Bodrum'a nötron bombası mı atıldı?
BİLİYORSUNUZ atom bombasının aksine nötron bombası sadece canlılara zarar verir, binalara bir zararı olmaz.
Bu nedenle nötron bombası atılan bölgelerin sonradan görünümü, salgın hastalık sonrası artık insanların bulunmadığı şehrin ıssız, tüyler ürpertici görünümü gibidir.
Bunu önceki akşam son "Alt Üst Muhabbetler" programının çekimi için Göltürkbükü'ne giderken düşündüm.
ZENGİNLER NEREDE?
Tepeden koya baktığımda şaşırdım, her zaman demir atmış yatlarla dolu olan koyda tek tük yat bulunuyordu. Geçmiş yazlarda kalabalıktan yürümekte zorlandığımız sokaklar neredeyse boştu.
Sadece orada değil, Yalıkavak'ta da durum böyle. Temmuzun ikisi oldu, zaten kısalığından şikâyet edilen "mevsim" hâlâ açılamadı burada.
BİR TURİZM FACİASI
Gördüğüm kadarıyla Bodrum merkezli turizmde büyük bir felaket yaşanmakta.
Bunun nedenlerini gece hayatının önde gelenleri ve Bodrum'un yerlileriyle konuştum.
YÜKSEK FİYAT SORUNU
Herkesin söylediği Bodrum, pahalı olmasının yarattığı sonuçları yaşıyor ve yıllardır geliyorum diye işaret veren gelişmenin bedelini sonunda ödemeye başladı.
Hakikaten de Bodrum'da fiyatlar çok yüksek, artık ne yerli turist ne de yabancılar yüksek fiyatlar içeren tatil yapmak istemiyorlar. Yeni global koşullar nedeniyle tercihler zorunlu olarak değişti.
"Peki o fiyatlardan etkilenmeyecekleri varsayılabilecek zenginlerimiz nerede?" diye sordum. Aldığım cevap ise bana Türkiye'nin dikkat etmesi gereken yeni bir gelişmenin işaretini verdi.
YUNAN ADALARI
İnsanların çoğu bu yaz Bodrum'a gelmek yerine Yunan adalarına gitmeyi tercih ediyormuş.
Aynı güneş, aynı deniz ve belki size daha fazla sempatiyle yaklaşan bir halk. Bunun üstüne de fiyatların buralarla karşılaşmayacak kadar düşük olması o tercihin nedeni.
MEZELER
Şunu da açıkça söyleyeyim; Yunan adalarında hazırlanan mezeler, Bodrum yarımadasındakilerden çok daha zengin ve lezzetli. Çünkü burada lokanta işletenler işin kolayına kaçıyor ve yüksek fiyatlara rağmen hepsi birbirine benzeyen ve sanki aynı fabrikadan çıkmış gibi görünen mezeler sunuyorlar.
Birkaç istisna dışında hiçbirinde yeni ve farklı bir lezzet yaratma arzusu yok. İşin kolayına alışmışlardı ama şimdi tüketici de verdiği paranın karşılığını istiyordu.
O paraya farklı ve güzel lezzetler alamayacaksa dışarıda yememeyi tercih ediyor. Arkadaşlar bana kızmasın, çünkü biliyorsunuz ki dost acı söylermiş.
Kitle turizminin ve kolay gelen müşterinin rahatına alışmış olan esnaf, bugün bunun bedelini ödemeye başladı.
25 LİRAYA TEK LAHMACUN
Türkbükü ise bir başka âlem. Orası yıllardır lüks turizme yöneldi, orta sınıf oralardan zaten çekildi ve sonunda plajlarda satılan tek bir lahmacuna 25 lira istenilen bir yer haline geldi.
BU KADAR YATIRIMA EMEĞE ACIYOR İNSAN
Biz televizyon çekimini Göltürkbükü'ndeki Sortie'de yaptık. Baktım harika bir otel ve şahane bir konum. Her şey çok şık ve düşündüm ki bu kadar yatırımın, harcanan paranın da müşteriye bir bedeli olması gerekiyor.
Böyle bir yerin çok ucuz olabilmesi gayet tabii ki imkânsız. Ama pahalılığın da bir sınırı olması gerekir; makul fiyat arayışı olmalı. Biraz ötede Kos Adası'nda otel fiyatları buradakilerin üçte biriyken ve üstelik adaların yukarıda saydığım avantajları da varken zenginler de burada değil artık.
Zenginimizin de bir vefasızlığı söz konusu burada. Hep yıllardır lüksü talep ettiler ve sonunda lüks kaçınılmaz fiyatlardan sunulunca yatlarına atlayıp adalara gittiler.
