Geçen gün çok ilginç bir mesaj geldi (Bu işin sonu iyi görünmüyor)
“20 küsur yıl önce Washington Pentagon’da bana bağımsız Kürdistan’ın haritası gösterildi” diye yıllardır yazarım ya, bunu yapan yetkili salı günü birdenbire ortaya çıkıverdi.
Zaten aynı gün birbiriyle bağlantılı öyle şeyler oldu ki bunları Washington ayağında takip ederken bayağı korktum ve endişelendim. Bugün, salı günü yaşananları anlatıp “Eğer bunlardan da korkmayacaksam o zaman neden korkmalıyım?” diye soracağım.
Son derece yetenekli bir casus olan Pentagon’un sivil yetkilisi, salı günü sosyal medyadan fotoğraflı bir mesaj attı.
Büyük ihtimalle İsrail’den atıldı bu mesaj. Fotoğrafta yetkili, üzerinde “Özgür Kürdistan” yazılı tişörtle görülüyor. Fotoğrafın üzerinde de “Özgür ve bağımsız Kürdistan için Yahudiler” yazısı ve PKK renkleri ile çizimler vardı.
Geçmişte yaşadıklarımdan ötürü bana korkunç gelen bu mesaj, tam da ABD Dışişleri Bakanı Kerry, Putin ile Moskova’da görüşürken, ABD Savunma Bakanı Carter da İncirlik’teyken atıldı. Yetenekli bir casus olarak adamın zamanlaması doğrusu mükemmeldi. Birbirine bağlı olan olayların sonunun nereye varacağını tek bir mesajla özetleyebilmişti.
Meseleyi herkesin bilmesini bekleyemeyeceğimden, harita olayının ne olduğunu özetlemeliyim. Bu sivil Pentagon yetkilisi ile ben, 2002’de Washington’da Hürriyet Gazetesi temsilcisiyken tanıştım. Bir gün beni Pentagon’a davet etti. Erken gittiğimden sürpriz bir manzarayla karşı karşıya kaldım. Bu adam etrafına o zaman ve şu anda da önemi olan tüm Kürt isimleri toplamış, bir harita üzerinde çalışıyordu. Ve o harita, bugün oluşturulması planlanan Kürdistan haritasıydı.
İşte bu haritayı o gün anlatan casus, salı günü tekrar ortaya çıkarak İsrail’den o mesajı verdi.
Bu mesajın atıldığı saatlerde neler oluyordu, onlara da bir bakmak lazım.
1- ABD Savunma Bakanı Carter, Pentagon’da Başkan Obama ile bir görüşme yaptıktan, IŞİD ve Türkiye ile ilgili son talimatları aldıktan hemen sonra Türkiye’ye uçtu. Direkt İncirlik’e indi ve Ankara’dan hiçbir yetkiliyle de görüşmedi.
2- Aynı toplantıda yine Obama’dan talimatlar alan Amerikan Hazine Bakanı da IŞİD’in para kaynaklarının kesilmesi üzerine başka görüşmeler yapıyordu. Onun dosyalarında da Türkiye’nin yer aldığı söyleniyor.
3- Bunlarla aynı saatte Moskova’da Putin ile Kerry, Suriye politikalarını tamamen koordine etmek üzere görüşüyorlardı. Bu görüşmelerde ve Obama’nın Savunma Bakanı’na verdiği talimatlarda, Türkiye’ye pek sıcak bakılmadığını söylüyor Washington’daki kaynaklar. Bunlar ayrıca Obama’nın IŞİD konusunda Türkiye’ye güvenmemesine neden olan bazı bilgilerin kendisinde olduğunu söylediler.
4- Hem ABD Savunma Bakanı hem de Dışişleri Bakanı, ayrıca Putin, bölgede tek müttefik olarak Kürtlere güveneceklerini ifade ettiler ve işte tam bu dakikalarda da İsrail’den atılan o kan dondurucu mesaj geldi.
Önceki gün yaşananları alt alta sıraladım; şimdi siz söyleyin, ben korkmakta ve endişelenmekte acaba haksız mıyım?
Not: Bir gazeteci etiği olarak bu adamın adını yıllardır açıklamıyorum. Hatta telefon açıp bu kişinin adını öğrenmek isteyen bazı parti yetkililerine de “Bilgiyi aldığım tarihte haber kaynağımdı, bu yüzden beni affedin” dedim. Son mesajından da anlaşılabileceği gibi adam kendini hiç saklamıyor zaten. Saklaması için de gerek yok; çünkü o ülkesi için çalışan yetenekli bir casus. Tabii şimdi mesajını kamusal alana atmış durumda. Bu mesaj da benim kayıtlarımda duruyor.
- Seçim sonucu neden böyle oldu?1 yıl önce
- Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları1 yıl önce
- Alevi tartışması1 yıl önce
- Dün bu yazıyı yazarken...1 yıl önce
- Mea Culpa1 yıl önce
- Post-modern seçimin yankıları1 yıl önce
- 'Cool'un büyük kaybı1 yıl önce
- Z Kuşağına güvenilerek siyaset yapılır mı?1 yıl önce
- Muhalif yazarları bekleyen büyük kriz1 yıl önce
- Cumhuriyet Müzesi halk yüzünden kapanabilir1 yıl önce