Aşk gözlerde başlar ayaklarda biter

BU yeni tespitim.

Yıllardır "aşkın nerede bittiğine dair" kafa yordum. Bin türlü fikir geldi geçti. Yüzlerce yazı yazdım. Sonunda ayaklarda bittiğine kanaat getirdim.

Eğer bir "ayak fetişisti" değilseniz...

Çoraplı, çorapsız fark etmez, ayakkabısız bir ayak "katil"dir.

Yorgandan dışarı çıkmış bir ayak tabanı...

Koltukta poponun altına sıkıştırılmış bir ayak...

Yalınayak yürürken "lap lap yayılan" bir çift ayak...

Televizyon izlerken çıtlatılan ayak parmakları...

Sehpaya uzatılmış, burna sokulan ayak...

Öteki ayağın parmakları arasına girmeye çalışan "muzip" bir ayak başparmağı...

Sıvazlanan, avuçlanan, "tespih tanesi misali" parmaklarıyla oynanan bir ayak...

Dünyanın en bakımlı ayakları olsun isterse, en büyük "yangın söndürücü"dür.

Seyirlik röportajlar

TIPKI paraşütle atlarken evlilik teklif etmek gibi... Var ya böyle "romantik akrobatik" hareketler...

Yahut denizin dibinde evlenmek gibi...

Şimdi röportajlar da böyle yapılıyor. Yok öyle karşılıklı oturup konuşmak!

Hiç değilse tek ayak üstünde zıp zıp zıplanacak!

Nedir amaç?..

Belki "işkenceli sorgu" misali, karşı taraf yorulup "çözülüyor"!

Yahut ne bileyim, düşmeyeyim diye dikkat kesilmişken ne dediğini bilmiyor, "dökülüyor"!

Her neyse... Zaten kimin ne dediğinin pek önemi yok. Biz zevkle "seyrediyoruz" röportajları.

Bir ileri bir geri

SAATLERİN mart ayında 1 saat ileri, ekim ayında 1 saat geri alınması uygulamasının biteceği konusunda"geri adım" atıldı.

Yani önümüzdeki yıl da saatler "önce 1 saat ileri, sonra 1 saat geri" alınacak.

Sonra bu uygulamadan tekrar vazgeçilmek suretiyle "1 adım ileri" atılmış olacak. Sonra yine"vazgeçmekten vazgeçmek" suretiyle "1 adım geri"...

Ne o kafanız mı karıştı?

Bakın çok kolay; hem saatler hem karar 1 ileri, 1 geri, 1 ileri, 1 geri...

Adalet aramayın!

YOK çünkü!

Hiçbir yerde yok!

"44 yaşına kadar sigarayı bırakan kişilerin, sigaraya hiç başlamamış kişiler kadar sağlıklı olduğu"haberine başka ne denir?

Ünlü olmanın en kötü yanı

"ÜNLÜ olmanın kötü yanları" sorulur ya habire... Kimseden duymadık ama galiba en başta "uyuşturucu kullanma zorunluluğu" geliyor. Evet, galiba zamanla böyle bir zorunluluk hasıl oluyor, baksanıza...

MIŞ/MUŞ

* Fazla kilo kötü değilmiş.

Artık toplumu serseme çevirmek üzere hazırlanmış bir planın uygulanmakta olduğu kanaatindeyim!