İki baş soğanı yakın
DİLİN tutulsun Pakize!
Aynı anda ellerin kırılsın!
Aklın dursun, bir daha da çalışmasın!
İşsiz kal!
Sokaklarda sürün!
Annen "Biz seni evlatlık almıştık" desin!
...
Mutfaktaydım... Tencerenin başında, soğanı pembeleştirmeye çalışıyordum...
Bakın, bu "soğanın pembeleşmesi" olayı ayrı bir mevzudur. Bütün yemek tarifçileri soğanın pembeleşeceğini iddia ederler ama soğan pembeleşmez, "sararır".
Bu toplu inadın sebebi nedir, bilmiyorum. Bunların hepsinin "en sevdiği renk pembe" midir nedir, anlamadım.
Her neyse ben yine "Bu defa pembeleşecek mi bakalım" diye salak salak beklerken içeriden Başbakan'ın sesini duydum. Şöyle bir kulak kabarttım ki, ana!!! Başbakan sağlık sistemini, doktorları, hastaneleri övüyor!
İşte o anda yukarıdaki kendimle ilgili "dilek"leri bir bir sıralamaya başladım. Dahası da var ama buraya yazamam; çoluk çocuğun eline geçer gazete, neme lazım.
Ne olmuştu peki?
Az önce, sanki konu kalmamış gibi, sanki Başbakan'la inatlaşır gibi, hastaneler çok tehlikeli yerler diye bir yazı "saçmalamış" gazeteye göndermiştim.
Zamanlamama s.çayım!
Saydıklarımın hepsi gelir inşallah başıma!
Soğan da yandı zaten. Hayır, bundan böyle yemek tarifi yazayım desem, ne yüzle! "İki baş soğanı önce bir güzel yakın" mı diyeceğim?
Grip tanıdık değil
EN çok grip değişti...
Evet, çocukluğumdan bu yana en çok o...
"Herkes gribini tanırdı" eskiden... Gelişi, "bünyede geçirdiği günler", gitme hazırlığı, hepsi "tanıdık"tı.
Ama şimdi... "Bir şey" oluyoruz ama ne?
Hayır "grip" değil bu! "Sade grip" değil en azından.
Grip, gelip geçici bir hastalıktır. Oysa bu kronikleşip kalıyor.
6 aydır grip olan arkadaşlarım var. Uykuya yatıp yatıp güçlenmiş olarak kalkıyor meret.
Benden tıp literatürüne armağan olsun, "kronik grip" hepimize hayırlı olsun!
Annem fazla sadeye kaçtı
BİZİM evin kapısına kulağını dayayan, içeride "uzaya araç fırlatma hazırlığı" var zanneder. (Kulağı dayayarak dinleme mi kaldı a dinozor!)
Habire geriye doğru sayıyoruz. Tek farkla; geriye sayım için 10'dan başlanır, biz 258.742.985'ten başlıyoruz!
Nedir... Annem tansiyon ilacını içecek!
Akşam saatlerinde alacağı ilaç için sabahtan saatleri sayıyor. Sonra dakikaları, en son saniyeleri...
Çünkü "hayatındaki tek aktivite" ilacını almak artık.
Hayır, hayır moral bozmak yok!
Annem sadece "hayatını sadeleştirdi". Ha, biraz fazla "sadeye kaçtı", o ayrı.
MIŞ/MUŞ
* Türkiye estetik liginde 19'uncu sıradaymış.
Ulen neredeyse ırk değiştirdik, hâlâ mı 19'unculuk?
*
* Çin'de öldü zannedilen 101 yaşındaki kadın gömülürken gözlerini açmış.
Sadece çıkmayan canda değil çıkan canda da umut vardır!
*
* Kadınların güneşli günde erkeğin davetini kabul etme ihtimali iki kat fazlaymış.
Bakın, bütün kadınlar bilir; az ışık yüzdeki çöküntünün daha belirgin olması demektir!