmüş.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ve Kocaeli Belediye Başkanı Doç. Tahir BüyükakınMURAT KURUM YANLIŞ YAPTI
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, konusuna çok hakim olması ve çalışkanlığı bakımından takdirle izlediğim bir bakan. İzmir’de ve Elazığ’da yaşanan felaketlerden sonra yaşanan büyük zararları çok çabuk telafi edebilmesi Kurum’un başarısıydı. Paris Anlaşması’nın onun döneminde imzalanması, atıklar ile ilgili Sayın Emine Erdoğan’ın katkı ve destekleri ile yürütülen çalışmalar, çevre farkındalığı konusunda yaptıkları övgüyü hak ediyor.
Bakan Kurum, Kartepe Zirvesi’nde de şehirleşme ve çevre üzerine içeriği çok dolu ve çok alkış alan bir konuşma yaptı.
Ancak kendisine bir eleştirim var.
Konuşması biter bitmez salondan ayrıldı. Halbuki Almanya’nın eski Başbakanı ve toplantının özel misafiri Schröder henüz sahneye çıkmamıştı. Bakanla birlikte birçok kişi de paldır küldür toplantıyı terk etti.
Bunun zaten gergin olan Schröder’in moralini bozup keyfini kaçırdığı yüzüne yansıyordu. Türkiye’nin dostu bir eski Alman Başbakanı’na karşı daha duyarlı hareket edilmeliydi. Şansölye’nin etrafındaki Almanlarla konuşunca yanılmadığımı anladım. Schröder’in çok bozulduğunu söylediler.
Bence Murat Kurum ne kadar yoğun olursa olsun bir yarım saat daha kalmalıydı. Özel davetli olarak orada bulunan Schröder’in konuşmasını dinlemeliydi.