Carl Hiaasen
Mizah/macera türünün bu büyük yazarını ben yıllar önce Washington’da görevliyken keşfetmiştim.
O keşiften sonra önümde yıllar boyu sürecek çok heyecanlı, aynı zamanda keyifli bir macera yolu açılmıştı.
İlk okuduğum kitabının adı “Tourist Season”dı, daha sonra bütün kitaplarını okudum.
Carl Hiaasen, romanlarını Florida ile Miami’de yerleşik olan ve gündelik hayatta karşınıza çıkabilecek tuhaf ve uçuk karakterlere dayanarak kuruyordu.
Ortaya da daima bir mizah şaheseri çıkarmayı başarıyordu.
Ben ilk önce onun bu başarısını sadece yazarlık gücüne bağlamıştım.
Tabii ki bu da vardı ama yıllar içinde Miami’yi tanıdıkça, onun gazetecilikten gelen gözlemleme gücünün de bu başarıda rol oynadığını anladım.
Çünkü Miami ve genelde Florida, gündelik yaşamları birbirinden tuhaf, uçuk kaçık insanlarla doluydu.
Ve bu yaşamları, hayal gücünüzü fazla zorlamadan, sadece gözlemlemek bile ortaya mizah şaheserleri çıkarmak için mümkündü.
Bunu önceki gün tekrar hatırladım.
İnternet üzerinden Miami ile ilgili haberleri izliyordum.
Ana haberde ilk olarak kendisini Amerika’nın fahri başsavcısı ilan eden bir adam vardı.
Adam böyle bir sıfatı taşıma hakkının kendisine anayasa tarafından verildiğini öne sürüyor ve bazı hâkimler hakkında tutuklama kararları çıkardığını anlatıyordu.
İkinci haber bence çok daha karakteristik bir Miami olayıydı.
Haberin başında iriyarı bir adamın, otomobilini yolda sürerken çektiği selfie video görünüyordu.
Adam aracını sürerken aniden başına, omzuna bir baykuş konuyordu.
Evet, arabanın içinde bir baykuş vardı.
Bu video yayınlanınca Miami’de bir panik başladı.
Çünkü o baykuşun, nesli tükenmeye yakın bir cins olduğu anlaşılmıştı.
Polis alarma geçti, sosyal medya sallandı, arabanın izi sürüldü ama adam bulunamadı.
Baykuşun nesli az bulunan bir tür olduğu flaş haber olarak geçmeye başladı.
Fakat bu haber bir müddet sonra hayli ters tepti.
Çünkü arabayı süren iriyarı adam, bir süre sonra sosyal medyadan bir mesaj attı.
Mesajda, eve çok geç ve alkollü geldiğini, içtiği içki miktarının fazlalığından olsa gerek karnının çok acıktığını ve evde yiyecek de bulamadığından baykuşu kesip yediğini duyurdu tüm Miami’ye.
Şimdi adam, ağır hapis tehdidiyle her yerde aranıyor.
Özellikle bu son olay, Hiaasen romanlarında bulunabilecek türde bir tuhaflıktı.
Bu arada Carl Hiaasen, aynı zamanda Miami’nin en etkili gazetesinde köşe yazarlığı yapıyor.
Gündelik yazılarında da bu tür tuhaf insanların yarattığı tuhaf olayları anlatıp duruyor.
Ama şehirde tuhaflık öyle fazla ki, köşe yazıları dışında roman da yazarken hiç konu sıkıntısı çekmiyor.
- Seçim sonucu neden böyle oldu?1 yıl önce
- Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları1 yıl önce
- Alevi tartışması1 yıl önce
- Dün bu yazıyı yazarken...1 yıl önce
- Mea Culpa1 yıl önce
- Post-modern seçimin yankıları1 yıl önce
- 'Cool'un büyük kaybı1 yıl önce
- Z Kuşağına güvenilerek siyaset yapılır mı?1 yıl önce
- Muhalif yazarları bekleyen büyük kriz1 yıl önce
- Cumhuriyet Müzesi halk yüzünden kapanabilir1 yıl önce