Türkiye'nin tuhaf durumu
Bugün Türkiye’yi hayatında ilk kez incelemeye başlayan bir yabancı uzman, olan bitene baktığı zaman sanki bu ülkede seçimler yapılamıyormuş, hem de uzun yıllardır seçime gidilememiş gibi hissedebilir. Dahası meşruiyeti bulunmayan bir siyasi iktidar sanki gücü zorla elinde tutuyormuş da seçimleri engelliyormuş sanabilir.
Oysa Türkiye artık global düzeyde rastlanılmayan bir oranda katılımla ve meşruiyeti tartışmasız bir seçimi gerçekleştirdi.
Rekor temsiliyet oranını yansıtan tam çoğulcu bir parlamento oluştu.
Yüzde 50’lik kesin oyla tek başına bir iktidar seçildi. Önümüzdeki 4 yıl seçim de yok.
Bu tablo global düzeyde herhangi bir ülkede tam istikrarın ve sağlamlığın göstergesi olurdu. O ülkede siyasi iktidar önü açık, kafası rahat biçimde ülkeyi geliştirmek, büyütmek ve güçlendirmek işine girişebilirdi. O ülkede dünyanın kıskandığı ve izlediği koşullar ve istikrar var olurdu.
Siyasi tansiyonlar tamamen düşer ve ülke bütünüyle daha parlak geleceğini kurmaya girişirdi.
Normalde böyle olması gerekirken, bizde sanki her an yeni bir siyasi gelişme olacakmış duygusu, aciliyeti ve aşırı heyecanlı politizasyon hali sürüyor.
Bu son derece tuhaf bir durum ve bu durum ülkemize çok zarar veriyor.
Bu durumdan sorumlu olanlar, demokrasiyi içlerine sindirememiş olanlar, siyasi iktidarı bir türlü hazmedemeyip onların önünü her yoldan kesmeye çalışanlar, AK Parti’ye kötülük yaptıklarını sanıp seviniyorlar, ama aslında kötülüğün hepimize, ülkemize olduğunu görmeliler.
Tamam, Türkiye’nin olağanüstü zor sorunları var. Koşullar ağır, ama çok önemli bir gücümüz de var. Bölgemizde çok ender görülen düzeyde bir demokrasi deneyimine ve bilincine sahip bir ülkeyiz. Demokratik kurumlarımız yerinde ve sağlam.
Başta dediğim gibi tüm dünyayı kıskandıracak düzeyde bir istikrar içinde seçimimizi yaptık, demokrasinin tüm kurallarını yerine getirdik ve Ahmet Davutoğlu gibi Türkiye’nin şansı olan bir siyasetçinin başbakanlığında güçlü bir hükümet kuruldu.
Bu tablo, sorunları ne olursa olsun bunları çözmeye girişebilecek bir ülke görüntüsü vermesi gerekirken muhalefetin dayatmalarıyla sanki Türkiye böyle değilmiş, sanki başka koşullar varmış gibi bir görüntü yaratılıyor.
Muhalefetten iktidara tam destek tabii ki beklemiyorum. Eleştirilerini tabii ki sürdürecekler, kızgın muhalefet de arada bir tabii ki olacak, ama ülkeye zarar veren hepimizin, çocuklarımızın geleceğini karartacak davranışlardan çıkmalarını beklemek de bizim hakkımız. Bugün Türkiye’nin bir siyasi meşruiyet, bir iktidar sorunu yoktur, ama bir muhalefet sorunu vardır. Bu lafımla sadece parlamenter muhalefeti kastetmiyorum. Parlamento dışı çeşitli muhalefet hareketlerini bir amaca, demokratik bilince ve buna uygun davranmaya davet etmek ve bunu beklemek biz istikrar isteyenlerin hakkıdır.
Türkiye bu tuhaflıktan bir an önce çıkmalı ve asıl işine, sorunlarını çözmeye girişmelidir.
