Digitürk'ün attığı taş...
DİGİTÜRK'ün yayın hakkını aldığı maçları illegal olarak yayınlayan internet sitelerine açtığı savaş ortalığı toz duman etti. Özellikle milyonlarca üyesi olduğu öne sürülen blogspot.com'un kapatılması çok tartışılıyor. Bu iş o kadar çok yönlü ki ben durumu ortaya koyayım, yazı sonunda kimin haklı olduğuna siz karar verin.
Digitürk'ün yurt çapında kendisi için çalışan yaklaşık 10 civarında kadrolu avukatı var. Bu avukatlar sadece internet siteleri değil, çeşitli ortamlarda da (kahvehane, cafe vs) kullanım olup olmadığını sürekli araştırıyor ve hukuki işlem başlatıyor.
Geçtiğimiz günlerde birçok internet sitesinin kapanmasına yol açan gelişme de bu çalışmanın bir ürünü. Diyarbakır bölgesinde görevli avukat mahkemeye başvurarak aralarında blogspot'un da bulunduğu birçok sitenin kapılması kararı aldırttı. Blogspot birçok insanın kendi özel birikimlerini paylaşımlarını kendi sayfasını kurarak oluşturduğu bir ortam. Burada yemek tarifleri de, otomobil yazısı da, fotoğraf üzerine yazılar da bulabilirsiniz... Birçok kişinin değişik fikirlerini okumanız da mümkün. İşte bu site ile ilgili kapatılma kararı alınca deyim yerindeyse 'ayaklanma' oldu. Zira sitedekilerin yüzde 99,9'unun LİG TV ile ilgisi dahi yok. Belki de bu yayınların yağıldığından da haberdar değiller.
Digitürk yetkilileri bu konuyla ilgili Blogspot ile organik bağı olan Google ile birçok kez temasa geçtiğini ancak taleplerine yanıt alamadığına dert yanarak; "Biz YouTube ile de çalışıyoruz. Bize sayfalarına müdahale yetkisi verdiler. Kendimiz yasadışı yayınlar olduğunda temizliyoruz. Burası ile ilgili de bu hakkı istedik, en ağır sözleşmeyi getirin imzalayacağız dedik ama buna yanaşmadılar" diyorlar.
Durum böyle olunca başka çareleri kalmadığından dert yanıyor Digitürk...
Peki tüm siteyi kapanmasını sağlamak doğru bir karar mı? Yani 10 kişinin yaptığı hukuksuzluğun bedelini milyonlara ödetmek ve onları da aynı kefeye koymak da neyin nesi?
Digitürk'ün buna da cevabı var; "Sayfa bazlı kapatma yapılamıyor. Zira IP adresi tek ve mecburen önlem alınacaksa bu yöntemden başka çare yok."
Benim fikrim Digitürk bu konuda yanlış bir adım attı. Attığı taş ürküttüğü kurbağaya değmedi. Zira aynı zamanda bu sitenin abonesi olan bir yığın LİG TV'li izleyicisini de kızdırmış oldu. Çözüm derseniz; LİG TV kesinlikle Blogspot kapatmak gibi bir adımdan çok taleplerine cevap vermeyen Google'ı dava etmeliydi. İşte o zaman kamuoyundan da büyük destek görebilirdi...
Şimdi bu tepki nasıl pozitife çevrilir bilmiyorum. Ayıkla pirincin taşını ayıklayabilirsen.
TRT’de maç keyfi
TRT HD kanalına kaydırdığı Almanya Ligi futbol karşılaşmalarını tekrar TRT 3’ten de yayınlamaya başladı. Kanal doğru olanı er ya da geç yaptı. Meraklıları artık sıkıntı çekmeyecek. Teşekkürler TRT .
Burcu Esmersoy mini etekli spikerlere ayıp etti!
Geçtiğimiz gün Bloomberg HT’de Gülin Yıldırımkaya’nın konuğu Burcu Esmersoy’du. Yıldırımkaya soruyor; “Ramazan Kurnaz yazmış; ‘Özel hayatıyla çok fazla gündeme geliyor, çok ses getiren bir spor haberi ile anılmıyor’ eleştirisi vardı. Okuduğunuzda ne düşündünüz?” Burcu Esmersoy şu cevabı veriyor; “Yanlışı var. Çünkü ben spor tarihinde benim diyen spor spikerlerinin bile yapmadığı röportajlar yaptım. Güzelliğimle öne çıkmaya çalışmadım, aksine makyaj bile çok az yaparım, erkek gibi gömlekle çıkarım, mini eteklerle yayın yapmam. Ben spor spikerliğinde bir sektör açtım, kadınların da bu işi yapabileceğini gösterdim ve benden sonra birçok kadın spor spikeri oldu. Ama ben kadınlığın kullanılmasına karşıyım, bunu yapan arkadaşlarıma üzülüyorum. Bence kendilerini değil işlerini sunmalılar. Onun dışında şöyle bir gerçek var: Ben NTV Spor’da spor spikerliği yapıyorum, muhabirliği yapmıyorum. Muhabirlik yapsam ben de röportajlar yaparım. Yanlış yerden vurmayı denemiş ama olmamış.” Burcu Esmersoy konusunu kapatmıştım ama madem eleştirilerimi gündeme getirmiş bir iki cevap vermem lazım... Burcu ses getiren röportajlar yaptığını söylüyor, spor camiasının önemli isimlerine sordum ‘Ayıp mı ettim var mı hakikaten böyle işler’ diye, tek ses çıkmadı vallahi... Esmersoy hemcinslerine büyük haksızlık yapmış bu konuşmasında onu da söylemem lazım. Mini etekli spor spikerlerine ‘Ben kadınlığın kullanılmasına karşıyım’ demek talihsiz bir yaklaşım. Her mini etek giyen kadınlığını mı sergiliyor yani? O zaman sana sormazlar mı dans yarışmasındaki dansları pantolonla mı yaptın diye! Neyse ki cevap vermediğine göre bir konuda mutabık kalmışız; O da özel hayatı ile gündeme gelme konusu... Bak zaman zaman ortak noktada da buluşabiliyoruz.
