Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Farkında mısınız?

        Günümüzde yeni bir gençlik modeli türedi.

        Bu modele “ev genci” deniyor.

        Eğitim sürecini tamamladığı halde herhangi bir işte çalışmayan gençler, literatürde "ev genci" olarak adlandırılıyor.

        Ev genci olmanın arkasında genelde uzun süre iş aradıktan sonra yaşanan çaresizlik duygusu, çalışma koşulları, işlerin kalitesi, işyerinde görünmezlik ve maaş düzeyleri gibi etkenler oluyor.

        Benim çevremde böyle onlarca genç var.

        Hepsi aynı sendromu yaşıyorlar.

        Çaresizler, umutsuzlar, işsizler ve mutsuzlar.

        *

        Türkiye'de genç nüfusun sahip olduğu potansiyel, ne yazık ki yıllardır doğru politikalarla avantaja çevrilemedi.

        Covid-19 pandemisi ile durum daha da kötüleşti.

        DİSK/Genel-İş Sendikası Araştırma Dairesi’nin "Türkiye’de Genç İstihdam" raporuna göre, Türkiye'de genç işsizliği son bir yılda % 8,8 artarak % 25,3’e yükselirken, üniversite mezunu her 10 gençten dördü işsiz kalıyor.

        Bir diğer rapor ise daha da vahim.

        Türkiye, OECD ülkeleri arasında 5 milyon 700 bin ile en yüksek “ev genci” oranına sahip ülke olarak öne çıkıyor.

        Türkiye'nin 2020 karnesine bakacak olursak; 1 milyon 73 bin genç, iş bulma ümidini yitirerek iş aramayı bıraktı ve iş gücü piyasasından dışlandı.

        Daha önce iş aradığı halde bulamayan veya kendi vasıflarına uygun bir iş bulabileceğine inanmadığı için iş aramayan gençlerin sayısı, 2020'de bir önceki yıla göre % 135,4 artış gösterdi.

        *

        Bu tablo bize, Türkiye’de eğitimin karşılığının kesinlikle alınmadığını kanıtlıyor.

        Hesaplara göre, ülkemizde bir öğrencinin yıllık maliyeti yaklaşık 9 bin dolar ediyor.

        Ancak, bir öğrencinin mezun olduğunda eğitimine uygun iş bulamaması, yani harcanan kaynakların katma değer ile sonuçlanmaması sadece öğrenci açısından değil, milli ekonomi açısından da önemli bir kayba neden oluyor.

        Ayrıca, işi olan gençler de durumlarından hiç hoşnut değiller.

        Nasıl olsunlar ki..

        Mecburen buldukları ilgisiz işlerde düşük maaşlarla çalışıyorlar.

        Yüksek enflasyon ve her geçen gün düşen alım gücü, onları da aramıza “genç yoksullar” olarak katıyor.

        Ailesine ekonomik bağımlılığı süren çalışan genç yoksulluk oranı % 20'yi bulmuş vaziyette.

        Gençlerin durumu gerçekten çok can yakıcı.

        Bundan daha da can yakıcı olanı ise, bu büyük soruna sorumlu yöneticilerin hiç bir şekilde çözüm üretmeye uğraşmamaları ve sanki tüm bu olanlar normalmiş gibi hayatlarına, görevlerine rahatça devam etmeleri..

        İnanılır gibi değil gerçekten!..

        Diğer Yazılar