BOB DYLAN’IN ARŞİVİ
BOB Dylan’ın üzerinde çalıştığı ama ortaya çıkarmadığı çalışmaları sakladığı biliniyordu. Sonunda 6 bin parçadan oluşan bu arşivi Oklahoma’da bazı kurumlar 15 ilâ 20 milyon dolar ödeme yaparak satın almışlar. Arşivi uzman yazarlarına inceleten New York Times Gazetesi, dünkü pazar ekinde bu arşiv üzerine yaptığı inceleme hakkında çok detaylı bir yazı yayımladı. Arşivde son derece güzel çalışmalar ve potansiyeli büyük olabilecek şarkı sözleri bulunuyormuş. Tabii bir kült figürü olan Bob Dylan hayranları şu anda bu arşivin sonuçlarını bir an önce almayı heyecanla bekliyorlar.
Apple-FBI kavgasını anlamak için 7 madde
1- FBI terör soruşturmasında sonuç alabilmek için yerel mahkemeye başvurdu. Yerel mahkeme, teröristin kullandığı iPhone’un güvenlik sistemine FBI’ın girebilmesi için bir arka kapı açılması gerektiğine karar verdi.
2- Apple ise bu karara uymayacağını çünkü bu durumda bir arka kapı açıldığı takdirde hem ABD’de hem de diğer ülkelerde devletlerin masum insanlar hakkındaki bilgilere de ulaşmasının yolunun açılacağını söyledi.
3- Microsoft’un sahibi Bill Gates, katıldığı bir haber programında Apple’ın kaygılandığı sonuçlara gidilmeden FBI’ın isteklerinin karşılanabileceğini söyledi.
4- Galiba uzmanlar ona da bunun imkânsız olduğunu anlatmış olmalılar ki sonuçta tüm dev dijital şirketler Microsoft, Facebook, Twitter, Linkedin, Airbnb gibi 20’ye yakın şirket hep birlikte Apple’a sahip çıkarak federal mahkemeye başvurdular ve FBI’ın engellenmesinin yasal çerçevesinin çizilmesini istediler.
5 Apple ve destekçisi şirketlerin federal mahkemeye gitmeleri, onların bu işi anayasa mahkemesine kadar götürerek sonuçta oradan bağlayıcı bir karar çıkarmaya kararlı olduklarını gösteriyor.
6- ABD anayasa mahkemesinde kararlar 5’e 4 çoğunlukla alınabiliniyor. Orada dengeler çok önemli. Geçenlerde bir üye ölünce koltuğu boşaldı. Şimdi Obama yeni üye atayabilirse mahkemenin karakteri liberal olacak ve büyük ihtimalle karar Apple’dan yana çıkacak.
7- Ama Cumhuriyetçi Parti bu atamayı yeni başkan seçilinceye kadar engelleyeceğini söyledi. Eğer bu olursa ve örneğin sağcı bir kişi başkan olursa kararın FBI’dan yana çıkma ihtimali çok büyük.
Çin’in cesur hamlesi
BİR zamanlar global dünyada arz ekonomisi politikaları furyası esiyordu. Serbest piyasacı bu görüşe göre devlet ekonomiden elini ne kadar çekerse iş dünyasına girişimci olmanın yolunda ne kadar kolaylık, vergi indirimi, teşvikler sağlarsa arz yönünden gelecek bu iyileştirmelerle ekonominin tümünün de büyüyüp güçleneceği söyleniyordu.
Reaganizm veya İngiltere’de Thatcherizm olarak bilinen bu tavrın Türkiye’deki güçlü temsilcisi de Turgut Özal’dı.
Şimdi Çin Komünist Partisi’nde çok tuhaf bir değişim oluyor Geçtiğimiz cumartesi alınan kararlarla bu ideolojiyi resmen benimsemeye başladılar. Aslında bu ciddi bir ideolojik yenilgi olarak görülebilir, ama daima pragmatik olmaya çalışan Çin Komünist Partisi bunu bile bir ideolojik zafer olarak paketleyip sunacak.
- Seçim sonucu neden böyle oldu?1 yıl önce
- Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları1 yıl önce
- Alevi tartışması1 yıl önce
- Dün bu yazıyı yazarken...1 yıl önce
- Mea Culpa1 yıl önce
- Post-modern seçimin yankıları1 yıl önce
- 'Cool'un büyük kaybı1 yıl önce
- Z Kuşağına güvenilerek siyaset yapılır mı?1 yıl önce
- Muhalif yazarları bekleyen büyük kriz1 yıl önce
- Cumhuriyet Müzesi halk yüzünden kapanabilir1 yıl önce