Büyük değişimler tek oyla başlar
ÖNCEKİ gün Meclis’teki Yüce Divan oylamasını izlerken AK Parti oylarının sayısı ortaya çıkınca, siyasette çok tecrübeli ve etkin bir kişinin bana bir zamanlar dost ortamında sohbet ederken söylediklerini hatırladım.
Bu yazıya başlamadan önce “Adınızı verebilir miyim?” diye sormak için telefon açtım, “Şimdilik verme, ama dediğimin arkasındayım, adımı vermeden yazabilirsin” dedi.
O gün benim, “Bugünkü durumda Türkiye siyasetinde değişim nasıl olacak ki, hiç umut görünmüyor” diye sormam üzere, bu son derece tecrübeli siyasetçi demişti ki:
“Bütün büyük değişimler Meclis’te başlar. Ben neler gördüm neler...
Bazen hiç değişim işareti bile yokken Meclis kulisinde bir gün yürümekte olan iktidar milletvekilinin yanına bir başka vekil arkadaşı yaklaşır ve ‘Merhaba’ dedikten sonra kuliste birlikte yürümeye başlarlar.
Sonra konu tabii ki siyasete gelir.
Yürüyüşe katılan milletvekili, arkadaşına ‘Bu iş böyle gitmeyecek’ diye başlayıp bazı rahatsızlıklarını, seçim bölgesinde söylenenleri sıralamaya başlar.
Bunlardan bazıları diğer vekilin kafasına da uyunca, işte o noktada değişim başlamıştır.
Bu süreç Meclis’te her zaman yaşanmıştır ve yine olacaktır.
Bu işin doğasında vardır ve kaçınılmazdır.
İşte o noktada başlayan değişim hareketi bir çığ gibi büyür ve sonunda partiden ayrılmalar, başka partilerle birleşmeler veya yeni bir parti oluşturma hareketi oluşur.”
Bunları duyduktan sonra bile ben pek ikna olmamış ve “Eskiden işler böyle yürümüş olabilir ama ben AK Parti’de böyle şeylerin hiç olabileceğine inanmıyorum” da demiştim.
Bu inancımı değiştirmemi gerektirecek hiçbir işaret almıyordum önceki güne kadar.
Evet, sadece tek oyla bile büyük değişim başlayabilir ama önceki gün oylamada AK Parti’nin verdiği fire oy sayısı 48’di.
Bunun bu konjonktürde nelere yol açacağını tahmin etmek tabii ki imkânsız, ama bir şeylere yol açacağı da kesindir.
Usta siyasetçi önceki gün yaşananların, geçmişin değişim trendlerine de aynen uyduğunu düşünüyor.
- Seçim sonucu neden böyle oldu?1 yıl önce
- Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları1 yıl önce
- Alevi tartışması1 yıl önce
- Dün bu yazıyı yazarken...1 yıl önce
- Mea Culpa1 yıl önce
- Post-modern seçimin yankıları1 yıl önce
- 'Cool'un büyük kaybı1 yıl önce
- Z Kuşağına güvenilerek siyaset yapılır mı?1 yıl önce
- Muhalif yazarları bekleyen büyük kriz1 yıl önce
- Cumhuriyet Müzesi halk yüzünden kapanabilir1 yıl önce