IŞİD neden bu kadar acımasız?

Rahatlıkla insanların kafasını kesiyorlar, Müslümanlara bile acımasız olabiliyorlar, çok sayıda masum insanın canını bir bombayla alıveriyorlar.

Bir Müslüman’dan beklenmeyecek kadar vahşi davranışlar sergileyebiliyorlar.

Rus uçağının düşüşünde rolleri olabileceği ortaya çıkınca uzun zamandır cevabı verilemeyen aynı soru tekrar canlandı: “IŞİD nasıl bu kadar acımasız, bu kadar vahşi davranabiliyor ve buna rağmen nasıl dünyanın her yanından destekçileri kendisine çekebiliyor?”

Bu soruya bilimsel, anlamlı bir cevap verilmesi, cihadi hareketlerin değişen yüzünü ve geleceğini anlamak için gerekli olabilir.

Amerika’da birkaç gün önce çok önemli bir kitap yayımlandı:

“The ISIS Apocalypse: The History. Strategy and Doomsday Vision of the Islamic State.” Yazarı William McCants.

Yazar, Brookings Enstitüsü’nün “Amerika’nın İslami dünyayla ilişkileri projesi”nin yönetmeni, bir bilim adamı, Arapça biliyor, yani kaynakları orijinalinden okuyabiliyor.

Bu önemli kitap, IŞİD’in anlamsız, anarşik görünebilecek vahşetine bir anlam vermek açısından yapılmış en önemli çalışma olabilir.

Yazar kitapta, Sünnilerin, dünyanın sonunun geldiğini söyleyen fikirlere (apocalypse) Irak’ın Amerika tarafından işgalinden önce pek rağbet etmediklerini söylüyor.

“Ama bu işgal ve sonrasında yaşanan gündelik vahşet dolayısıyla Sünniler arasında, ‘dünyanın sonunun geleceği düşüncesi’ni öne süren fikirlerin kabul görmesi hızlanmıştır” deniliyor çalışmada.

Bu fikrin yaygınlaşmasıyla birlikte Sünniler, “Şiilerin, Yahudiler ve Hıristiyanlarla şeytanın (antichrist) bayrağı altında bir araya gelerek dünyanın sonunu getirecek büyük savaş”a hazırlandıklarını düşünüyor.

Bu ordunun gücüne karşı koyabilecek tek güç de halifeliği kuran İslam devleti olacak.

İslam imparatorluğu ile dünyanın sonunu getirecek savaşın yaklaştığı fikirlerinin bir araya gelmesi sonucunda IŞİD’in acımasız, hatta anarşik olan mücadelesi ortaya çıkıyor.

Yazar bu sonuca varırken çok eski kutsal metinleri ve El Kaide ile IŞİD’in gizli tutulan yazışmalarını okumuş.

Bu konularda benim fazla bilgim yok.

Ben sadece önemli olduğuna inandığım bir çalışmada ortaya atılan tezi aktarmak istedim.

Belki anlama ve tartışma girişimlerine yardımcı olur diye düşündüm.