Bir kadının gözünden KİHEP
Kısa adı KİHEP olan Kadının İnsan Hakları Eğitimi Programı’yla ilgili bir yazı yazmıştım kasım ayında. Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Derneği’nin projelendirdiği, gönüllü kadınlar, kurumlar ve derneklerle bir çığa dönüşen eğitimdi bu. Taşın altına elini koyanlar, ancak bilinçli ve bilgili kadınlarla yaşamın gerçek değerini bulacağına inanmıştı. O inanç, yaşadığımız olumsuzlukların kader, alın yazısı olarak ezberletildiği bir toplumda; bugün, 10 bin kadının nice yarasına merhem oldu. Olmaya da devam ediyor. 16 haftalık eğitimin içinde kadının anayasal hakları, iletişim, aile içi şiddet, ekonomik haklar, çocuk eğitimi ve çocuk hakları, kadın ve cinsellik, kadın ve siyaset, feminizm gibi birçok konu başlığı var.
Ve feminizm, birçoğumuzun yanlış bildiği gibi erkek düşmanlığı değil. Bunu eğitimi alan bir kadın olarak gönül rahatlığıyla söylüyorum.
Her gün bir kadının öldürüldüğü, şiddetin alasını yaşadığımız canım memleketimde önce kendimizi, sonra çocuklarımızı ve ailemizi korumak için bu eğitimi mutlaka almalıyız.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, Karabağlar, Bayraklı, Konak ve Balçova Belediyesi; kent konseyleri kadın meclisleri ve sivil toplum öğütlerinin desteğiyle eğitimi veren kurumlar arasında. KİHEP’le henüz tanışmayan belediyelere örnek olsun. Gönüllülük esasıyla verilen hizmeti, fırsata çevirmek ise biz kadınların elinde.
GÜZEL BİR ÖRNEK
Şenay Gümüşay (45) ne demek istediğimi eğitimi alan bir kadın olarak çok daha iyi anlatıyor. 45 yaşında iş hayatına adım atışı, eğer istersek hiçbir şey için geç olmadığının en güzel örneği. Kararında KİHEP’te öğrendiklerinin etkisi büyük. Üstelik ilk işinde kadın komite başkanlığına kadar yükseldi. Bugün, 21 yıllık eşiyle çok daha sağlıklı bir iletişim kuruyor.
İşte Gümüşay’ın sözleri: “KİHEP’le kendimi tanıdım, bambaşka bir insan oldum. Kanuni haklarımı, şiddet çeşitlerini ve ondan korunma yollarını öğrendim... Tüm kadınların aslında hep aynı sıkıntılarla mücadele ettiğini, yalnız olmadığımı... Her canlı gibi ben de değerliyim. Kimsenin beni ezmesine, üzmesine izin vermiyorum artık. Topluluk önünde konuşmaya cesaret edemezken bugün, başkalarının haklarını da savunmak için en önde yürüyenlerdenim. Çünkü mutluluğun özü, başkalarını da kendin gibi mutlu görmekten geçiyormuş, öğrendim.”
Bunca bilgiye rağmen hala, “Bu eğitime hiç de gerek yok” diyorsanız, sözün tükendiği yerdir orası.