Stadyumda protesto
Milli maç öncesinde Fransa’da ölenler için saygı duruşu yapılırken statta protesto sesleri yükselince sanki beynimden aşağıya kaynar sular döküldü. İçgüdüm, “Hemen bir şeyler yaz” diye beni kışkırtıyordu, ama “Üzerinde biraz düşünüp anlamaya çalıştıktan sonra yazayım” diyen aklıma teslim oldum.
Zaten yeni Türkiye’de gösterilen tepkiler, davranışlar karşısında kendimi hayata iyice yabancılaşmış görüyordum; bu son görüntü karşısında kendimi ülkesinde iç sürgüne mahkûm edilmiş bir insan olarak hissettim.
Aslında anlamaya çalışmak için kendime zaman tanımam da abesti; çünkü ne olup bittiği çok açıktı. Yapılanlar hiç de hoş değil. Atatürk’ün kurduğu cumhuriyette hayatı paylaştığım bu kişiler, anlaşılıyor ki IŞİD bombalarıyla ölenlerin saygıyla anılmasına tepki gösteriyorlardı. Elim bunu yazmaya gitmiyor, ama o eylemi de desteklediklerini ima ediyorlardı. Nereden baksanız utanç verici ve 21’inci yüzyılda bizi medeni ülkelerin liginden düşüren bir davranıştı bu.
Pew Araştırma Merkezi’nin çalışmasına göre, Türkiye’de nüfusun yüzde 8’i IŞİD’e yönelik olumlu fikirler besliyor. Bu Türkiye gibi seküler, modern bir devlet için olağanüstü yüksek bir rakam, ama ben oranın bundan çok daha yüksek olduğunu düşünüyorum. Zaten aynı çalışmada soru yöneltilenlerin yüzde 19’u “Bir fikrim yok” demiş. Bunu siz, “Olumlu düşünüyorum, ama şu anda bunu ifade etmiyorum, duygumu saklıyorum” diye okuyun; çünkü IŞİD gibi örgüt hakkında hâlâ bir fikri olmamak Türkiye şartlarında bile tuhaf.
Statta olanların anlamı belli ve gidişat hakkında gösterdikleri de net, ama bizler bugünlere neden geldik bunu düşünmemiz gerekiyor. AK Parti’nin de bunu çok iyi düşünmesi lazım.
*
Türkiye’yi dünyada biricik yapan, onu model ülke haline getiren özellik, Atatürk’ün temellerini attığı gibi “modern, seküler ve demokratik bir Müslüman” ülke olmasıydı. Bu kavramlar bir denge içinde tutulduğunda Türkiye büyüyor ve önemi daha da artıyordu. Çünkü bölgemizde ve dünyada bu kavramları bir denge içinde tutabilen başka ülke yok. Müslüman ülkeler bizim bu iç dengemizi hayal bile edemiyorlar.
Ancak bu dört öğeden birine diğerlerinin aleyhine abartılı önem verildiğinde, Türkiye’nin bütün iç dengeleri bozuluyor ve ülke rayından çıkıyor. AK Parti öncesindeki dönemde vurgu “sekülerliğe” yapıldı ve ülkenin dengeleri bozuldu. Maça, konsere başlamadan önce 10. Yıl Marşı’nı söyleyenler o dönemde ortaya çıktılar ve bence onların, bugün saygı duruşunu protesto edenlerden pek de farkları yoktu. Çünkü ikisi de ülkenin iç dengesini, huzurunu bozmaya çalışan tavırlardı.
*
AK Parti iktidara gelince sekülerlik lehine bozulmuş iç dengemizi Müslümanlığa ağırlık vererek düzeltmeye girişince, bir süre Türkiye’yi biricik yapan “modernlik, sekülerlik, demokrasi ve Müslümanlık” arasındaki dengeler tekrar oluştu. Türkiye, dünyada model ülke olarak düşünülmeye başlandı. Ancak Müslümanlık vurgusu daha önce sekülerliğe yapılan vurgu gibi abartılmaya başlanınca, iç dengemiz tekrardan bozuldu. Abartılı dinselleşme sürecinin başlamasıyla ülke rayından çıktı. Bizi dünyada biricik ve önemli yapan özelliklerimizi kaybettik, bir zamanlar model olarak görülen Türkiye sıradanlaştı.
Stattaki o son protesto, sıradanlaşmış bir ülkenin, global dünyanın medeni ülkeler liginden de düşmeye başladığını, iç dengemizin düzeltilemeyecek bir şekilde bozulmaya başladığını gösteriyor. AK Parti bu duruma özellikle dikkat etmeli ve bu kişilere modern bir Müslümanlığın nasıl olması gerektiğini öğretmeli. Bence bunu bir tek onlar, eğer isterlerse yapabilirler.
- Seçim sonucu neden böyle oldu?1 yıl önce
- Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları1 yıl önce
- Alevi tartışması1 yıl önce
- Dün bu yazıyı yazarken...1 yıl önce
- Mea Culpa1 yıl önce
- Post-modern seçimin yankıları1 yıl önce
- 'Cool'un büyük kaybı1 yıl önce
- Z Kuşağına güvenilerek siyaset yapılır mı?1 yıl önce
- Muhalif yazarları bekleyen büyük kriz1 yıl önce
- Cumhuriyet Müzesi halk yüzünden kapanabilir1 yıl önce