Meyhanede seçim çalışması olur mu?
CHP bu kez seçimlere farklı hazırlanıyor. Bugüne kadar denemediği yöntemleri, uygulamadığı metotları işleme koyuyor. Hatırlarsanız kasım ayında bu köşeden “CHP’de cemaat modeli” başlığıyla bir yazı yazmış ve ilk kez uyguladığı bir seçim taktiğinden bahsetmiştim.
Başı örtülü kızların, gönüllü gençlerin kapı kapı gezerek Refah Partisi’ni iktidara taşıdığı bu sistem, CHP’ye ilham kaynağı olmuştu. “Gönüllü olur musun” kampanyasıyla başlatılan yeni metot aslında Refah Partisi’nin geçmişte uyguladığı ve çok da başarılı olduğu bir sistemdi. CHP, ilk kez parti üyesi olmayan gönüllü desteğiyle çalışma ekiplerini artırıyordu.
Cemaat modelini uygulamaya koyan CHP, görünen o ki, tek bir metotla yetinmeyecek. Kemal Kılıçdaroğlu’nun İzmir’e yaptığı iki günlük ziyaret bunu açıkça ortaya koydu. Uzun süredir ilk kez bir CHP Genel Başkanı İzmir programının neredeyse tamamını basına kapalı olarak geçirdi.
Bu toplantılarda neler konuşulmadı ki! Ancak Genel Başkan’ın özetle üzerinde durduğu birkaç talimat dikkat çekecek cinstendi. Bu talimatlar aslında CHP’nin bu zamana kadar gerçekleştirdiği çalışma yöntemlerine de bambaşka bir bakış açısı getiriyordu.
Kılıçdaroğlu’nun ilk ve en önemli talimatı “Meyhanelerde iktidar olunmaz” oldu. Partililerden içki masalarından uzak durmalarını öğütleyen Kılıçdaroğlu “İlle de içecekseniz 2 dubleden fazla içmeyin” diye de sınır koydu. Sözün özü, Genel Başkan, “Seçim geliyor. Çalışın. İlle de içecekseniz sizi evinize başkaları götürmesin” diyordu.
Kılıçdaroğlu’nun bir başka önemli talimatı da CHP’nin toplumdaki imajını tamamen değiştirecek cinstendi. Başörtüsüyle bir sorunları olmadığını belirten Genel Başkan, özellikle gecekondu bölgelerine giderken süslü püslü bayanların yanına başıörtülü CHP üyelerinin de alınmasını istiyordu.
Kılıçdaroğlu CHP örgütünün önüne İzmir’de birçok farklı metot ve yöntem koydu. Bunların uygulanmasını istedi. Genel Başkan bunları istedi istemesine de bu metotlara epey yabancı olan örgüt bakalım uygulamada ne ölçüde başarılı olacak?
