AKP Kongresi'nden sonra 2023 Türkiye'si

AKP'nin dün yapılan kongresi cumhuriyetin 100'üncü yıldönümünde nasıl bir Türkiye'de yaşayacağımız konusunda güçlü ipuçları veriyordu.

2023 yılında Türkiye genişletilmiş bölgesinde, özellikle Müslüman dünyada düzen ve kural koyucu süper ülke konumuna gelecek ve global bir Müslüman güç olarak ağırlığını koyacak.

Bu hedef için en önemli konu, ekonomik gelişme ve büyümenin sürdürülmesi, ülkenin ekonomik altyapısının bölgesel süper güç Türkiye'ye temel oluşturması için dönüştürülmesi...

Türkiye genişletilmiş bölgesinde öncelikle ekonomik gücüyle kural koyacak ve düzen getirmeye çalışacak.

MÜSLÜMAN TÜRKİYE

Ama dünkü kongreden benim gördüğüm Türkiye'nin bölgesinde sadece ekonomik gücü nedeniyle değil artacak manevi gücüyle de düzen koymaya girişeceği yolunda...

Dünya sisteminin dünya genelinde Müslümanlara global dünyaya uygun davranış normlarını koyacak bir otoriteye ihtiyacı var ve bu ihtiyaç her geçen gün artıyor. Bunu modern global kurallara uyumlu ve dünya sisteminin işleyişine katkı vererek yapabilecek tek ülke Türkiye olarak ortaya çıkıyor. Dün AKP Kongresi'ne davetlilerin seçiminde ve verilen mesajlarda bu rolü Türkiye'nin üstelenmesine hazır olduğu ortaya konuldu (Ortadoğu'dan kongereye katılımın dağılımına bir bakın bunu görebilirsiniz, ayrıca Başbakan konuşmasında filme tepki konusuna değinirken, genelde Müslümanların nasıl tepki vermesinden bahsederek bu role çoktan ısınmış olduğunu gösterdi. Daha önce Numan Kurtulmuş un da partiye alınması bu eğilimin bir başka işaretiydi).

Burada dini konularda kural koymaktan bahsetmiyorum, bu da olabilir de ancak Türkiye 21 'inci yüzyıl şartlarında Müslümanların global düzene uyumlu ve global dinamiklere katılımcı olarak nasıl davranmaları gerektiği konusunda kural koyabilen bir ülke olacak 2023 yılında (Bu aslında film krizinden sonra net olarak çoktan ortaya çıkmıştı, bu gerçeği ABD, İngiltere ve Almanya net olarak görüyorlar).

ARTAN DİNSELLEŞME

Yani anlayacağınız Başbakan Erdoğan 2023 yılında bölgesinde süper güç haline gelecek bir ülke düşlüyor. Bunun için önümüzdeki yıllarda en fazla ekonomik gücün oluşturulmasına önem verilecek. Buna paralel olarak 2023 yılına kadar Türkiye'nin sosyal ve kültürel yaşamında, söylemlerinde dinselleştirmeye ivme kazandırılmasına önem verilecek (Başbakan konuşmasına Sezai Karakoç'un şiiriyle başladı ve daha sonra bu vurguyu her fırsatta yaptı). Bu, Müslüman olmayanlara ve inançsızlara baskı ortamı oluşturulması anlamına gelmeyecek ("Yüzde 99'un oyunu da alsak yüzde 1 'in hakını hukukunu korumak boynumuzun borcudur" lafı buna vurgu yapmak içindi. Bu yüzde 1'lik vurgusuyla Türkiye dinselleştirmesini başarırsa bunun ileride Müslüman dünyaya emsal olması isteniyor). Türkiye Cumhuriyeti'nin 100'üncü yılına sosyal kültürel ve gündelik yaşamı boyutunda çok daha dinselleşmiş biçimde girmesi planlanıyor. Bunun Türkiye'ye özgü bir süreç olarak gelişmesi ve Türkiye'nin bunu gerçekleştirme biçiminin ileride emsal olarak global Müslümanlara düzen koyma gücünün de temelini oluşturacağı düşünülüyor.

