Yarı başkanlık sistemi ve CHP
Che Guevara’nın dediği gibi, bazen imkânsızı istemek gerçekçi olmak anlamına gelebilir, ama bunun şu anda Türkiye’de olma ihtimali yok.
CHP imkân dahilinde olanı isteyerek siyaset yaptığı takdirde hem Türkiye kazanır hem de sosyal demokrasi.
Şu anda Türkiye’nin siyasi-sosyal görünümü ve çoğunluğun beklentileri, fiili başkanlık sisteminin devam etmesi yönündedir.
Dün yazımda anlatmaya çalıştığım gibi “de facto” başkanlık sisteminden “de jure” başkanlık sistemine geçilmesi, aslında en doğru ve en arzu edilen yol gibi görünüyor.
Ama eğer imkânsızı istemeyeceksek, gerçekçi olacaksak bunun şimdilik gerçekleşme imkânı olmadığını görmeliyiz.
YARI BAŞKANLIK SİSTEMİ
Ancak “de facto”, yani fiili başkanlık sisteminin yasal çerçevesini çizip bunu yerleştirmek daha kolay görünüyor.
Eğer CHP anayasal çerçevesi sağlam çizilmiş bir yarı başkanlık sistemi için onayını ve desteğini verirse bence Türkiye’nin hem önünü açar hem de ülkenin kilitlenip kalmış gibi görünen sorunlarının çözümü için adım atmış olur.
Yarı başkanlık sistemi, aslında bugünkü fiili durumun yani “de facto” başkanlık sisteminin anayasal çerçevesi çizilmiş halidir. Bu yüzden şu anda devlette fazla sarsıntı yaratmadan bu sisteme kolayca geçilebileceğini düşünüyorum.
NEDİR BU SİSTEM?
Yarı başkanlık sistemi, başkanlık sistemi ile parlamenter sistemin bir karışımıdır. Yürütme gücü, halk tarafından seçilen devlet başkanı ile Meclis güvenine dayanan başbakan arasında paylaşılır. Fiili olarak yürütmenin başı, devlet başkanıdır.
CHP, bu sistem değişikliğine onay ve destek verdiğinde hem yürütme gücünün devlet başkanı ile başbakan arasında nasıl paylaşılacağını ve adil olunmasını sağlamak açısından söz sahibi olacak hem de sistem değişikliğinin çok daha meşru olmasını sağlayacaktır.
Yarı başkanlık sistemi Fransa’da, Rusya’da, Çin’de var ve işliyor. Tabii ki hiçbir sistem mükemmel değil, ama bu sistemin çok etkin ve doğru olan yanları da bulunuyor, bazen kilitlenmelere neden olan yanları da. İşte kilitlenmeye neden olan bu yanları en aza indirmek ve etkin yasal güvenceler getirmek açısından CHP’nin katkısı çok önemlidir.
EĞLENCELİ TOTALİTARİZM
16 Eylül 2010 tarihinde bu köşede “Putinizm” başlıklı bir yazım yayınlandı. O tarihte Putin’in Rusya’daki yönetim üslubu ile Erdoğan’ın yönetim üslubu arasında benzerlikler olduğunu ve bunun daha da artmasının beklenmesi gerektiğini yazmıştım.
Slavoj Zizek’in “eğlenceli totalitarizm” diye tanımladığı bir yönetim biçimi var. Bu, o tarihte “Putinizm”in İtalya’daki versiyonu olarak tanımlanabilecek Berlusconi’nin yönetim üslubuydu.
“Putinizm”in özelliği, sistemde var olan kontrol mekanizmaları nedeniyle aşmakta, sonuca vardırmakta zorluk çekilen konuların rahatlıkla aşılabilmesidir.
Yarı başkanlık sisteminin bu tür tıkanmaları aşma yolunda kurgulanabilmesi ve bunun sağlam yasal çerçevesinin çizilmesi mümkündür.
CHP’NİN KATILIMI ŞART
Kurumsal temeller atılırken, yasal çerçeveler oluşturulurken dikkatli davranılırsa; toplumu kavrayıcı, hiçbir kesimi dışlamayan adımlar atılırsa yarı başkanık sisteminin bariz üstünlükleri de olacağı görülmektedir.
Bu yüzden bu tür güvenceleri sağlamak ve Türkiye’yi rahatlatmak için CHP’nin yarı başkanlık sistemine onay vermesi ve Erdoğan’ı yarı başkanlık sisteminin resmi başkanı olarak görmeyi kabul etmesi kaçınılmaz görünüyor.
- Seçim sonucu neden böyle oldu?1 yıl önce
- Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları1 yıl önce
- Alevi tartışması1 yıl önce
- Dün bu yazıyı yazarken...1 yıl önce
- Mea Culpa1 yıl önce
- Post-modern seçimin yankıları1 yıl önce
- 'Cool'un büyük kaybı1 yıl önce
- Z Kuşağına güvenilerek siyaset yapılır mı?1 yıl önce
- Muhalif yazarları bekleyen büyük kriz1 yıl önce
- Cumhuriyet Müzesi halk yüzünden kapanabilir1 yıl önce