Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        DEĞİŞİM sözünü vererek MHP adaylığına soyunmak, dünyada yapılabilecek en büyük hata olmalı.

        Çünkü Türk milliyetçiliği, katiyen değişmeme fikri üzerine kurulmuştur.

        Kendileri değişmezler ve başkalarının da değişmesine karşıdırlar.

        DÜŞÜNCE DEĞİL DUYGU VAR

        Böylece "Türk'ün Türk'e propagandası" mahiyetindeki düşüncelerle yıllar önce oluşturulmuş duygular (dikkat edin düşünce demiyorum, söz konusu olan duygulardır), yıllar içinde hemen her koşula formül şeklinde uygulanacaktır.

        Bu formüle karşı çıkanlara ise kızılacak ve temelde sadece demagoji olan laflarla saldırılacaktır.

        Bu nedenle Türk milliyetçisi, muazzam bir kısırdöngü içindedir.

        Türkiye değişmektedir ve bu değişen Türkiye nin yeni fikirlere ihtiyacı vardır, ama bu yeni koşullara rağmen milliyetçi, yıllar önce oluşturulmuş formül duygularla ya kızar ya da karşı çıkar.

        Bu çok üzücü bir durumdur; çünkü böyle bir grubun var olduğu Türkiye de ülkenin hayati meselelerine radikal çözümler getirmek imkânsız olmaktadır.

        KÜRT MESELESİ DE ÇÖZÜLEMEZ

        Örneğin, Kürt meselesine kapsamlı bir çözüm getirmek şu anda milliyetçiler sayesinde mümkün değildir. Çözümün Türkiye de tartışılması bile milliyetçilerin değişmesine bağlıdır.

        Örneğin, bir Türk milliyetçisi, "Kürtlerle konfederasyon opsiyonunu da tartışmaya hazır olmalıyız" fikrini neden ortaya atamaz ve bunu tartışmaz hiç anlayamıyorum.

        "Bu milliyetçiliğin özüne aykırıdır ve bunun olabileceğini düşünmek boşuna hayal kurmaktır" diyenler çıkacak, ama şunu da unutmayalım: Bugün adına milliyetçilik denilen ideolojinin kökeni 19'uncu yüzyıl Avrupa'sıdır.

        İDEOLOJİNİN KÖKENİ AVRUPA'YSA

        Şu da hatırlansın, milliyetçilik gibi ideolojiyi yaratmış olan Avrupa yıllar sonra milletler üstü bir birlik yaratmıştır. Çünkü Avrupa milliyetçisi, Türk ün yapamadığını yapabiliyor ve birtakım duygusal kalıpların dışına çıkıp, değişen koşullara kendini uydurup "Neden olmasın?" sorusunu soruyor.

        Bugün Türk milliyetçiliği, Avrupa'daki gibi olabilseydi eminim Türkiye terör sarmalından çıkabilecek ve Kürt sorununa daha kapsamlı siyasi bir çözüm bulabilecekti.

        Ancak milliyetçilerin ve MHP'nin "değişmeme" fikrine bağlı duyguları, Türkiye de yeni fikirler üzerinde diyalog kurulmasını ve kapsamlı tartışmayı engelliyor.

        Şu an terörle yapılan mücadelenin bir kısırdöngüye dönüştüğü ve yapılabilir bir çözümü düşünmeyi bile imkânsızlaştırdığı aşikârdır.

        Bunun en büyük sorumlusu, Türk milliyetçiliğinin duygusal tepkileri ve "Kanları yerde kalmayacak", "Teröre biz dersini veririz" düşüncesinden ibaret demagojinin düşünce yerine geçmesidir.

        AKP'Yİ DE ÜRKEK YAPTILAR

        Bu şanssız durum aslında çözüm için en korkusuz ve kapsamlı adımı atabilecek olan AKP'yi de çok olumsuz etkilemektedir.

        Onlar da kapsamlı çözüm yerine bazen demagojiye rağbet etmektedir; çünkü parti kendi içinden gelebilecek bir milliyetçi tepkinin MHP tepkisiyle birleşmesinden haklı olarak korkmaktadır.

        OKTAY VURAL

        MHP'nin sözcülüğünü yapan Oktay Vural'ı ne zaman televizyonda siyasi konularda fikir bildirirken görsem, elimde olmadan korkuyorum. Çünkü konu ne olursa olsun aynı kızgın duygusallıkla sözünü söylüyor.

        Sözü ve vücut dili hayli kavgacı. Ve bu haliyle Türk milliyetçiliğinin değişmeme ve demagojiye dayalı tepkiselliğini tamamen yansıtıyor.

        Kendisiyle bir kez baş başa kahvaltı etmiştik, onu nazik ve sakin bir insan olarak görmüştüm. Ama iş siyasi konularda kamuoyuna söz söylemeye gelince bu şekilde konuşmak, milliyetçi kitlenin ne arzuladığını bilmekle alakalı olsa gerek.

        DEĞİŞİM GEREKİYOR AMA

        Eğer çözemezsek rahat bir nefes almamızın mümkün olmadığının ortaya çıktığı Kürt sorununun çözümü için milliyetçilerin mutlaka bir değişim içine girmeleri gerekiyor.

        Onlar değişirlerse bizler daha rahat değişiriz ve 21 'inci yüzyılın koşullarının gerektirdiği çözümleri 19'uncu yüzyıla ait fikirlerde aramaktan vazgeçebiliriz.

        KORAY AYDIN

        Yaklaşan parti başkanlığı seçimi için adaylığını açıklayan Koray Aydın değişimden bahsedince umutlanmıştım. Üstelik Koray Aydın değişimin parti tabanı tarafından talep edildiğini de anlatıyor.

        Keşke bu tabandan geldiği söylenen değişim talebi gerçek olsaydı. Bu değişim olursa Türkiye nin en hayati sorunlarında gerçek çözüm yolu açılırdı.

        Ancak ben bu sözü edilen talebin gerçekten var olduğunu sanmıyorum.

        Yukarıda açıklamaya çalıştığım gibi, Türk milliyetçiliğinin tanımlayıcı özelliği, her türlü koşullardaki değişime karşın değişmez kalmak ve formüllerle duygusal tepkiler vermektir.

        Bilmiyorum belki de Koray Aydın, benim göremediğim bir cevher görüyor olabilir parti tabanında. Olacağını hiç sanmıyorum ama değişime inanan bir başkanın partinin başına gelmesini Türkiye açısından isterim ben.

        Türk milliyetçisinin ve MHP'nin yakın gelecekte değişime başlayacağını hiç sanmıyorum, ayrıca kongrede başkan seçimi zamanı geldiğinde sıkı bir kavga çıkacağını da düşünüyorum.

        Çünkü Türk milliyetçisi değişimi istemediği gibi bunu isteyene de kızabilmektedir. Milliyetçinin duygusal tepki formüllerinin içinde adam dövme de vardır maalesef.

        Diğer Yazılar