Bölgesinden başlayarak ekonomik gücüyle ve manevi, yumuşak gücüyle süper güç olarak davranmaya başlayacak Türkiye'nin 2023 yılından itibaren global düzen koyucular arasına girmesi sürecini başlatmak istiyor Başbakan Erdoğan ("Ecdadımız neden oralardaydıysa işte bu nedenle oradayız" lafı bence konuşmasının global düzen koyma görevine işaret eden önemli boyutuydu).

Bunun en önemli ayağını oluşturan Türkiye'nin global düzeyde emsal Müslüman ülke olmasının nasıl gerçekleştirileceği AKP açısından çok önemli. Başbakan Erdoğan toplumun, ikna yoluyla ve Müslüman olmayanlara ve inançsızlara baskı yapmadan artan dinselleşmesini başarmış olacak Türkiye'nin dünyanın Müslüman lideri olabileceğini görüyor (Önemli olduğu için tekrar edeceğim: "Yüzde 99'un oyunu alsak bile kalan yüzde 1 'in hak ve hukukunu korumak bizim boynumuzun borcudur"

cümlesi işte buna vurgu yapıyordu).

KENDİNDEN NASIL BU KADAR EMİN

Başbakan Erdoğan bir gerçeği net görüyor. Eğer katastrofik düzeyde büyük bir olay olmazsa AKP'nin Türkiye'de seçim kaybetmesinin imkânsız olduğunu biliyor. Ekonomik büyüme ve gücün toplumu nasıl da AKP'ye bağladığının ve Türk insanının toplumun daha fazla dinselleşmesinden nasıl da mutlu olduğunun ve bu yüzden desteğini kolay kolay çekmeyeceğinin farkında. AKP bu manevi gücün kendisine büyük siyasi güç sağladığını görüyor ve bu yüzden de seçim kaybetmesinin neredeyse imkânsız olduğunu biliyor. Halkı Müslüman olan bir ülkede demokrasiyi işleterek halkın manevi arzularına sahip çıkmasının kendisine kolay yenilemez bir güç verdiğini biliyor Erdoğan; işte bu yüzden 2023 ve sonrasının Türkiye'sini düşünebiliyor ve yine bu yüzden kendinden bu kadar emin bir şekilde kongresini yapıp kendisine ve partisine yeni yollar çizebiliyor.

Ekonomik ve manevi açıdan güçlü, büyük ve 2023 yılının yeni süper dünya gücü olarak Türkiye... İşte Erdoğan'ın vizyonunun özeti bu.

İşin ideolojik yanı bu, o yolda yürünürken de şunların olacağı belli oldu.

BU GÜÇLÜ EGO MUTLAKA BAŞKAN OLUR

Erdoğan ister Cumhurbaşkanı ister başkan olsun Türkiye'nin en güçlü adamı olarak gücünü kullanacak ve tek adam iktidarı olacak. Buna AKP içinden itirazlar olacağını sananlar veya Cumhurbaşkanı Gül ile Erdoğan'ın arasında bazı sürtüşmelerin olacağını düşünenler ve ümit edenler ne Türkiye'yi ne de Erdoğan'ı tanıyorlar. Yeni Türkiye'den de haberdar değiller. Kendisine yönelen coşkulu desteği alan bu güçlü egonun mutlaka başkan olmayı isteyeceği ve de olacağı kesin gibi.

Bu süreçte Cumhurbaşkanı Gül'e zamanı gelince Türkiye'nin dünyada artan gücüne uygun olan, global düzeyde etkin ve prestijli bir görev bulunacağını sanıyorum.

Erdoğan artık seçim kaybetmesi neredeyse imkânsızlaşmış bir lider olarak vizyonu açık ve net biçimde yolunda ilerleyecek ve eski arkadaşlarını da süreçte kollayacak. Çünkü yeni bir süper gücün lideri olarak global süper oyuncu olmak arzusu büyük ve bu arzu onun için diğer her şeyi teferruat olarak bırakabiliyor.