Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Müze güzel, manzara güzel de; takığım sodanın fiyatına, hâlâ! Hava lezizdi. Tahtakale'de üzerinde "Sabah, akşam bir posta" yazan erkek külotlarının satıldığını, dönercilerin Lady Gaga'dan "Alejandro" şarkısını seslendirerek satış yaptığını daha görmemiştim. Otobüs olsun, taksi olsun kullandığımız tüm araçların şoförleri, pencerelerinden yandaki araçların şoförleriyle konuşmuştu, bizi ve trafiği hiçe sayarak. Topkapı Sarayı'ndan önce İslam Eserleri Müzesi'ni görmüş, hediyelik eşya ve kafe bölümlerinin yenilenişini takdir etmiştik. Ancak önceki durağımız İstanbul Modern'di. Marketlerde 39 ya da 50 kuruş olan soda, müzenin güzel lokantası Loft'ta 7 TL olduğundan çay-kahve içtik. Ne de olsa lokantaya gidildiğinde, "Ayranı evde de yaparız sen burada kola iç" diyen anne-babaların

        çocuklarıydık.

        Çin işi, el işi, bunu yapan bir kişi: İstanbul Moderndeki Yao Lu'nun eserlerini görmeden, övmeden edemedik. Lu'nun eserleri uzaktan bakıldığında geleneksel minyatürlü-bol yeşilli Çin resimleri gibi. Oysa herbiri birer fotoğraf şaheseri. Lu, Çin'deki inşaat sahalarındaki toz geçirmez örtülerle kaplı moloz yığınlarını fotoğraflamış, onları geleneksel Çin resminin öğeleriyle harmanlamıştı; görülesi!

        Eşekle Tate Modern'e: İstanbul Modern'de Erkan Özgen ile Şener Özmen'in "Road To Tate Modern" (Tate Modern Yolu) adlı videoart çalışması ise esprili. Postmodern çağda iki adamın Diyarbakır'dan Londra'daki Tate Modern Sanat Müzesi'ne at ve eşek üzerinde gitme çalışması Don-Kişot'a göndermeyle ironik bir şekilde anlatılıyor. Çok beğendiğim Hale Tenger'in "Beyrut" adlı videosu, MentalKlinik'in çalışması, Thomas Saraceno'nun "Uçan Bahçe"si leziz eserler arasında.

        Yenilebilir sanat dediğin: Lezzet tasarımcısı Maksut Aşkar, akide şekerlerini, lokumlarını birer sanat eseri, birer heykel haline dönüştürmüş, yaptıkları Akmerkez'de sergileniyor. Ancak serginin açılışında birileri heykelleri "yaladığı için" eserleri cam arkasına

        koymuşlar! E, oldu mu bu şimdi; hani bunun adı "yenilebilir sanat"tı!

        Çoğunluk Demirci'yi sevdi: Yayın akışımı zaman zaman Twitter'dan aldığım için herkesin konuştuğu mevzuyu; Yeşilçam Ödül Töreni'ni açtım önceki akşam. Bir 40 dakika kadar 'yağlama-ballama-plaket-sahte nezaket' sıktı beni. Cansu Derenin sunuculuktan çok kötü bir 'kâğıttan okuyuculuk' yaptığı gecenin yıldızı, pek çok kişi gibi benim için de Çoğunluk adlı filmin yapımcısı Sevilay Demirci'ydi. Böyle törenlerde zordur, bıçak sırtı bir iştir "mesajlı" olmak! Demirci hem basılmadan yasaklanan kitaba değindi, hem Ahmet Şık ile Nedim Şener'e, hem de kadına şiddete; samimiyetle... Hoştu.

        Üç Altanlar: Bir gazetede çalışıyorsanız eğer; akla zarar telefon görüşmeleri yapmanız çok mümkündür. Ancak geçtiğimiz günlerde Radikal'de bir sağlık muhabirine gelen telefon sorusu beni benden aldı; hâlâ gülüyorum. Azıcık sinirli bir kadın şöyle bir sorununu iletiyor muhabire: "Üç Altanlar'a mail atıyorum, geri dönüyor!" Muhabir şaşkın, "Üç Altanlar?!!!" diye tekrarlayınca da, "Evet, Ahmet Altan, Mehmet Altan, Çetin Altan..." yanıtını veriyor. Muhabir Üç Altanlar'ın sırasıyla Taraf, Star ve Milliyet'te çalıştığını, aranan yerin Radikal olduğunu anlatınca, telefon kapanıyor. Ne diyeyim beni arayıp "Nilay Ördek'le mi görüşüyorum?" diyenlere artık kızmayacağım!

        Kilo verdim, sekste süperim: Mesut Yar, 40 kilo vermiş; Hürriyet Pazar ekine kilo verişini ve şimdiki hayatını anlatıyordu: "Bir buçuk yıldır bir ilişkim var. Kilo verince kız arkadaşımla gönlümce dans etmeye başladım. Seks hayatım da değişti. Sporun da işin içine girmesiyle performansım yükseldi. Altta yatan adam olmaktan kurtuldum. Harekete geçmeye başladım. Hepimizin porno film izlemişliği vardır. Oradaki pozisyonların yapılabildiğini gördüm. Artık sevişirken ışığı da söndürmüyorum. Yorganın altına girmiyor, gündüzleri sevişebiliyorum." Allah için bu röportaj benim elime geçse, ben de süper kullanırdım da; sizce de popüler bir karakterin seks hayatı hakkında bu kadar iç bilgi vermesi garip ve aynı zamanda itici değil mi? Ben sevgilisiyle konuşmak istiyorum mesela; neler hissetti? İnsanın yağları eriyince, muhakeme yeteneği de düşüyor mu ne?

        Diğer Yazılar