Bugünlerde seyredilecek film
1997 yılında gösterime giren ve hem anlattıklarıyla hem de zamanlamasıyla hayli gürültü koparan “Wag The Dog” adlı bir film vardı.
Türkçe’ye “Başkanın Adamları” diye son derece gerçekçi biçimde çevrilen filmin adı, İngilizce’deki “The tail wag the dog”, yani “Kuyruk, köpeği salladı” sözünden geliyor.
Yani “büyük bir yapının, küçük kalması gereken suni bir olayla sarsılması, sallanması” anlamına geliyor.
Senaryosunu David Mamet’in yazdığı, yönetmenliğini ise Barry Levinson’un yaptığı filmde Robert De Niro oynuyordu.
Film, internet ortamında bulunabilir. Ama gün gelir filme erişim yasaklanır; bir an önce mutlaka bulup izleyin derim.
Çünkü zamanın ruhunu anlamak için mutlaka izlenmesi gereken bir film bu.
Filmde bir skandala karışan Amerikan Başkanı’nın (Filmin gösterime girdiği zaman başkan Clinton’dı), toplumun bu olaya konsantre olmasını engellemek için suni bir büyük olay algısı yarattırması anlatılıyor.
“Başkanın adamları” devreye girerek planlar yapıyor ve ortaya bir olay çıkarılıyor.
Amerika’nın o anda en az sorunu olan, hatta ilişkisi bile olmayan bir ülke aranıyor ve sonunda Arnavutluk bulunuyor.
Hollywood devreye girerek sanki film çeker gibi Arnavutluk’un durup dururken Amerika’ya saldırdığı bir olay planlıyor, Amerika da bunun üzerine Arnavutluk’a savaş açıyor.
Savaş da çıkınca tabii ki toplum, başka şeyle ilgilenmekten vazgeçiyor.
Yani başkanın adamları, görevlerini başarıyorlar.
Bizdeki adamlar şu anda neler yapıyor tam bilemiyorum, ama onların da pek rahat durmadıklarına eminim.
Zaten bunun işaretleri de geliyor. Bizde Hollywood gibi güçlü hayal kuran bir kurum olmadığından, onların yaratmaya çalıştığı olaylar çok daha gerçekçi ve çok daha tehlikeli olabiliyor.
Tabii onların bir oyun olarak gördükleri ve politik çıkar için uygulamaya çalıştıkları her şey, bizlerin, çocuklarımızın geleceğini, belki de hayatlarını riske atacak bir şey.
Onun için bu filmi izleyelim ve bilinçlenelim.
Yaratılmak istenen savaş ortamına ve bu ülkenin Ortadoğu batağına daha da saplanmasına karşı çıkmak, biz babaların görevidir.
Kimsenin çıkarı için, bir politik çıkar için ben çocuklarımı tehlikeye atamam.
Benim de kırmızı çizgim budur.
- Seçim sonucu neden böyle oldu?1 yıl önce
- Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları1 yıl önce
- Alevi tartışması1 yıl önce
- Dün bu yazıyı yazarken...1 yıl önce
- Mea Culpa1 yıl önce
- Post-modern seçimin yankıları1 yıl önce
- 'Cool'un büyük kaybı1 yıl önce
- Z Kuşağına güvenilerek siyaset yapılır mı?1 yıl önce
- Muhalif yazarları bekleyen büyük kriz1 yıl önce
- Cumhuriyet Müzesi halk yüzünden kapanabilir1 yıl önce