Sonucu boşverin...
Evet, biliyorum herkes şu anda oy oranlarını düşünüyor. Bu çok normal de, ama bu bizi asıl sevinmemiz, övünmemiz gereken gerçekten koparmamalı.
Dün ülkemiz bir mucize yarattı. Bu kadar belalı, her türlü uğursuzluğun kol gezdiği bu coğrafyada, sadece bir ülke demokratik seçimini gayet sakin ve düzgün yaparak sonuçlarını aldı.Tüm medeni dünyanın umudunu kestiği bu coğrafyada, etrafı her türlü belayla dolu olan ve kendi sistemine yönelik bu kadar fazla kötülük düşünen güce rağmen Türkiye Cumhuriyeti’nin kökenlerinin ne kadar güçlü olduğunu ve her durumda demokrasisini ayakta tutacağını gösterdi.
Global dünyanın sıradan insanları, Türkiye’nin yarattığı bu mucizenin nasıl olabildiğini, bu coğrafyada böyle düzgün bir seçimin nasıl yapılabildiğini anlayamıyorlar.
*
Onlar anlayamıyor olabilir, ama bizler anlamalıyız bunu.
Her şeyi Atatürk’e borçluyuz.
Bu ülkede Cumhuriyet ve medeni bir demokrasi neredeyse yoktan var edildi. Kuruluş yıllarında neredeyse hiçbir şey yokken, ekonomimiz sıfırken bu ülke bir mucize yarattı, Cumhuriyet’ini kurdu ve aksak da olsa, yanlışlıkları da bulunsa demokrasisini bugüne kadar yaşattı.
Bugünlere gelebilmemizi Atatürk’e borçluyuz. Onun vizyonu olmasaydı bırakın dün seçim yapabilmeyi, bölgemizdeki diğer ülkeler gibi bir seçimi düşünebilmemiz bile zor olacaktı.
*
Tabii ki sonucu düşünüp tartışacağız ve bu sonuçtan bir hükümet çıkacak. Bunlar çok önemli; çünkü istikrara bir an önce ihtiyacımız var.
Ama dediğim gibi daha da önemlisi; seçimimizi düzgün yapmakla, bu coğrafyada, Türkiye’nin biricik ve çok önemli bir ülke olduğunu tüm dünyaya göstermiş olmamızdır.
Bu bölgede çağdaş, demokratik bir düzenin var olabilmesi kendi başına bir mucizedir ve bunu bir tek Türkiye başardı. Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in başarısıyla bugün iftihar etmeliyiz.
Global dünyanın tüm güçlerinin bölgemizde bir düzen oluşturabilmek için uğraştığı bir günde, Türkiye’de seçim sonrasında “Şu parti olmuş, bu olmamış” diye emin olun umurumda değil. Ben seçimin olabilmesinin ve bir iktidar çıkarabilmemizin bu coğrafyada Türkiye’yi istikrarın garantisi yapacağına inanıyorum.
*
Kendimizle övünelim ve Cumhuriyet’imizle gurur duyalım da, bu geldiğimiz noktadan tabii ki birkaç ders de çıkaralım:
1- Sorunlu da olsa, aksayan yönleri de bulunsa, bu ülkede bir demokratik sistem yaşıyor. Buna darbe vuran çeşitli girişimler hep oldu ve belki yine olacak, ama bu sistemi elbirliğiyle yaşatmazsak ve seçimlerimizi dün olduğu gibi daima sakin ve başarıyla yapmazsak bunun Türkiye’nin sonunu getireceğini de görmeliyiz.
2- Atatürk’ün içinde bulunduğumuz belalı coğrafyayla ilgili tavrını bugün çok daha iyi anlayıp bunu sürdürmeliyiz. Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin bu coğrafyadaki tartışma ve mücadelelerin hep dışında kalması gerektiğini ve bölgeye tarafsızlık içinde dostça yaklaşılmasını istedi. Bu tavır bizi son yıllara kadar belanın dışında tuttu. Belki demokrasimizi ayakta tutma yolunda dün gösterdiğimiz iradeden sonra Atatürk’ün bu ilkelerine bağlı kalma zamanının gelmiş olduğuna inanılır ve bunun gereği yapılır.
3- Atatürk’ü eleştirebilir, hatta sevmeyebilirsiniz de; tabii ki bu bir demokratik haktır, ama onu bütün objektifliği içinde değerlendirdiğimizde dünkü seçim zaferimizi ona borçlu olduğumuzu görebiliriz. Bu yüzden eleştiriler isterse sürsün, ama lütfen bizler için çok önemli olan bu büyüğümüze hakaret ve aşağılama girişimlerini artık bir kenara bırakalım.
Sonuç hepimiz için hayırlı olsun. Türkiye’ye daha güzel günler geleceğine samimi olarak inanıyorum.
- Seçim sonucu neden böyle oldu?1 yıl önce
- Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları1 yıl önce
- Alevi tartışması1 yıl önce
- Dün bu yazıyı yazarken...1 yıl önce
- Mea Culpa1 yıl önce
- Post-modern seçimin yankıları1 yıl önce
- 'Cool'un büyük kaybı1 yıl önce
- Z Kuşağına güvenilerek siyaset yapılır mı?1 yıl önce
- Muhalif yazarları bekleyen büyük kriz1 yıl önce
- Cumhuriyet Müzesi halk yüzünden kapanabilir1 yıl önce