HER ŞEY DAHİL ÖLÜMCÜL
Bir yandan yüksek fiyatlar var, öte yandan da "her şey dahil" ilkesiyle çalışan yerler. Bu ikisi birlikte var olunca sonuç ölümcül olabiliyor.
Bu tehlike yıllardır geliyorum dedi ve yeni tedbirler alınmadı, sonunda tehlike vurmaya başladı. Paralı turist bile artık kaldığı yerin hiç dışına çıkmamaya başladı. Kimse keyfini bozmak istemiyor.
Efes'te bile her zaman harabelerin kapısında onlarca turist otobüsü olurdu. Artık orada da boşluk var. Çünkü turist, havuzunun başından kımıldamak istemiyor. Kımıldamak isteyenler de Yunan adalarındalar.
Bu oluşmaya başlayan bir turizm felaketi ve hükümet bu soruna fazla gecikmeden el atmak zorunda. Türkiye'nin tek sorunu Suriye'den ibaret değil, Türkiye'nin Bodrum sorunu da var.
UMUTLAR
Burada insanlar şimdi bir türlü başlamayan mevsim için umutlarını bayrama bağlamışlar ve bir bölümü de ramazanda oruç tutmayan insanların gelmesini bekliyorlar.
Çünkü malum ramazan ayında artık oruç tutmamak için en rahat mekânlardan bir tanesi de Bodrum'dur.
Bence büyük yatırımlara girişenlere bir tür sübvansiyon sağlanmadıkça fiyatlar mümkün değil düşmez ve Bodrum ne yazık ki bu yeni global düzende turizm açısından kaybetmeye mahkûm olabilir.
Paparazziler
BODRUM'un ünlü paparazzileriyle de konuştum. Onlar da işler böyle giderse artık Yunan adalarında çalışmak zorunda kalabileceklerini söylüyorlar.
Eğer zenginimizin yeni tercihi değişmezse Bodrum günlerinin alışılmış yüzleri olan paparazziler de artık Yunan adalarında dolaşacaklar.
Bir tavsiye
ALT Üst Muhabbetler'-de benim gündelik yaşadığım Bodrum mekânlarını da gösterecektik ama teknik bir sorundan dolayı bu mümkün olmadı. Sadece benim artık çıkmadığım, çıkamadığım mekânların görünümünü verdik.
Bu yüzden sevdiğim bir restoranı gösterecektim, bunu yapamadım ama şimdi tavsiye edeceğim ki makul fiyatlara yeni lezzetler arayanlar tatillerinde yararlansınlar.
Yalıkavak'ta çarşının kıyısında Çardaklı Restoran var ve orada Mehmet kardeşim Türkiye'yi devamlı gezip yeni ve farklı lezzetler buluyor, bunları sevgiyle pişirtip müşterilerine sunuyor.
Milyarderler kulübü
BİR de tam bugün bahsettiğim sorunu net olarak yansıtan ve sorunu olabildiğince açık bir şekilde ortaya koyan yeni bir mekân açılmış Yalıkavak'ta.
"Bilyonerler Kulübü" diyorlar buna ve içeriye sizi almaları için tek şartları birkaç milyon dolarcık servetiniz olması.
Kulübün her gece tıklım tıklım dolu olması pek mümkün değil ama evimden duyuyorum, gece boyu neredeyse sabaha kadar müzik çalıyorlar. Anladığım kadarıyla bu bilyonerlerin müzik zevkleri de pek gelişmemiş galiba; çünkü benim mecburen duyduğum parçalar bir felaketti.
Balkonda televizyonda bir tartışma programı seyretmeye çalışıyordum. Kulüpten gelen ses, tartışmanın içinde olan Rasim Ozan Kütahyalı'nın bile sesini bastırdı.
Bu da Bilyonerler Kulübü'nün bize sağladığı tek avantajdı. Bu gürültü eğer kalıcı olacaksa bu durumda ben artık Bodrum'a yaz-kış yerleşmeye karar verebilirim.
- Seçim sonucu neden böyle oldu?1 yıl önce
- Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları1 yıl önce
- Alevi tartışması1 yıl önce
- Dün bu yazıyı yazarken...1 yıl önce
- Mea Culpa1 yıl önce
- Post-modern seçimin yankıları1 yıl önce
- 'Cool'un büyük kaybı1 yıl önce
- Z Kuşağına güvenilerek siyaset yapılır mı?1 yıl önce
- Muhalif yazarları bekleyen büyük kriz1 yıl önce
- Cumhuriyet Müzesi halk yüzünden kapanabilir1 yıl önce